Akşam Jongin'le birlikte bavullarımızı, götüreceğimiz eşyalarımızı toplayıp yeni evimize girdik. Babamlar resmen bizi bırakıp kaçmıştı, ev 3 oda bir salondu ayrıca kocaman bir balkonu vardı. Gerçekten bu evi yani 'evimizi' beğenmiştim. Jongin ve ben aynı odada kalacağımız için büyük olan odada kalmayı tercih ettik.
-Soo odanı kullanmıycaksın zaten bence biraz değişiklik yapıp orayı çalışma odası gibi bir şey yapalım bizim odamız kadar olmasada yeterince büyük bir oda
-Hmm haklısın Jongin bencede öyle yapalım o zaman bu odada çalışma masasına gerek yok. Yani odaya iki giysi dolabı koyup çalışma masalarını çalışma odasına götürelim ne dersin?
-Bana uyar Soo şimdi evimizin ilk günü adı üzerinde bir fotoğraf çekinelim. Ne dersin?
-Tamaaam
Jongin beni yanına çekti ve kamerayı eline aldı tam o fotoğraf çekerken soluma dönmüştüm ve lanet olsun ki Jongin'in dudaklarıyla dudaklarım temas etmişti o sırada flaş patladı ve ben nasıl her şeyin bu kadar hızlı olduğunu anlamamaya devam ederken ikimizde şoktaydık (bizde bim sösödasds) ve hala o şekilde duruyorduk. Jongin'e baktığımda çoktan gözlerini kapatmıştı eşek yavaşça dudaklarımı dudaklarından çekip ona baktım. Lanet kalbim öküz gibi atarken bütün kan sanki suratıma çıkmıştı.
-Jongin-ah ö-özür dilerim ben s-sana bakmaya ç-çalışınca şey ş-şeysinden şey olmasını şeyedemedim o-ndan şey e-ettim
-Soo ne saçmalıyosun
Jongin kahkaha atarak güldüğünde ciddiye almadığını anlamıştım ben burada kalbimi durduramazken onun umursamıyor olması acıtmıştı.
-Şey ben sade-
-Soo aishh takma kafana sorun değil sen benim minik bebeğim dostum Soo'sun. Beni her istediğinde öpebilirsin
Hiçbir şey söylemeden odadan topallayarak çıkmıştım. Çünkü dostum sözlerini falan Jongin'den duyduğumda gözlerim ağlıyodu orangutan gözyaşları yerinde dursa bir şey olacak sanki pislikler. Belime dokunan bir el hissettiğimde ödüm bi taraflarımla birlikte olup sülale boyu genişlemişken Jongin'in sesiyle kendime geldim.
-Yaah Soo senin yürümemen gerekir niye hemen çıktın odadan? Böyle yapıyorsun ama sonra ben sana bakmak zorunda kalıyorum birazcık da olsa kendine dikkat et tamam mı?
-Bana bakmak zorunda değilsin
Sesim soğuk ve güçlü çıktığında kendimle gurur duymuştum hatta oracıkta halay bile çekebilirdim.
-Soo ne diyorsun sen? Kendine gel
-Jongin sana yük olduğumun farkındayım ve bunu istemiyorum. Bana bakmayı zorunluluk olarak görüyorsan bakma
Gözlerim dolmuştu çünkü bunun doğru olma olasılığı beni öldürüyordu
-Soo ben gidiyorum aklın başına gelince konuşuruz belki
Şaşkınlıkla ona baktığımda hızla evden çıkmıştı. Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım, ayakta durduğum için bacağım sızlıyordu bu yüzden yavaşça koltuğa doğru ilerleyip kendimi bıraktım cenin pozisyonu alıp ağlamaya başladım, bunu Jongin yüzünden yapmıyordum sadece artık içim bunalmıştı ve yorgun hissediyordum bu yüzden gözlerimi yumdum.
Anahtar sesleri duyduğumda yavaşça gözlerimi araladım uzun süredir uyuyor olmalıydım çünkü biraz boynum tutulmuştu. Kapının kapanma sesini duyduğum gibi kıkırdama sesleri de duyuyordum ayağımın acısına aldırmadan hızla dış kapının önüne doğru ilerlediğimde şok olmuştum Jongin sarhoş gibiydi ve bir kızla yiyişiyordu resmen ve onu evimize getirmişti 'bizim evimize' hemde ilk günümüzde. Gözyaşlarım hızla akmaya devam ederken üstüme hiçbir şey almadan evden çıktım zaten Jongin'i o şekilde görünce kalbim yeterince üşümüştü. Ayağım sızlamaya başlayınca daha fazla yürümemem gerektiğini anlayıp parka girdim ve salıncağa oturup kafamı zincire yasladım.
Gözlerim acıyordu, onları kapatmak, dinlendirmek istiyordum tahminimce bir iki saate güneş doğacaktı. Bunu umursamayıp gözlerimi daha fazla açık tutmaya zorlamadım.
Gözlerimi aralamaya çalıştığımda güneş yüzünden gözlerimi kısmıştım birisinin kucağındaydım kim olduğunu anlamak zor değildi aşık olduğum kokuydu bu. Gülümseyecektim ki dün gece aklıma geldiğinde hızla gözlerimi açtım ve kucağından inip Jongin'e baktım yeni kalkmış gibiydi gözlerimden akan yaşları umursamadan bağırmaya başladım
-SENİ APTAL SALAK GERİZEKALI ORASI BİZİM EVİMİZDİ VE SEN BENİ ORADA ÜZGÜN BİR ŞEKİLDE BIRAKIP BAŞKA BİRİSİYLE BİRLİKTE OLDUN TAM Bİ PİÇSİN KİM JONG IN
-S-soo ben ü-üzgünüm
Hıçkırarak ağlıyordum buraya kadardı söyliycektim onu sevdiğimi ama aynı zamanda vazgeçecektim.
-Biliyor musun Jongin küçüklüğümden beri sana aşığım ama sen bir kere bile beni görmedin bana yakın davrandın umut verdin sen beni parçalara ayırdın Jongin her hafta başka kızlarla yattın sesimi bile çıkarmadım ama buraya kadar vazgeçiyorum
Hızlıca yürümeye başladım arkama bakmaya cesaretim yoktu çünkü biliyordum ki arkama baktığımda dayanamayıp ona geri dönecektim, yüzsüzün tekiydim işte...
O sırada bileğimi çekip bana sarıldı ne ara geldiğini bile anlamamıştım yavaşça kulağıma eğilip fısıldadı
-Piçin tekiyim ama benden vazgeçme Soo
**ayırmaya kıyamıyorum bunları ya mutlu olsunlar hep sçaöfdaföda**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forever You
RomansKyungsoo kendisini kardeşi olarak gören aile dostlarının oğlu Kim Jongin'e aşıktı. ................................................................................. Jongin kendisini abisi olarak gören aile dostlarının oğlu D.O Kyungsoo'ya aşıktı.