"Her şey kan ile başladı ve onunla bitecek sevgilim"
Nefes nefese uykumdan sıçramayı hobi edinmişim gibi görünüyor. Her şeyin bir rüya olduğunu anlamam bir kaç saniyemi aldıktan sonra gözlerimi ovuşturup görüşümü netleştirdim. Karanlık odanın içindeki ağır ekşimsi ve bir o kadar da baharatlı kokuyu içime çekerken sırtımın tekrar yatağa değmesine izin verdim. Kısa süreliğine tuttuğum nefesi verirken bir yandan saatin kaç olduğunu anlamak için komidinin üstündeki eski saate bakış attım. Bu külüstür şey nasıl hala çalışıyor merak ediyorum adeta 50'lerden kalma. Saat 18:22 sanırım ilk defa erken uyandım. Geceleri uyanık olup akşama kadar uyumak... Bunu 10 yıl önceki bana söyleseydim gülerdi ve sanırım bana "Saçmalama annem buna asla izin vermez seni 9'da sıcak ballı sütün ile yatırır ve masal okur." derdi. Eh 12 yaşındaki bir kızdan bekleneceği gibi. Geniş yatakta bir güzel gerildikten sonra artık kalkmanın vakti geldiğini düşündüm. Mor saten örtünün üstümden kaymasına izin vererek yataktan kalktım. Güzel bir banyo yapmaya ihtiyacım olduğunu düşündüğüm için banyoya doğru ilerledim. Küveti ılık su ile doldururken bir yandan da bir birine karışmış saçımı tarıyordum. Tarağı yerine koyduktan sonra üstümdekilerin yere düşmelerine izin verdim. Kendimi suya teslim ederken son 1 yıl içindeki hayatımın nasıl değiştiğini aklıma getirdim. Her şey bir anda oluşmuştu. Ben cici kız, ailesinin biricik gurur kaynağı, ablasının kıskançlık krizleri geçirmesine ve küçük erkek kardeşinin her zaman gözünde prenses olan Lynet... Kafamı bir sağa bir sola sallayıp eski Lynet'i hatırlamanın her zaman eğlenceli olduğunu kendime hatırladım. Eski hayatımı özlemiyorum ama o zamanlar mutsuz olduğumu söyleyemezdim. Eski Lynet... 1 yıl geçmiş olmasına rağmen asır gibi hissettiriyor. Tüm bu düşüncelerden arınıp banyodaki saate baktım 18:43. Anlaşılan bu gün küvette biraz daha zaman geçirecektim. En azından o gelene kadar. Her zaman ki rutinimize uyacaksak saat 8'de gelecekti. Rutin rutin rutin... Her gün aynı saat... Aynı karşılama... Aynı şeyler... Normalde bu tür şeyler sıkıcı gelebilir ama benim gibi psikopat bir kişiliğiniz varsa bu tür şeylerden hoşlanırsınız. Her ne kadar bu durum onun için bazen sıkıcı gelsede ona bu huyumdan yavaş yavaş vazgeçeceğim sözünü verdim. Sadece zaman gerekiyordu. Çünkü 22 yıllık hayatını rutinler içinde geçirmiş sabit fikirli Lynet'i seviyordu ve buna katlanmalıydı. Nefesimi tuttum ve suyun altına girdim. Küvette tamamen yatar pozisyona geçince gözlerimi açtım ve etrafı suyun altından izlemeye başladım. Bu son zamanlarda edindiğim bir başka alışkanlık. Eh kendimi yeni yeni şeyler yapmak için zorluyorum bence bunun için minnet duymalı. Saatlerin sesi, diğer odadan gelen yanan odun sesleri hiç bir şey kalmamıştı. Suyun altı sessizdi ve bu bana huzur veriyordu. Ciğerlerimdeki oksijenin azaldığını hissetmeme rağmen çıkmak içimden gelmiyordu kendimi ılık suyun içindeki tatlı uykuya bırakmak istedim, bir çift el buna müsaade etmeyene kadar... Suyun dışına çıkarken havanın çarpması, ciğerlerime dolan oksijenin bir anlık yakması ile kendime gelerek karşımda durana baktım, ona baktım. Tüm korkulardan yaratılmış olana. Gecelerin karanlığı ile harmanlanmış, mermerden oyulmuşçasına soğuk ama Da Vinci'nin eserleri gibi kusursuz. Dudaklarımı aralayıp ağzımdaki suyu öksürdüm onun ismini mırıldanırken.
"Thaddeus... Hoşgeldin sevgilim, bugün erkencisin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUNTER
FantasyBazen av sandıklarımız avcı olur Bazen avcı sandıklarımız av... "Rüyadan uyanmanın vakti geldi küçük kız" - Hunter "Yeter!Beynimi avuçlayıp oynamaktan vazgeç!Senin kuklan olmaktan bıktım!" - Lynet "Sen bana aitsin!Benim küçük güzel hazinem...Se...