Kaç gece unutulmaya çalışıldın,
Kaç sabah tekrar hatırlandın,
Haberin yok.
*
♫: Sarılırım Birine - Adamlar
Günlerdir ağlayıp, düşünüp durmaktan başka hiçbir şey yapmıyordum. Kafamda çok fazla soru ve düşünce vardı; tüm bu sesleri, düşünceleri, soruları engelleyemiyordum.
Draco ne haldeydi? Görebildiğim kadarıyla o da benle aynı kaderi paylaşıyordu. O da ağlıyordu, o da mutlu değildi. Peki neden bunca şeye rağmen ayrılmak istemişti? Aklıma ilk gelen babasıydı fakat Draco babasının zoruyla benden ayrılacak biri değildi. Tamam, belki babası ayrılmamızı istemişti ama arkasında daha büyük bir güç olmalıydı.
Öte yandan abim ve Klara'nın ayrılmasıda büyük bir şok olmuştu. Aynı anda Draco ve Klara'nın ayrılma isteği tabii ki bizde bir şüphe uyandırdı. Bazen üzüntüden sadece "Sevmemişleri işte bizi, çokta sebep aramamak gerek, abimin dediği gibi bizi sadece üzmek için yaptıkları bir plandı tüm bunlar" diye düşünsemde içten içe Draco'nun bu zamana kadar beni gerçekten sevdiğine inanıyordum.
Adel, Hermione ve Ginny bu dönemde hep yanımdaydı, beni teselli ediyorlardı. Sadece bir anlığına içimi rahatlatsada anlık ferahlıklardı bunlar. 10 dakika sonra depresyon moduna geri dönüyordum.
Aslında düzelmeyede çalışıyordum, zorsa olsa. Mesela artık derslerin hepsine giriyorum. Odaklanmakta güçlük çeksemde, örneğin notlar almayı başarabiliyorum. Çok yavaşta olsa normale geri döneceğime inanıyorum. Hermione bu dönemin geçici olduğunu, en geç 2 hafta sonra hayatımın tekrar normale döneceğinden bahsediyordu. Bende kendimi bu düşünceye alıştırmaya çalışıyordum.
Muggle Bilimi dersindeydim. Zaten sevmediğim bir dersin üstüne şu durumdayken Profesörün söylediklerini anlamakta çok zorlansamda 1 parşömen kadar not alabildim. Dersin sonunda 3 parşömen yeni ödevim olmuştu.
Ödevler dağ gibi birikiyordu. 5. Sınıf olduğum için derslerimin ve ödevlerimin fazlalaşıp ağırlaşacağını abimlerden biliyordum. Onlar geçen sene, sene sonunu zor getirmişlerdi. Aslında hemen düzelmek istememin sebeplerinden biride derslerimdi. Sene sonunda alacağım birçok S.B.D vardı ve hepsinden 'O' almayı istiyor ve hedefliyordum. Belki de mümkün değildi ama en azından birçoğundan 'Olağanüstü' almak beni çok memnun ederdi.
Dersten çıktıktan sonra yalnız başıma takılmaya karar verdim. O an fark ettim ki, birçok anımın olduğu, belkide bu okulda benim için en değerli yere uzun zamandır gitmiyordum. Tahmin ettiniz değil mi: elma ağacı.
Orası benim mutluluk dolu anılarımın olduğu yerdi. Birçok seven orada birleşmişti. Draco ve ben dahil. Draco'yl en sevdiğimiz yerdi, en çok vakit geçirdiğimiz yerdi. Abim ve Klara içinde öyleydi. Elma ağacının bendeki yeri çok çok ayrıydı. Fakat son yaşananlardan sonra hiç gitmemiştim oraya. Çünkü benim için orada yaşanmış olan mutluluk dolu anılar, şimdi hatırladığımda yüzümde buruk bir gülümseme bırakıyordu.
Anlık cesaretim mi geldi bilmiyorum, acılarımı ve anılarımı mı tazelemek istedim bilmiyorum ama oraya gitmek istedim.
Hızlı adımlarla yönümü oraya çevirdim. Şatodan çıkıp bahçeye ulaştığımda oraya çok yakındım. Şansıma etrafta kimse yoktu, yalnız başuma kalabilecektim.
Ağacı ilk gördüğümde içimde yaşanan duyguları, beynimdeki düşünceleri tanımlayacak kelime bulamıyorum. Sanki aniden tüm yaşadıklarım gözümün önüne gelmiş gibiydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐅𝐨𝐫 𝐚 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐆𝐢𝐫𝐥 | 𝐃𝐫𝐚𝐜𝐨 𝐌𝐚𝐥𝐟𝐨𝐲
Fanfiction❝O halde sen de benim yıldızım olur musun Alice?❞ Draco nefret ettiği Harry Potter'ın kardeşine tutulunca, gözleri açılmıştı sanki. Kendini anlamadığı bir yerde bulmuştu. Yeşil gözlü kızın kalbinde. Şimdi ise belki de babasını ve ailesini bile karşı...