Kulaklığımı taktım ve sahil boyunca etrafımı izleyip yürüdüm. Zor zamanlarda yalnız kalmak bana göre en güzel şeydi.
Ben neden mutsuzdum? Neyi istiyordum?
Deniz kenarındaki büyük taşlara doğru ilerledim ve birkaç tanesinin üstüne oturup ayaklarımı uzattım.
Arkamdan birinin omzuma dokunmasıyla irkildim. Hemen arkama döndüm ve gördüğüm kişiyle çok şaşırdım.
"Heeseung!"
"Naber kardeşim!?"
Hemen ayağa kalkıp sarıldım. Yılların özlemi kalmıştı ikimizin de üzerinde.
Heeseung, bizim lisedeki arkadaş grubumuzun bir üyesiydi. Fakat ailesi 10.sınıf sonunda Almanya'ya taşındığı için onunla görüşememiştik.
"İyiyim be! 3 yıl yüzünü görmedik, bu yakışıklılık ne lan"
"Asıl sana sormalı, taş mısın be"
"Hahahaha"
Çok özlemiştim onu. Biraz sohbet ettikten sonra yanımdan ayrıldı ama hep birlikte buluşacağımıza söz verdik.
Durakta biraz bekledikten sonra otobüsle eve döndüm. Gelince biraz telefonda gezinirken Heeseung'un bana takip isteği gönderdiğini gördüm.
Hesabına girip fotoğraflarına baktım. İnsan ergenlikten çıkınca ayrı bir güzelleşiyordu.
𝐥𝐞𝐞𝐬𝐞𝐮𝐧𝐠
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝐥𝐞𝐞𝐬𝐞𝐮𝐧𝐠:🤡
-2 gün sonra-
𝐒𝐮𝐧𝐠𝐡𝐨𝐨𝐧
Ailem onlarla vakit geçirmek için beni yanlarına çağırıyorlardı. Yaklaşık 3 ay onların yanında kalıcaktım.
Bunu arkadaşlarıma bugün söyleyecektim. Heeseung ile bir buluşma hazırlamıştık. Uzun aradan sonra onu görebilmek için sevinmiştim.
Dolabımı açtım ve içinden bir kazak ve pantalon çıkardım. Giyindikten sonra evden çıktım ve taksiye binip buluşacağımız yeri söyledim.
Her şeyi bırakıp annemlerin yanına dönebilecek miydim? Sunoo ve Niki üzülmez miydi? Alışır mıydılar yokluğuma? Peki, peki Niki ne olacaktı? Ona yeni yeni bir şeyler hissederken, onsuz yapabilecek miydim?
Ücreti ödedikten sonra kafeye girdim ve uzun zamandır görmediğim arkadaşım Heeseung'un gördüm.
Yüzüne bir tebessüm kondurup sıkıca sarıldım. 2 yıl bile olsa çok güzel zamanlarımız olmuştu hep birlikte.
"Hoşgeldin kardeşim" dedi Hee.
"Evet, seri tamamlandı! Dörtlü yine bir ara geldi desenize!" dedi Sunoo.
Niki ise sadece gülümsüyor ve kafa sallıyordu. Ona baktığımı farkedip yine bakışlarını kaçırdı.
Yemeklerimizi sipariş edip güzelce yedikten sonra tatlılara geçtik. Artık söylemenin tam vakti olduğunu düşündüm.
"Arkadaşlar, benim size bir şey söylemem lazım. Zaten kısa bir süre ama ben 3 ay burada olmayacağım. "
"Ne, neden" dedi Sunoo.
Niki'ye baktığımdaysa oldukça şaşırmış ve üzgün duruyordu. Ama elbet yokluğuma alışırdı, Sunoo unuttururdu beni.
"Hakkında hayırlısı olsun kardeşim. Bak ben geldim, sen gidiceksin"
"Biraz öyle oldu kusura bakma sende"
"Peki ne zaman gidiceksin" dedi ve ilk konuşmasını söyledi Niki.
"Yarın sabah 7'de trene bineceğim. Yol, 6 saat falan sürüyor"
"Hm"
𝐒𝐮𝐧𝐨𝐨
Ortamı eğlendirmek için hadi ayrılmadan bir fotoğraf çekelim dedim.
Telefonu bir yere ayarladıktan sonra herkes aynı pozu vermeye çalışıyordu.
"Çekti mi! Lütfen hızlı çeksin, kolum koptu" diye sitem etti Heeseung.
"Çekti, çekti. Eve gidince paylaşırım, anı kalsın" dedim gülerek.
Mekanda biraz daha takıldıktan sonra herkes evlerine ayrıldı. Niki ile hâla konuşmamıştık, neyi gerçekten istediğini bilmesi için ona zaman veriyordum.
𝐬𝐮𝐧𝐰𝐨𝐨
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
