9

1.5K 182 64
                                    

lise 2 | 2016
İkilinin kulaklarını dolduran şarkı ile gözlerini yumdu Selen, dudakları ince bir çizgi halini alırken. "Sezen Aksu diyorsun..." Barış kıkırdayarak kafasını salladı ve altındaki kızın belini okşadı. "Evet, sevdiğini biliyorım."

Bu sefer kıkırdama sırası Selen'deydi. Üstündeki oğlanın şarkı zevkini bilmesi hoşuna gittiğinden mi gülüyordu yoksa belinde dolaşan parmaklardan dolayı mı hesap edememişti ancak ömrünün en huzurlu anlarını geçirdiğine yemin edebilirdi.

"Al beni..." diye mırıldandı Barış, boynunu Selen'in boynuna gömerek. "Götür kanatlarınla, bu gece." Sesi şimdi boğuklaşmıştı. Selen, elini çocuğun ensesine atarak kıvırcık saçlarını okşadı. "Uçurup diyar diyar sev beni hiç sevilmediğim kadar."diye mırıldandı.

Genç oğlanın dudakları kızın boynu ile temas edince gözlerini yumdu sıkıca Selen. "Balım..." diye mırıldandı dudakları temasını kesmezken.

"Hm?" dedi Selen, bacağını Barış'ın bacaklarına dolarken; aynı zamanda boştaki elini eline kenetlemişti.

"Beni hiç sevilmediğim kadar sevecek misin?"

Beklemediği soru ile duraksadı Selen ve yutkundu. Henüz ilişkileri çok yeniydi, üstelik arkadaşlıktan doğduğu için bu yakınlığı aklı almıyordu ancak kendisini asla alıkoyamıyordu da.

"Bence..." dedi üzerindeki çocuğu omuzlarından itmeye çalışırken. Barış da teslim olmuş, kızın sol tarafına düşmüştü. "Babam gelmeden gitmelisin."

Hızla toparlandığında afalladı Barış. "Soruma cevap vermeyecek misin Balım?"

Selen boğazını temizleyerek balkonundan aşağısını kontrol etti. "Gecenin bu saati eve seni aldığımı görürse beni keser babam, hadi!"

Odanın dışından gelen ayak sesleri ile istemeden de olsa ayaklandı Barış.

"Gitmeden öpseydim bari!" diye sızlandı, az önceki kaçışa rağmen. Selen dudaklarını birbirine bastırıp gülümsedi ve derin bir iç çektiğinde bunun onay olduğunu anladı Barış.

Kızın belinden yakalayarak dudaklarını sıcak dudaklarına bastırıp birkaç saniye öptükten sonra geri çekilerek geldiği gibi indi balkondan.

günümüz
"Şurası dalgalı kalmış." Sare'nin parmağıyla gösterdiği yere baktığında ofladım. Evin içinde büyük bir telaş hakimdi ve ben 230 derece ile saçlarımı yakmakla meşguldüm.

İki alt sokakta oturan Cansu'nun düğünü vardı. Çocukken çok yakın olmasak da sürekli oyunlar oynardık, şimdi ise düğüne gitmezsek ayıp olacağı için hazırlanıyorduk haliyle. Bengü'nün tekrar İstanbul'a dönmek zorunda kalması canımı sıkmıştı, o burada olsaydı beni bir oyuncak bebek misali hazırlardı.

"Selen itiraz istemiyorum!" dedi annem telaşla odama girip makyaj malzemelerimi karıştırırken. Tarağı alıp saçlarımdan geçirdim ve ağlamaklı bir sesi tonuyla konuştum. "Sizinle birlikte gideriz işte, ben niye Barışla gidiyorum anne saçmalıyorsunuz!" Düzeleştiriciyi saçımın bir tutamından daha geçirdiğimde sertçe yere koyup çektim fişini ve elbiseme dikkat ederek ayaklandım.

"Çünkü..." dedi annem aradığı kapatıcıyı bulup bana döndüğünde. "Cansu sizin arkadaşınız, bir ihtiyacı var mı diye erkenden gideceksiniz." Tekrar itiraz edecektim ki beni dinlemeden odadan çıktığında saçlarımı yolmak istedim o an.

"Bence abartıyorsun." dedi Sare alt dudağını büzerek. Ağlarsam makyajım akacağı için yatağa oturdum umutsuzca. "Abartmıyorum, Barış ile aynı ortama girmek istemediğimi biliyorlar ama zorla yaptırdıkları şeye bak. Üstelik adamın sevgilisi var, hoş değil."

en sevdiğim yanlışım | barış alper yılmaz. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin