FİNAL BÖLÜMÜ

309 24 2
                                    

Akşam Hyun Do mesaj attı ve bana Han Nehri'ne gelmemi söyledi. Maru'yu da alarak yanına gittim. Geldiğimde arabasını görmüştüm. Yanında bekledim. Bir süre sonra beni gördü. Arabadan indi. Elimde tuttuğum Maru'ya baktı.

"Çok büyümüş. "

" Değil mi? "

" Soohyun da hamile. "

İçimde bir yerin sızlamasına neden olmuştu bu. Gözlerim doldu ama ağlamamak için kendimi sıktım.

" Mutlu olmalısın. Sen çocukları seversin. "

" Öyle. "

" Ama sorun şu ki o benden hamile değil. "

" Ne? "

" Beni aldatıyor."

"Nereden biliyorsun? "

" Ona hiç dokunmadım. Ama o sarhoş olduğumda yaptığıma dair saçmalıyor. "

" Belki de öyledir. "

Kafasını salladı.

" Biliyorsun, ben her zaman yanımda ses kaydedici taşırım. "

" Evet?"

"Bahsettiği gecenin tüm ses kaydını dinledim. Ben o gün evde değildim. "

Kafamı düşünürcesine salladım.

" Ne yapacaksın? " dedim.

" Babam ile konuştum. Biraz kavga ettik. Beni zorladığı için böyle olduğuna dair tartıştık. Ablam artık şirketi istemiyor Dohyun ile işler yürümeyince depresyona girdi ve abim de Çinli biriyle evlendi. Yani Çin'deki şirketi yönetmek istiyormuş.

"O zaman şirket sana kaldı. Tebrikler. "

" Umrumda olan bu değil. "

" Peki ne? "

" Aramız da hiçbir sorun kalmadı. "

-3 AY SONRA-

Hızlıca ayakkabılarımı giydim. Ve aşağı indim.

" Ya! Daha kaç saat seni bekleyeceğiz.? " Hyundo gerçekten sinirlenmişti.

" Üzgünüm gerçekten. "

Yanına gelip yanağına bir öpücük kondurdum. Bir anda çatık kaşları yumuşadı. Maru'yu kucağına aldı bende çantamı aldım. Her zamanki gibi önce Maru'yu Hyundo'nun üvey annesinin yanına bıraktık. Her zaman bir torun istediği için" Madem siz birlikte olmaya karar verdiniz ve Hyundo Maru'yu evladı gibi sevmeyi kabul ediyor. Bende torunum olarak göreceğim. " dedi. Hyundo'nun üvey annesinin bu kadar mutlu olması Başkan'ı da mutlu etmişti. Maru'yu bıraktıktan sonra beni şirkete bıraktı. Arabayı durduktan sonra:

" Teşekkürler. Seni seviyorum. " diyip emniyet kemerini açtım. Bir anda kolumdan tuttu.

" Bugün sabah öpücüğünü hala almadım. "

" Ahh. Çocuk gibi davranma. "

Dudağını büzdü. Hızlıca uzanıp yanağına bir öpücük kondurdum.

" Ya! Çocuk mu avutuyorsun? Müstakbel karımdan böyle mi öpücük alacağım? "

Gülümsedim. Bir anda beni kendine yaklaştırdı ve dudağımı öptü. Ayrıldığımızda Seung Ho bizi izliyordu. Kalbini tutarak acı çekiyormuş gibi rol yaptı.

" Görüşürüz! " diyerek arabadan indim ve Seung Ho'nun kulağından tuttum.

" Sana sevgilinle geleceksen bile medyaya yakalanma demedim mi? "

" Ahh. Noona acıyor. "

" Daha da çektim. Noona? "

" Üzgünüm Başkanım. Lütfen affedin daha da dikkatli olacağım. "

Kulağını bıraktım. Ve asansöre bindik.

" Bugün bir gazeteci aradı ve elinde fotoğraflar olduğunu söyledi. "

Tekrar kulağından tutarak toplantı odasına soktum.

" Bununla anlaşmamız ne zaman bitiyor? Bir daha yapmayacağız. "

"Ahh. Noona! Neden?"

*Hikayemi sonuna kadar okuyan herkese teşekkürler. Başka bir hikaye de buluşmak üzere. *

SPRING TIMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin