-2-

4 0 0
                                    

Çocuklar bana yaklaştı ve arkamda durdular. Yalnız olmadığımı anlayıp, rahatladım. Tam da oh çekmek isterken, kapı açıldı. İçeriden siyah saçlı ve sakallı, bordo takım elbise giymiş, 35-40 yaşlarında bir adam çıktı. Bana şaşkınlıkla bakıyordu. Koray hemen atlayıp "biz Yağmur yağımca geri dönemedik ve sizin evi gördük. Belki ev sahibi misafirperverdir diyerekten kapınızı çaldık. Sadece bu gecelik evinize bizi kabul ederseniz çok mutlu oluruz." dedi. Adam "sizin gibi kibar insanları evinde ağırlamak beni de mutlu eder." dedi ve kenara çekilip bize içeriyi işaret etti.

İçerisi sıcacık ve bizden çokca kuruydu. Saray gibi gözüküyordu.

-: Ben Ibrahim. Sizi bu evde umarım rahat ettire bilirim.

Baran: abi kafamızı sokacak 4 duvar olsun bize yeter.

Miraç: eviniz çok rahat ve güzel demek istedi arkadaşımız. Değil mi Baran?

Baram: evet tabii.

Çilay: biz nerede uyuya biliriz acaba?

İbrahim: bu ıslak kıyafetlerle uyumayacaksınız her halde? 3 tane misafir odası var. 1 odaya en fazla 3 kişi sığa bilir. Kim kiminle istiyorsa kala bilir. Siz odalarınıza yerleşin, o sırada ben de hepinize kıyafet göndereyim.

Yanımıza 30lu yaşlarda bir adam daha geldi. Yardımcıydı galiba. Bize ikinci katı işaret etti. Biz de bir birimize baktık ve yukarıya kalkmaya başladık. Adam bana, Çilay ve Beri'ye bizi yiyecek gibi bakıyordu. Sadece Koray ve Miraç bunu hiss etti. Koray benim yanıma gelip belime doladı elini, Miraç ise Çilay ve Beri'ye koluna girmeleri için işaret etti.

Koray? Bana dokunmak? Pardon? Ama tabii ki bunun konusunu orda tartışacak değildim. Çok gerilmiştim.

Odaların önüne geldik ve kim kiminle kalacak diye tartışmaya girecekken Miraç her kesi yerleştirmişti bile.

Miraç: Tamam şimdi, Beri ve Tunç benimle kalacak. Çilay Baran siz birlikte ve son olarak Aleda ve Koray siz ikiniz de birlikte. Hadi bakalım.

Çilay tam inkar edecekken Baran ona susmasını işaret etti. Yanına yaklaştı ve "ben de meraklı değilim seninle kalmaya. Ama şimdi sırası değil." dedi ve odaya girip, Çilayın gelmesi için kapıyı da açık bıraktı. Hepimiz odalarımıza gittik.

Oda sade şekilde dekore olunmuş ve hafif ışıklandırılmıştı. 1 adet masa, 1 adet dolap, 1 adet banyo ve tuvalet vardı. Bi de iki kişilik yatak. Bekle... Ne?... İki kişilik yatak?? Korayla burda mı uyumam gerek?? Hadi ama dalga mı geçiyorlar benimle?!

Grup: 1 okunmamış mesaj.

Miraç: yardımcıyı duydunuz. O köşedeki odaya girmek yok.

Aleda: tamam patron. (gülücük)

Çilay: tabii gülersin. Yerin rahat sonuçta.

Aleda: pardon?

Çilay: yani benim gibi Baran'a katlanmak zorunda değilsin diyorum.

Baran: ay ben çok meraklıydım seninle uğraşmaya. Gece yanıma sırnaşmaya kalkma sakın.

Berin: Ne!?

Çilay: saçmalıyor işte. Baran, yanımda olduğunu ve her an seni parçalaya bileceğimi unutma.

Tunç: Tabi Tabi. Kesin saçmalıyordur. (gülücük)

Çilay: sen sus velet.

Miraç : tamam yeter susun artık! Hadi gidin üstünüzü değiştirip uyuyun artık.

Bi yatağın üstündeki kıyafetlere, bi de Koray'a baktım. O da aynı şekilde karşılık verdi. Gözlerini gözlerimden ayırmadan kalktı ve gömleğinin düymelerini açmaya başladı. "napıyorsun?" dedim şaşkın şaşkın bakarken. "Üstümü değişiyorum." derken dudağının kenarının kıvrıldığını gördüm. Ben dolabın üstündeki lambayı kapattım. Bu sırada dışarıda çakan şimşeğin ışıkları odayı aydınlattı.

Islak saçlı ve yarı çıplak bi vücut duruyordu önümde. Karnındaki çıkıntılar dikkatimi dağıtıyordu. Arkamı döndüm.

Oy ve yorum yapmayı unutmayınız canlar.

Bölüm uzunluğu nasıl? Daha uzun ve ya kısa olsun mu?

Yeniden Doğuş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin