Umarım Beyenirsiniz kitaba bukadar ilgi bani çok ama çok sevindiriyor size çok teşekkür ederim :) :) :* :*
En iyi arkadaşımla baş başa dertlerşeceğiz arkasından iterek hadi dışarı diyip son kez sarıldım AYAZ diyer cocuklarla ışık hızında ortadan kayboldular sonra toprak üzgün bir suratla ayağı kalkıp neyse bende gidiyim arkadaşında gelir herhalde toprağa bakarak güldüm en iyi arkadaşım derken seni kastetim toprak gülümsemeye başladı ve koşarak sarıldı biz çok iyi arkadaş olacağız dedi sonra cekildi ve seni çok seviyorum canim arkadasım diyerek tekrar sarıldı ben şaşkın bakışlarla ona baktım mutlu bir sesle üzgünüm ben cadı olduğumu kimseye söylemedim senle her sır ımızıpaylaşa bilir diye gülümsedi :) :D beraber yatağın üstüne oturduk ve birbirimize hayatımızın kısa bir özetini geçtik saat ilerledikçe bir birimize güvenimizde artıyordu toprak elini hızlı bir hareket uzatınca şaşkın bakışlarla ona doğru baktım elini uzat (elini uzat) (sırıtarak niye diye sormaktan alı koyamadım kendimi hadi yekta oyun bozanlık etme hafiften kafamla onaylayıp peki dedim elimi elinin üstüne koyduğumda elimden ellektirik geçiyormuş gibi hisettim tek farkı bu bana açı vermiyordu tam tersine hoşuma gidiyordu kendimi tuaf hisediyordum en son hatırladığım şey toprağın bana dönen şaşkın bakışlarıydı gerisi bom boş bir karanlıktı gözlerim kararmıştı ama çok tuaf bir şey oldu toprağın bağrışlarını duyamıyordum ucsuz bucaksız bir karanlıkta havada kalmıştım burada her istediğimi yapa bilirim gibi hisediyordum içimden bu benim rüyam olmalı her istediğimi yapa bilirim aklımdan bir ev düşündüm gölün önünde bir ev busuru büyük geniş pencereleri olan bir ev hayal etmistim o karanlık tan bizim dünyamızdan kopup gelmiş bir göl ve gölün kenarında bir vila tipi ev ortada belirmişti evin cam kapısının önündeki parke virandaya inmiştim ayaklarım yere bastığında sanki yeni öğrenmiş gibi tökezlemiştim ayaklarım yere basana kadar buranın bukadar güzel olduğunu fark etmemiştim gölün üzerine çarşaf gibi kaplayan ay'ı hiç bukadar büyük görmemiştim eve doğru baktım çok lüks bir vilaydı çoğunluğu çam beyez perdeler ve acik kahfe rengi parkelerden oluşuyordu evin yana kayan kapısını açtım kafamı uzatıp kimse varmı diye bağırdım ikinci tekrarlayışımdan sonra titreyen bacaklarımı evden içeri yürüdüm evin içideki mobilyalar dahil herşey bembazdı mutfak olan alana yürüdüm tek bir renk belirgindi açık kahfe ve beyaz renklerinden oluşuyordu mutfaktan açılan açık kahfe rengindeki merdivenlerden yukarı çıktım kolidorda titrek bir sesle kimse yokmu diye mırıldandım odalara tek tek baktım. Korkuyla kimse yoktu ama eşyalar duruyordu 0 dı hiç kulanılmamış tı salona açılan bembeyaz merdivenlerden. Aşağı inerken gözüme beyaz konforlu L koltuğun üzerindeki zArF dikatimi cekti hızlı adimlarla merdivenlerden indim sanki biri alıp kaçacak casına hızla aldım zarfı açtığımda şaşkınlık tüm bedenimi kaplamıştı zarftan bir kolye koltuğa düştü elimli uzatıp koltuktan aldım zarfta bu dünya senin dünyan giriş anahtarın o kolye diyordu şaşkındım sonra ayaz'ın feryadı ile ilkirdim evin içinde duruyordum birden bire o ev o göl hepsi gitmişti birden ayaz önümde belirince bende