Bölüm Dokuz = Yıkılan Yaşamlar

499 57 72
                                    

~Aslında en büyük günahı , dünya üzerinde çoğalarak işlemişti insan .
Lâkin buna rağmen günahkar ilan edilenler , yine yanlız kalan insanlar oldu .

Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın . Keyifli okumalar :)

İnsan neydi ? Dört duvar arasına sıkışmış kalmış , bir yığın etten ve ruhtan mi ibaretti .

Ona bahşedilen ilim , lütuf olarak verilen akıl ne içindi ? Neden bu ilmi ve aklı sokakta yaşamaya çalışan bir köpeğe vermemiş .
Kafayı başka canlılar üzerinde hakimiyet kurmayla bozmuş insanlığa vermişti .

Bunu yerlerin ve göklerin sahibi Tanrı'dan başka kimse bilemez , kimse kavrayamazdı .

Ancak kimsenin reddemeyeceği bir gerçek vardı ki sokaktaki köpek , Tanrı tarafından kutsanmış bir varlıktan daha masumdu .

Evet bu gerçeği kanıtlayacak bir çok tarih , bir çok günah vardı . Ayrıyetten bu tarihlere , günahlara her gün bir yenisi ekleniyor , vahşetin , acının gölgesi birer çığlığa günbegün dönüşüyordu .

Takvimler 14 Ağustos 2024'ü gösterirken yeryüzünde bir günah daha işlenmişti . Öyleydi ki , bu günah kan donduracak kadar dehşet verici , Tanrı'nın yeryüzüne indirdiği iki ruhu sualsiz yok edecek kadar şeytaniydi .

Tanrı görmüştü , gördüğünü belli etmek istercesine de yeri göğü sallıyordu . Şimşekler indiriyor , yangınlar çıkarıyordu .

Fakat insanoğlu anlamamakta direniyor , kendini suçsuz olduğuna ikna ediyordu .

İşte bu şimşeklerin en şiddetlisi , çıkan yangınların en koru İsrafil Konağına düşmüştü .

Bu kor alev öylesine düşmüştü ki bir ananın yüreğine ... Bu ana ikinci kez feryat ediyor , çocukları için avut yakıp , yüreğinin alevini yansıtan çığlıklarla arş-ı titretiyordu .

Bu şimşekler öyle bir inmişti ki bir babanın kalbine , bu baba ikinci kez evlatları için ateşe veriyordu her yeri , ikinci kez kıyameti koparıyor , ölüm yağdıracağım diye surlara üflüyordu .

Yürekti işte bu ... Bir ananın , bir babanın yavrusunu tanımasa da , acı çekmesiyle yanan yürekti bu , ana-baba yüreğiydi bu ...

Öyle herkesin harcı olmayan , herkesin sahip olamayacağı bir lütuftu bu . Ha sahip olsa da hakkından gelemezdi öyle herkes kolay kolay .

Zahit Bey ve Eftal Hanımada bu lütuf tam 8 kere bahşedilmişti . 8 kere Tanrı tarafından buna layık görülmüştü . Ancak yerin ve gögün tek yöneticisi 8 kere vermiş 2 kere almıştı verdiği lütfu .

İsrafil Konağı onlarca insanı doyurmuş , onca insanin yuvası olmuştu da iki küçük sabiyi sığdıramamıştı .

ZAHİT BEY'DEN

Neydi benim sınavım , neydi benim yaşadığım bu şeylerin sebebi ?
Geçmişte yaptığım hataların geri dönmesi ve bedelini çocuklarıma ödetmesi kanımı kaynatıyordu .

Bu yaşadığım ev asla ev gibi hissetmiyor , duvarlar üstüme geliyordu . Biliyorum , dile gelseydi bu ev , büyük ihtimal kovardı bizi ...

Yüzüme çat diye kapanan telefonla duraksadım . Sanki algılarım yitmiş , hareket kabiliyetim uçup gitmişti .

Kayıp Bağlar ☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin