Bölüm On Dört = Gölgelerin Fısıltısı

423 59 49
                                    

~Lütfen Tanrım beni beklediğini söyle . Lütfen yanına gelmemi istemiş ol ...

İnsan tanrının kutsadığı bir varlık değildi . Öyle bir varlıktı ki insan , güç pahasına kendi candaşına kıyabilen bir iblisti . Her yaptığı hareket , her söylediği söz , bir avuç toprakla şekillendirilmiş bir hiç olduğunu haykırıyordu .

Öyle bir varlıktı ki insanoğlu kendi cinsini ölüme terkedendi . Sırf güç için kendinden olana kıyandı .
Aslında insan yine ve yine insanoğlu tarafından öldürülendi . İnsanoğlu insanlığın tek düşmanıydı . Bizim hayatımızda bir insan tarafından mahvolmuştu işte . Sadece bir kişinin yaptığı şeyin bedelini ikimiz ödemiştik .

Ezit veya Defne , hatalı olan onlar değildi .
Hatalı olan İsrafil Ailesi de değildi . Hatalı olan bizdik , yaşadıklarımızın sebebi bizdik . Ve bizim ihtiyacımız olan tek şey bu hatayı ortadan kaldırabilecek bir silgiydi .

Öyle bir silgi lazımdı ki bize , geçmişi geleceğe bağlayan o yolu silecek ve bizi var eden tüm etkenleri silecekti .

Sokak köpeklerinin gözle görülür bir şekilde açlık savaşında olduğu bu sokaklar şuan sahip olduğumuz tek yuvaydı . İnsanın en büyük dostu düşmanıdır zaten , onu en iyi tanıyan , onun zayıflıklarını en iyi görebilen kişi düşmanıdır .

O yüzden sokaklara sığınmıştık , bizi en iyi tanıyan , her halimizi gören sokaklara sığınmıştık .

Aniden kardeşim Baronun yere çökmesiyle adımlarım duraksamıştı . Harelerim istemsizce ona kaymıştı . Fakat onun odağı boğazı gibiydi , elleriyle boğazını tutuyor , gözlerini sımsıkı tutuyordu .

Olduğum şoktan ayrılamazken kendime tokat attım ve olduğum yere çöktüm . Bir yandan ne olduğunu kavramaya çalışıyordum . Fakat hayır , her şey daha da kötü oluyordu . Zar zor dengede tuttuğu kafasını dizlerime koydu ve ...

Gözlerini kapattı . Gözlerinin kapanmasıyla ağzından , boğazından her yerden kan akmaya başladı . Ben daha neler olduğunu bile anlayamazken bir ses yükseldi .

"Senin yüzünden ." Dedi .

"Bunun sorumlusu sensin ." Diye devam etti bir başka ses .

"Kendi kardeşin ölüme sürükledin . "

"Bencil ."

"Babandan farkın yok ."

Aniden dizlerimde yatan kardeşimin gözlerini açıp , ağzındaki kanları tükürürcesine konuşması boğazımda bir yumru oluşturmuştu .

"Hepsi senin yüzünden , senin yüzünden kendi sesimi bile duyamıyorum ."

"Senden nefret ediyorum ."

Gözlerimin dolduğunu hissetmemle kendimi sırt üstü yere attım . Neler oluyordu anlam veremiyordum .

Biraz önce yaşananlar hayal mi gerçek mi onu bile ayırt edemez bir haldeydim .
Aniden omzumdan tutulup sarsılmamla , endişeli gözlerle beni izleyen Baronu farkettim .

"Am- ama sen , s-sen kan , ka- ka-kan vardı ."

Şoka girmiş misali titrek bir şekilde konuşmam kardeşimi daha da endişlendirmiş , kafasının karışmasına sebebiyet vermişti .

"Gördün mü eğer duyabilseydi seni anlardı. "

"Sen iğrenç bir kardeşsin Borannn ."

Yeniden ve yeniden kafamda susmak bilmeyen seslerle delirdiğimi , aklımı kaybettiğimi düşündüm . Lanet olasıcalar susmuyor , kafamı allak bullak ediyorlardı . Aniden bana sarılan kardeşimle seslerin yok olduğunu , söylenerek kaçıştığını hissetim .

Kayıp Bağlar ☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin