Bu bakışlardan kurtulmam için bir şey yapmam gerekiyordu ve aklıma hiçbir şey gelmiyordu.İmdadıma çalan telefonum yetişti.Kimin aradığına bakmadan telefonu açtım.Arayan kişi beni kurtarmıştı.Kim olduğunun bir önemi yoktu.Belki de vardı.
"Sevgilim."Kesinlikle kimin aradığının önemi vardı.Buz tutmuş bir halde oradan uzaklaştım.Korumalara doğru giderken konuşmaya başladım.
"Senin tımarhanede olman gerekmiyor muydu?Numaramı nereden buldun?"
"Sana ulaşmak için tımarhanede yatmaya bile eyvallah derim."
"Kabristanda yatmanı tercih ederim."
Güldü."Ya benimsin ya kara toprağınsın diyorsun yani.Doğru mu anladım?"
"Geber diyorum pis sapık.Geber."
"Sensizlik gebermekten beter.Ayrıca numaranı nereden bulduğuma gelirsek Esin Sarrafoğlu hakkında haberler duymak pek de zor olmuyor sevgilim."
"Bana sevgilim deme!"
"Aşkımı mı istersin sevgilim?"
"Sadece beni rahat bırak.Beni dinle.Aslında beni sevmiyorsun.Sadece..."
"SENİ SEVMEDİĞİMİ NASIL SÖYLERSİN!?"
Telefonu suratına kapattım.Onunla konuşurken geriliyordum.2 sene önce bana kafayı takmıştı.Sürekli çiçekler,hediyeler gönderiyordu isimsiz.Bir gece barda karşıma çıkmıştı.Beni sevdiğini söylemişti.Benim şikayetimle kısa sürede bulunup rehabilitasyon merkezine gönderilmişti.
Korumalara dönüp "Bana yeni bir hat alın.Takıntılı hayranım numaramı bulmuş." dedim.
&&&&&&&&&&6&&&
Sınıfta her zamanki yerime,arkaya oturdum.Kafamı dağıtmak için not tutmaya karar verdim.Çalışkan bir öğrenci değildim.Sınavlardan bir gün önce çalışırdım.Sürekli ders çalışmak bana hep anlamsız gelmişti.Her sınavdan 100 alanları hiç anlayamazdım.Alınan 100'lerin hayatta hiçbir etkisi yoktu.Şuan bu umrumda değildi.Bir süreliğine başka şeylerle oyalanmam gerekiyordu.Bir kaç saniye geçmişti ki hoca,arkasından da kafeteryada çarptığım çocuk sınıfa girdi.Çocuğu gören kızlar sesli bir biçimse iç çekip hayal kurmaya başladılar.Çocuksa bunları görmezden gelerek kendinden emin ve sert adımlarla boş bir yere oturdu.Rahat bir tavırla arkasına yaslanıp etrafına bakınmaya başladı.Son saniyede bakışlarımı hocaya yöneltmem ile onun bakışlarından kurtuldum.Kendimi içimden tebrik ettikten sonra dikkatimi tamamen hocaya verdim.Bakışlarını üzerimde hissediyordum ve bu aşırı gerilmeme neden oluyordu.İstem dışı olarak elim boynuma gitti ve hafifçe boynumu kaşıdım.Bu hareketi çok fazla stres olduğumda yapardım.Elimi hemen sıranın üstüne indirdim.Derin bir nefes alıp hocayı dinlemeye çalıştım.
Hoca uzatarak ve yavaş bir şekilde anlattıkça ben sıkılıyordum.Gözüm sürekli saatteydi.Not tutmaya karar verip maalesef kararımı uygulamaya geçirememiştim.Dakikaları saymayı bırakıp telefonumdan oyun oynamaya başladım.Özel okul olduğu için hocaya yakalanınca sorun olmuyordu.Soyadlarımızın da bunda etkisi vardı.Oyunda rekora doğru giderken kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum.Kafamı dağıtmak için derse ihtiyacım yoktu,oyun oynamaya ihtiyacım vardı.
Evet,rekor.
Rekora az kaldı ve REKOR.
Halamı sonunda bu oyunda yenebilmiştim.Neşeli ve büyük bir kahkaha atınca herkes bana döndü.aylardır doğru düzgün gülmediğim için şaşırmışlardı.Kocanın kızgın bir sesle soyadımı söylemesiyle gülümsememi bastırmaya çalıştım.Çarptığım çocukla göz göze gelince yüzümdeki gülümseme soldu.soğuk bakışlarının etkisiyle üşümeye başladım.O kadar duygusuz ve o kadar ruhsuz bakıyordu ki!Ona duvar demeye karar verdim.Duvar.Bu onu daha iyi anlatıyordu.Hocanın soyadımı tekrar söylemesiyle hocaya döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİS'in ARDINDA
Teen FictionSis ile birlikte yaşardık hayatımızı.Görüş alanımız sınırlıydı.Göremezdik bizim için yapılan planları.Silikti her şey duygular,düşünceler.Sisin ardındaydı her şey. Avına giden bir avcı,her şeyden habersiz bir av.