1.5

63 9 11
                                    

Osamu piknik örtüsünü yere sermiş, yiyecekleri tek tek yerleştirirken Suna ise kaplardan bir şeyleri aşırmakla meşguldü. Tabii, bu yüzden sevgilisinden bolca azar işitmesi kaçınılmazdı.

Ama ne yapabilirdi ki? Osamu, çevresindeki en iyi yemek yapan insandı. O böylesine güzel yemekler yaparken Suna'nın öylece oturup izlemesi mümkün değildi.

"Hazır, hadi!" diye seslendi Osamu kardeşine ve kıvırcık saçlıya. Piknik yaptıkları alanı dolaşan çift, sesi duyduklarında yönlerini değiştirip ikilinin yanına gittiler ve örtünün üstüne oturdu Atsumu.

Sakusa, öylece durdu.

Atsumu başını kaldırıp sevgilisine baktı. Böyle bir sorunları olacağını tahmin etmişti ama bu kadar erken beklemiyordu tabii ki.

Atsumu, oturduğu yerden kalkıp sevgilisinin yanına ilerledi ve iki elini tek eliyle tuttu. Onun için ne kadar zor olduğunu biliyordu, bu yüzden onu zorlamayacaktı. Bunun yerine "Hayatım, bir yerden sandalye alalım ister misin?" diye sordu.

Sakusa cevap vermedi.

Nefret etmişti kendisinden de, hastalığından da. Ne de berbat birisiydi! Sevgilisi için güzel giden bir günü bile mahvediyor, arkadaşlarına verdiği sözü tutamıyordu.

Hep böyle olmuştu zaten. Toplu etkinliklere hastalığı nedeniyle katılmaz, insanlarla dışarıda buluşmazdı. Maskesini çoğu zaman çıkarmazdı.

"Toparlanalım mı?" diye sordu Osamu. Eli daha yeni yerleştirdiği bir kaba gitmişti. Atsumu, başını aşağı yukarı salladı. Sakusa ise utançla başını çevirmişti bu sırada.

Suna sevgilisine yardım edince kısa sürede toparlamışlardı eşyaları. Osamu sonunda örtüyü de katlayıp yerleştirdiğinde Suna sepeti aldı, elini sevgilisinin beline atıp yanağından öptü. "Eline sağlık bir tanem."

Osamu bir şey söylemeden gülümsemişti, onlar Suna ile önden yürürken Atsumu bakışlarını kıvırcık saçlıya çevirdi. Parmaklarını kenetledi, parmak uçlarında kalkıp yanağının maskesinin açıkta bıraktığı kısmını öptü. "Hadi." dedi, Sakusa sessizce onaylamıştı onu.

Sakusa ve Atsumu daha geriden gelirken, kıvırcık saçlı hiç konuşmuyordu. Başı eğik, attığı adımları sayar gibi izliyordu. Atsumu da adımlarını ona uyduruyordu, konuşması için zorlamanın bir faydası olmadığının farkındaydı.

"Özür dilerim." dedi Sakusa aniden. Sesi çatlıyordu, kırılgandı. Atsumu kaşlarını kaldırıp başını ona çevirdi. "Ne?"

"Özür dilerim. Siz bugün için çok heyecanlıydınız, Osamu onları hazırlamak için bütün gece uyumadı ama... Ben yine mahvettim."

Atsumu durdu, Sakusa da. Sarışın bakışlarını gri saçlı ikizine çevirdi bir anlığına. Evet, doğruydu. Osamu bir dakika olsun uyumamıştı gece boyu, sırf her şey mükemmel olsun diye.

Normalde bunu yapana çok kızacağını fark etti Atsumu, ama Sakusa'ya kızamazdı ki. Hem onun elinde değildi, hem de kıyamazdı.

"Omi." dedi ve ellerini sevgilisinin yanaklarına götürdü Atsumu. Kıvırcık saçlı başını biraz eğdi, sevgilisine baktı.

"Ne düşündüğünü az çok tahmin ediyorum, ama günümüz mahvolmadı ki. Bak, hâlâ dışarıdayız ve beraberiz." derken gülümsedi. "Osamu'yu dert etme. Dışarı çıksak da çıkmasak da, o kendisini uykusuz bırakmaya meyilli zaten. Hiç takılmadığına eminim."

"Ama yine de..." diye mırıldandı Sakusa. Atsumu gülümseyip iki yana salladı başını. Baş parmakları maskenin yanaklarındaki kısımlarında dolaşıyordu.

Proje: Miya - [ SunaOsa , SakuAtsu ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin