Miraç: her kes uyanık mı?
Koray: biz evet.
Tunç: Bora ve Çilaydan ses yok. (gülücük)
Berin: tahmin ettiğimiz gibi (gülücük)
Çilay: noluyo sabah sabah? Bi susun ya.
Bora: Günaydın Çilay hanım. Nasıl hiss ediyorsunuz acaba kendinizi? (gülücük)
Çilay: yanındayım ya Boracığım? Neden arkadaşlarımızın yanında imalı imalı mesaj atıyorsun acaba?
Aleda: Çilay bakıyorum da "yerinin rahat" olması için, yanında kimin olduğu fark etmezmiş (gülücük)
Koray: (gülücük)
Kafamı kaldırıp, Korayın sırıttığını gördüm. Koray yatakta oturmuş ben ise aynanın önünde duruyordum. Tekrar aynaya baktım ve elimi gözüme dokundurdum.
Koray: anlatacak mısın onlara?
Aslında hiç istemiyorum anlatmak. Ama soracaklarını da biliyorum. Nasıl açıklama yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu.
Koray: Anlatmak zorunda değilsin.
Aleda: Ama soracaklar.
Koray: Yok bir şey de ve geçiştir.
Aleda: Israr ederler.
Koray: Bunları düşünme ve bana bırak. Az çok tanıdığım kadarıyla Miraç ısrar edecek tiplerden değil. Tunç da aynı Miraç gibi.
Aleda: Ama Bora?
Koray: Dert etme. Onu bana bırak.
Aleda: Berin'e anlatacağım. Ama Çilay'ın bilmesine gerek yok.
"Nasıl istersen" dedi ve hafif gülümsedi.
Kapı çaldı. Hemen Koray kaşlarını çatarak ayağa kalktı. Ben Korayın yanına yaklaştım. Hemen kolumdan tuttu ve benimle birlikte kapıya ilerledi. Beni arkasına alıp, kapıyı açtı.
Kim olduğunu bilmediğimiz bu kişi" Ibrahim bey yemek masasında sizi bekliyor. " dedi ve gitti. Ben o sırada Korayın koluna tutunduğumu fark etmemiştim bile. Hemen elimi geri çekip, onunla göz teması kurmamaya çalıştım.
Bana doğru döndü omuzlarımdan tuttu ve "ben yanındayken, sakın korkma" dedi. 'Tamam' anlamında kafamı salladım.
Koray: hadi elimizi yüzümüzü yıkayıp inelim aşağıya.
...
Yemek masasına en son Bora ve Çilay geldi. Miraç, Tunç ve Beri'i atlattıktan sonra, şimdi sıra Boradaydı. Oturur oturmaz "Aleda noldu sana?" dedi gözlerini berelterek. Aynı zamanda Çilay da fark etti ve beklentiyle yüzüme baktı. Heyecanlandım ve dünki olay aklıma geldi. Ellerimi dizlerimin üstünde yumruk yapmıştım. Bu sırada yumruk yaptığım elimin sarıldığını hiss ettim. Çok soğuk ve sert bir sesle"yok bir şey" dedi, Koray onlara bakarak.Bora arkadaşını iyi tanıyordu. Çilay ağzını açacakken Bora ona sessizce bir şeyler fısıldadı.
Ibrahim bey masaya teşrif etti.
İbrahim bey: Üzgünüm, beklettim. Bensiz yemeğe başlamadığınız için teşekkürler.
Bir de ona açıklama yapmak istemiyordum. Suratına bile bakmıyordum beni görmemesi için.
İbrahim: Evet çocuklar. Havaya bakılacak olursa, bu gün de burda kalmak zorundasınız.
Miraç: size zaten zahmet verdik. Kusura bakmayın. Bu gün ne olursa olsun gideceğiz.
İbrahim: ne zahmeti. Ben bir şey yapmıyorum zaten. Bu gün de kalın, itiraz yok. Hem uzun zamandır bu ev bu kadar kalabalık olmamıştı.
Çilay: en son ne zaman kalabalık olmuştu ki?
Masanın altından Bora Çilaya tekme vurduğunu ben bile hiss ettim.
İbrahim derin bir nefes aldı ve "karım ve çocuğum ölmeden önce" dedi.
Masada bir süre sessizlik oldu. Yemek bittikten sonra, Koray birlikte Ibrahim beyin odasına gitmeyi teklif etti bana. İlk itiraz etsem de sonra "Ağzımı bile açmam. Ne söyleyeceksen sen söyle" şartıyla kabul ettim.
İbrahim beyin odasına geldik ve Koray kapıyı çaldı. "Gelin" diye ses duyduk ve içeri girdik.
Koray: Tekrar merhaba. İbrahim bey, bi sorun var. Bu konu hakkında konuşmak istiyordum sizinle.
Ibrahim: Tabii buyrun. Konu neydi?
Koray: Konu sizin yardımcınız.
İbrahim: Hangisi?
Koray: Dün bize odalarımızı gösteren. Gece gizlice Aleda'nın odasına girmişti. Ben yetişmeseydim...
Ibrahim beyin görmeyeceği şekilde, yere bakarak Korayın gömleğinin kenarını çekiştirdim. Artık beni rahatsız etmeye başlamıştı bu konu.
Ibrahim b. bi bana bi Koraya bakıyordu. "Ne diyosun sen?!" dedi şaşkın ve sinirli bi şekilde.
Ibrahmim b: neden dün gece değil de, şimdi anlatıyorsun?! Ben de neden telaşla evden çıktı diye düşünüyordum. Zaten gözüm tutmamıştı onu. Bu gün izin günü. Yarın gelsin de boyunun ölçüsünü alalım bakalım.
Koray kafasını 'tamam' anlamında salladı ve benim de elimden tutup dışarı doğru adımladı.
Koray: Ne yapmak istersin?
Aleda: Bi filme ne dersin?Oy ve yorum yapmayı unutmayınız canlar 💖
Okunuyor, ama oy yapılmıyor. Arkadaşlar hadi bi gayret. Oy yaparken bi şey kaybetmiyor, kazanıyorsunuz. Yeni bölüm yazmaya heves kazandırın banaa💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Doğuş
Science FictionGökyüzünü en sevdiğim renk sahiplenmişti bu gün. Gri bir gökyüzü, hafif yağmurlu ve esintili bi hava. Aynı rüyamdaki gibi, yoksa kabus mu demeliydim?...