3.bölüm SEN GÖRÜRSÜN SARP ATALAY!

17 3 1
                                    

Dün müdürün konuşmasından sonra herkes odalarına dağılmıştı. Kulübeler iki kişilik olduğundan mert ve baran, çağan ve giray, elif ve sude, ben ve başak kalmıştık evlerde. Eve girdiğimizde ikimizde eşyalarımızı yerleştirip dinlenmiştik. Sonra da saat sekiz olduğunda yemek yemeye gitmiştik. Büyük kulübelerin hemen biraz ilerisinde otel gibi bir bina vardı. oranın restoranından tüm yaz ekibi yemek yiyecekti. Hemen tabaklarımızı aldıktan sonra bizimkilerin yanına geçtik. Elif nedensizce Giray'a ters ters bakıyordu. Bu kızda bir şeyler var ama neyse. Yemeklerimiz bittikten sonra hep beraber sahil turu yapıp kulübelere geri dönmüştük. Ben üstümü değiştirdikten sonra yatağa girip kendimi uykunun kollarına bırakmıştım. Sabah uyandığımızda ben üstüme sportif bir şeyler giymiştim. Sportif dediğim altıma dizimin biraz aşağısına kadar gelen siyah bir tayt ve onun üstüne de beyaz atlet tişörtü giymiştim.Ayakkabı olarak da siyah nike'larımı giymiştim. saçlarımı ise yukardan at kuyruğu yapıp çok doğal bir şekilde kapıya doğru gittim. Sonra Başağa koşuya çıkacağımı ve kahvaltıya geleceğimi söyleyip sahil kenarında koşmaya başlamıştım. Kİ.... karşıdan bir adet sarp gözüktü. Hay ben böyle şansa ya. Her yerde illa karşıma çıkmak zorunda mı bu çocuk? Koşarken karşı karşıya geldiğimizde durduk.

"Günaydın SU hanım. Bu gün ki yarışlara hazır mısınız bakalım?" dedi. Bu çocuk kendini ne sanıyordu. Tabiki de hazırdım. Ayrıca neden ikinci adımı kullanıyordu? Neyse ki bu gün içimden sarpı terslemek gelmiyordu ve ona dönüp :

"Sana da günaydın sarp bey.Tabi ki hazırım. Ayrıca neden ikinci adımı kullanıyorsun? Ben o adımın kullanılmasından haz etmiyorum." dedim. Gerçekten de hiç sevmiyordum su adını. Gizem daha iyiydi. Bu isim tam da beni anlatıyordu. Ben doğduğumda annem ile babam daha bana adımı koymamışlar. Annem illa su olsun demiş. Babam ise gizem olsun demiş. En sonunda ise GİZEM SU koymuşlar. 

"Bunu öğrendiğim iyi oldu. Seni gıcık etmem için bir koz daha.Demi su?" elbet bende senin bir gıcık noktanı bulucağım sarp bey. Sarpa ters bir bakış atıp koşmaya devam ettim. Bu gün şu yarışları kazanalım da gıcık etmek neymiş görsünler. 

*********

Yarım saat durmadan, sahil boyunca iki kez tur attıktan sonra bu kadarın yeterli olacağını düşünüp kulübeye doğru yürümeye başladım. Başak ortalıklarda yoktu. Herhalde bizimkilerle birlikte kahvaltıya gitmiştir deyip kafama takmadım. Kısa bir duş aldıktan sonra üstümü değiştirip restoran gibi olan yere yürümeye başladım. Yolda giderken telefonum çalmaya başladı. Babamın yanına , ondan gizli olarak koyduğum adam, semih arıyordu. Kesinlikle iş ile ilgili pisliklerini öğrenmek değil amacım. Ne bok yaparsa yapsın. Ben sadece benim hakkımda ne yaptığını öğrenmek için. Ayrıca zavallı, masum insanlara zarar vermeye çalışırsa bir şekilde onu durduruyordum. Size demiştim ne kadar babama benzersem benzeyeyim benim de bir vicdanım var. Ekrandaki simgeyi kaydırıp çağrıyı açtım.

"evet?" dedim. Önemli bir şey olmasa semih kesinlikle beni aramaz. Onu bu konuda uyarmıştım. 

"Gizem hanım babanız sizin hakkında planlar kuruyor. Seneye lise dörde geçeceksiniz ve 18 yaşınıza basacaksınız. Bu da şirketin sizin üstüne geçmenize neden oluyor.Bunu haber vermek istedim." dedi. Bu konuyu biliyordum. Zamanın yaklaştığını da biliyordum. Ama babamın bana erkenden vereceğini hele de daha yeni on sekiz yaşıma basmışken vereceğini tahmin etmiyordum. Zaten bu zamana kadar bu işlerden ve kendisinden uzak tutmuş , şimdi mi tam odak merkezi yapıyor beni?

"sen nereden öğrendin bunu semih?"dedim.Siz şimdi benim daha 17 yaşımda olmam ama araba kullanabilmemi merak ediyorsunuzdur. Babam adamlarını araya sokup ehliyeti aldırmıştı bana. Ve gerçekten yaşıma göre baya iyi bir sürücüyüm hatta bu yıl aralık ayında olan yarışlara katılacağım. 

Karanlığına HapsolmuşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin