V ✴️ 1

424 71 10
                                    

1.Bölüm

✴️

Eve hem şok içerisinde, hem de tonlarca yorgunlukla geri dönen Bahar, kendisini 3 odalı evinin üçüncü odasına attı. Tek katlı bir evi vardı. Ev, 4 bloklu sitenin ikinci bloğundaydı. 9 katlı bloğun beşinci katında oturuyordu. Her katta tek daire vardı ve Bahar'ın alt dairesi de üst dairesi de boştu. Genelde kışın soğuk oluyordu. Bu yüzden yerden ısıtmayı da açmak zorunda kalıyordu. Tek başına üç odalı bir evde yaşamak ona bi' hayli zor geliyordu. Evin ilk odası misafir odasıydı, oda genelde kırmızı ağırlıklıydı. Kırmızı örtülü bir yatak, beyaz üçlü koltuk, beyaz tek kişilik dolap, yatağın iki yanında kırmızı iki komodin, duvara yapışık boy aynası, duvarlarda üçer tane tablo ve yerde kırmızı üzeri beyaz benekli halı vardı. Duvarlar ise krem rengine boyanmıştı. İkinci odası ise oturma odasıydı. Odada mavi koltuklar vardı. Koltukların üzerinde beyaz, yeşil ve mavi iri yastıklar vardı. Yerdeki halı mavi renkteydi. Duvarlarda ise duvar süsleri vardı. Beyaz sehpalar, mavi renkli ünite ve siyah televizyon odayı tam olarak doldurmuştu. Ünitenin arkasındaki duvarda ise kiremit deseni vardı. Evin son odası ise Bahar'ın odasıydı. Odada siyah, çift kişilik yatak vardı. Yatağın sol tarafı duvara dayanmıştı. Yatağın üzerinde beyaz bir yatak örtüsü vardı ve bolca renkli yastıklarla doluydu yatağın üzeri. Yerdeki halı çiçek desenli, orta boy, renkli bir halıydı. Odanın duvarları açık mavi rengine boyanmıştı. Çift kapaklı beyaz dolap yatağın ayak ucundaydı. Beyaz çalışma masasının üzerinde bir kaç defter vardı. Çalışma masasının dayandığı duvara kitaplık kurulmuştu. Kitaplığın üzerinde kitaplar üst üste dizilmişti. Duvara monte edilmiş bir diğer kitaplıkta ise makyaj malzemeleri, deodorant ve parfüm gibi malzemeler vardı. Kapının arkasında ise yuvarlak başlıklı askılık vardı. Eve girdiği an kendisini banyoya atan Bahar epey bi' rahatlamıştı. Üzerindeki gri gecelik daha da rahat hissettiriyordu kendini. Saat 03.00 olmuştu. Gözleri kapanmak için direniyordu. Kendisini yatağa atı ve başını yere doğru çevirdi. O sırada gözüne yerdeki siyah çanta ilişti. İlk önce ne olduğunu kestirmedi ve kaşlarını çattı. Aklına son anda o çantanın ne olduğu geldi. Kaşlarını çatarak yanına yaklaştı çantanın ve çantayı eline aldı. Çantayı açıp içine bakmak istiyordu ancak başına bir şey gelebileceğinden korkuyordu. Ya içinde bomba varsa, diye düşündü ilk önce. Daha sonra ince bir çantanın içinde bomba olmasının olanaksız olduğunu anladı. Çantayı açtı ve içine baktı, içerisi belli olmuyordu. Elini içine daldırdığında kapı çaldı. Başını kaldırıp oda kapısına baktı. Çantayı kapattı ve çantayı yatağın altına tıkıştırdı. Odadan koşarak çıktı ve kapının karşısına geçti. Üzerine çeki düzen verdikten sonra kapıyı açtı. Karşısında gördüğü tanıdık ancak yabancı yüzü gördüğünde kaşlarını çattı.

"Beni nereden buldun?" diye çıkıştı. Bir yandan da oldukça şaşkındı. İçeri adam girdi. Kapıyı kapattı ve sırtını kapıya yasladı. Kaşları çatık kız "Ne yaptığını sanıyorsun? Evime nasıl böyle girebilirsin?" diye sordu sorularını hızla ve art arda. İşaret parmağını kızın dudaklarına bastıran adam, belli belirsiz gülümsedi ve

"Sana, seni bulacağımı söylediğimi hatırlıyorum güzelim." dedi. Sesi kadifemsi bir tat bırakmıştı Bahar'ın kulağında. Onu bulmasının imkansız olduğunu düşünmeden edemedi Bahar. Elini boynuna koyup boynunu kaşıdığı sırada kolyesinin boynunda olmadığını fark etti. Kaşları çatıldı ve boynunda ellerini gezdirdi. Ancak kolyesi boynunda yoktu. Kaşlarını çatarak adama baktı ve

"Kolyem... Kolyemde babamın resmi, numaram ve ev adresim yazılıydı. Yanındaki küçük düğmeye bastığında kolyenin kapağı açılıyordu. Demek... Demek beni bu yüzden buldun!" dedi, sesi sonlara doğru yüksek çıkmıştı. Omzunu silken adam, kirli ceketindeki kolyeyi uzun parmakları arasında çıkardı ve kolyeyi kızın eline tutuşturdu. Dişlerini sıkan Bahar göz devirdi.

"Evet Bahar Göktürk, çantam nerede?" Kaşları daha da çatılan Bahar

"Ha bir de adımı biliyorsun?!" diye bağırdı soru sorarca. Başını salladı adam. Kız kollarını göğüslerinin altında birleştirdi ve alaycı ifadeyle adamın yüzüne baktı. "Çantanı istiyorsan, adını söyle." Dudaklarını büzdü adam. Bir çanta için isim öğrenmek biraz ucuz bir rüşvetti. Sanırım çantaya bakmadı, diye düşündü Destan.

"Destan Keskin." diye kestirip attı adam. Bahar gülümsedi ve

"Memnun olduğumu fazla söyleyemeceğim." dedi yüzündeki alaycı ifadeyi bozmadan. Bahar'ın belini ani bir hareketle kavrayan Destan, Bahar'ın sırtını duvara yasladı ve yüzünü Bahar'ın yüzüne yaklaştırıp

"İsim, karşılığı çanta. Haydi, ver artık şu lanet olası çantayı." dedi. Bahar bir an korksa da belli etmedi. Yüzüne sinsi bir gülümseme yerleştirdi ve Destan'ın önünden sıyrılarak geçti. Ellerini arkasında birleştirip Destan'a arkasını dönerek parmak uçlarında yürüdü ve Destan'a döndü. Omzunu çene kemiğine doğru yaklaştırdı ve dudak büzerek

"Bu değerli çantada ne var, Destan Keskin?" diye sordu imayla. Sol omzunu duvara yaslayan Destan, doğruldu ve kıza doğru yaklaştı. Kulağına doğru eğildi ve

"Basit bir kızdan daha fazlası." dedi. Gözleri irice açılan Bahar, resmen burnundan soluyordu. Destan'ın miğdesinin altına sert bir yumruk indirdi ve

"Basit bir kıza bir yerlerini satsan sahip olamazsın." dedi. Sert yumrukla beraber iki büklüm kalan Destan'ın dudakları arasından bir inilti koptu. Bahar, omzunu sertçe çevirerek arkasını döndü ve büyük adımlarıyla odasına yöneldi. Odasına geldiğinde yatağın altından çantayı aldı ve çantanın kalın kulpunu eliyle kavradı. Tekrar Destan'ın yanına geldiğinde Destan'ın salonu incelediğini fark etti. Tamamen eksiksiz gri ağırlıklı salondan gözlerini çekti Destan ve Bahar'a baktı. Bu sefer Bahar, gözüne farklı görünmüştü. Sanki daha güzel gibiydi. Camdan vuran ay ışığı Bahar'ın yüzünü aydınlatıyor, sarı saçlarını okşuyordu. Yarı çıplak bacakları, kolları ve gerdanı onu fazla seksi gösteriyordu. Başını iki yana sallayarak aklındaki pis düşünceleri kovdu Destan. Bahar, çantayı Destan'a doğru uzattı ve

"Buydu, değil mi?" diye sordu kadınsı sesiyle. Başını salladı Destan. Çantaya kaçamak bir bakış atan Bahar, sağ omzunun üzerinden baktığında açık pencereyi fark etti. Bir kaç adım pencereye doğru yaklaştı ve "Buyur, çanta tekrar senindir." dedi. Çantayı pencereden aşağıya fırlattığında Destan, çantanın arkasından koştu ve son anda pencereden düşmekten kurtuldu ancak çantayı tutamadı. Destan, Bahar'a öfkeyle baktı. Bahar, elini dudaklarına getirdi ve ağzını irice açarak şaşırmış ifadesi yerleştirdi yüzüne. "Aaa, çok üzgünüm, bilerek oldu!" Dişlerini sıkan Destan, kapıyı açtı ve hızla dışarı çıktı. Kapıyı ayağıyla kapatan Bahar, içten bir kahkaha attı ve odasına doğru yürüdü. Odasına geldiğinde kendisini yatağa atar atmaz derin bir uykuya kapadı gözlerini.

Varyans ✴️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin