Multi'de Esin Sarrafoğlu...
Evden dışarı çıkınca bakışlarımı gökyüzüne çevirdim.Hava bugün kasvetli gibiydi sanki.Öğle saatleri olmasına rağmen hava serindi.Güneş bazen bulutların arkasına saklanıyor bazense elinden geldiğince etrafı aydınlatmaya çalışıyordu.Telefonum çalınca adımlarımı hızlandırdım.Topuklu ayakkabılarımın çıkardığı sesler ve esen rüzgarla dans eden saçlarım beni geçmişe götürmeye çalışıyordu.Ona inat,her şeye inat geçmişi hatırlamayı reddettim.Annemin büyük masraflar sonucu şekle soktuğu bahçe bitince Mert'i gördüm.
Yeni aldığı,daha doğrusu uzun uğraşlar sonucu babasına aldırdığı, ateş kırmızısı arabasına yaslanmış beni bekliyordu.Kot pantolon ve onun üzerine de kot gömlek giymişti.Gömleğinin düğmelerinin yarısı açıktı.Aylarca zaman geçirdiği spor salonundaki başarılarını sergilemek istiyordu,yani kaslarını.Beni görünce gülümsedi ve sarı saçlarını elleriyle havalı bir şekilde yana savurdu.Bu hareketine gülmeden edemedim.Kızları,tavlamak istediği kızları görünce böyle yapıyordu çapkın prensimiz.Onun bu hareketlerini başta yadırgasam da sonrasında alışmıştım.Onun hareketleriyle şimdi sadece eğleniyordum.Ben yanına gidince sahte bir sitemle "Okuluna geç kaldık." dedi.
Amacı beni yeni spor arabasıyla okula bırakıp diğerlerine hava atmaktı,göz kamaştıran yeni arabasını tanıtmaktı.Bu benim de işime gelmişti.Mert sayesinde okula bugün babamın başıma diktiği 2 korumayla gitmeyecektim.Hoş,onlar başka bir arabayla peşimden gelecekti.Olsun.Bu da iyiydi.
Gülerek"Okula geç kaldık.Herkes derse girecek.Yeni,süper ötesi,mükemmel arabamı herkes göremeyecek diyebilirsin." dedim.
Tek kaşını havaya kaldırdı.Bunu yaptığında,en azından yapmaya çalıştığında çok komik oluyordu ama bunu ona söylemeye niyetim yoktu.
"Bak sen!Bazılarının dili fazla uzamış."dedi ve boynuma iki sulu öpücük bıraktı.Bunu ilk tanıştığımızdan beri yapıyordu.Kimi zaman yanağımdan kimi zaman boynumdan kimi zaman da omzumdan öpüyordu.Bunu sadece bana değil yanındaki kızlara da yapıyordu.Bu yüzden sorun etmiyordum.İlk başta ona öldürecekmiş gibi bakıp yumruk atmamak için kendimi zor tutmamı saymazsak tabi.
Gülerek geri çekildi.Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken kaşlarımı çatıp ona baktım.Beni uzunca süzdükten sonra"Esin Sarrafoğlu,bugünkü uyumumuz kesinlikle dergi kapaklarını süslemeli.Bir de bebeğim yani arabam,süper arabam.Ateş kırmızısı arabam."
Gülerek kıyafetlerime baktım.Mini kot etek ve eteğimle aynı renk kot ceket giymiştim.Beyaz tişört,siyah botlarım ve kendi özgürlüğüne bıraktığım hafif dalgalı saçlarımla kombinimi tamamlamıştım.
Arabaya binmemle arabaya bir kez daha hayran kaldım.Ben hayranlıkla arabayı incelerken Mert de arabaya indi.Arabaya binmesiyle siyah güneş gözlüklerini takması bir oldu.Ben de ona uyum sağlayıp güneş gözlüklerimi taktıktan sonra camları sonuna kadar açtım.Mert bana döndü.
"Parfümünü mü değiştirdin?"
"Fark ettin mi?"
"İnsanı bu kadar etkisi altına alan kokuyu fark etmemek mümkün değil."
Utançtan kızarmaya başlamışken kafamı diğer tarafa çevirip dışarıyı izlemeye başladım.Ah hala!Neden yurt dışından hediye olarak böyle bir parfüm gönderiyorsun?Daha hafif,masumane koku yok muydu sanki?Suç bendeydi.Sanki halamı tanımıyordum.O her zaman iddialıydı.O Alev Sarrafoğlu'ydu.Eğlencenin, çılgınlıkların kadını.Hayran olduğum kişi.Ah hala!Özledim seni.
Mert'in koluma dokunmasıyla ona döndüm.
"İltifat etmiştim."
Kucağımdaki ellerimle oynarken "Biliyorum." diye mırıldandım.Bu konuyu kapatmak için "Bu bebeğin neler yapabildiğini göstermeyecek misin?" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİS'in ARDINDA
Teen FictionSis ile birlikte yaşardık hayatımızı.Görüş alanımız sınırlıydı.Göremezdik bizim için yapılan planları.Silikti her şey duygular,düşünceler.Sisin ardındaydı her şey. Avına giden bir avcı,her şeyden habersiz bir av.