15-Gidiyoruz

240 19 8
                                    

Selam sevgili okurlarım<3

Nasılsın?

Umarım iyisinizdir.

Bebeğin babası Kerem çıktı diye umarım kitabı bırakmamışsınızdır. Çünkü asıl hikaye daha yeni başlıyor.

Evet o kadara iddialıyım;)

Hadi iyi okumalar.

Hayallerini gerçekleştirmek için önce etrafındaki sesleri susturmalısın.

Nur_yvn

🍂

Kendimi mutlu bir tabloda hayal ettim. Etraf yeşillik cayır çimen. Her tarafta meyve ağaçları. Karnım kocaman olmuş, davul gibi şişmişim. Furkan bir ağaca yaşlanmış bende ona. Gülümsüyoruz. Önümüzde bir uçurtma var ve Furkan onu tutuyor. Havada güzel bir güneş var ama ağacın gölgesi bizi koruyor. Öylece oturuyoruz. Ama mutluyuz.

Bir dakika. Bu tablo gerçekleşmesi imkansız bir masaldan ibaret.

Karşımdaki adama baktım bu hayellerden çıkarak şaşkınlıkla. Beni Mardine falan götürebilecegini falan mı sanıyordu?

"Ben seninle hiç bir yere gelmem!" dedim sert bir sesle. Ayağa kalktım hızlı bir şekilde. Ama o hala oturuyordu. Çantamı da aldım. "Sen beni ne sanıyorsun? Öyle seçenek hakkı sunup sonra sonra kendi istediğini yapabileceğin bir kukla olduğumu falan mı?" dedim. Bir dakika! Genzim neden sızlıyor.

"Hayır, Leyla. Senin karım olduğunun bilincinde olarak gidiyoruz." dediğinde hiç beklemeden "Madem bunun bilincindesin Allahın cezası adam o gün bu çocuk benim diye niye haykırmadın?! Söylesene!? Ne oldu da şimdi bize sahip çıkıyorsun?" dedim ağlamamak için kendimi tutarken.

"Eger," derin bir nefes alıp gözlerini yumarak "Bu çocuk benim diye diretsem ne olurdu biliyormusun?" dedi sinirle bana bakarak. Ayağa kalktı. Sinirli yanıma geldi. "Dışarı çıkın!" diye nasıl bağırdırdıysa ben bile bir adım geriledim. O benim gözlerime sinirle bakarken ben ürkekçe bakıyordum. Hazırda bekleyen yaş döküldü. Yanağımda süzülürken o gözlerini yumdu. "Her göz yaşın bir kurşun." dedi mırıldanarak.

"Anlamadım." dediğimde eli belindeki silahına gitti. Silahı çıkarttı.

"Kafama mı sıkayım topuguma mı?" Diye sordu. Bu adam deli miydi.

"Ne saçmalıyorsun sen?" dedim hızla elindeki silahı alarak. "Çoğumu zaten babası hayattayken babasız bıraktın birde tamamen mi öksüz kalsın istiyorsun!?" diye bağırıp silahı gelişi güzel fırlattım. O da artık bazı şeylere hakim olamıyormuş gibi bağırmaya başladı.

"Ne sanıyorsun? Ben çok mu mutluyum. Eğer orada ısrar etseydim seni öldürürlerdi. Ben seni korumak için etrafına duvarlar örterken sen benim duvarlarımı yıktın be gök gözlüm." dedi acı çeker gibi. "Sen benim duvarlarımdın, sen benim herşeyimdin ama herşeyimi alıp gittin. Anlasana köpek gibi pişmanım. Anlasan sen yoksan güçsüzüm. Ölüyorum kadın anlasana. Sensizlik beni öldürüyor." diye gözünden bir damla yaş döküldüğünde bu benim için kopuş noktası olmuştu. Tam yere çökecekken "SAKIN!" dedim hiddetle. "Yıkılmak yok." diyerek tuttum kolundan.

"Artık gücüm kalmadı. Gücüm sensin ama yoksun." dedi azap çeker gibi. Derin bir nefes aldım. Zaten hamileyim bana görülen bu mübahmıydı?

"Hayır ben varım kocam, ben senin yanındayım, kalbindeyim." dedim saçına bir öpücük kondurarak.

"Ama ben senin kalbinde değilim." dedi çocuk gibi. Kafasını boynuma gömdü.

"Kim karar veriyor buna? Ben! Sen nereden bileceksin benim kalbimde kim var." dedim sinirle kafasına şamarı indirerek. Kafasını kaldırdığında kızarmış gözleriyle bakıştım.

Yalandan OyunlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin