- 4 bin okuma için teşekkürler🤍
Draco'nun anlatımıyla
Klara ve ben son günlerde biraz toparlamıştık. Babamların bize yavaş yavaş vermeye başladığı görevler yüzünden zaten normale dönmek zorundaydık.
Fakat niye bilmiyorum, Klara ile aramızda bir soğukluk vardı. Sanırım çok şey yaşadığımızdan.
Bir gece, yatağımda yine Alice' düşünüyordum. Aklımdan şu sözler geçti:
Gece miydi, seni bana düşündüren? Yoksa ben miydim, seni düşünmek için geceyi bekleyen?
*
Sabah derse gitmek üzere cübbemi giymiş ve hazırlanmışken camımda hareketlenme fark ettim. O tarafa bakıp baykuşumuzu gördüğümde, içime bir huzursuzluk düştü çünkü belli ki babam yine bana bir şey söylemek için mektup göndermişti.
İstemeyerek camın yanına gidip açtım ve baykuşun gagasındaki zarfı aldım. Baykuşumuz camımın yanından ayrılıp uzağa doğru uçtu.
Camımı kapatıp mektubu okumak üzere yatağıma oturdum. Zarfı açıp içindeki kağıdı aldım. Okumaya başladığımda, babamın ne kadar kötü bir baba olup çocuğunun hissettiklerini asla anlayamayacağını tekrar anladım
Draco,
Senden bir şey yapmanı istiyorum. Biliyorsun Greengrass ailesiyle bağlantılarımız var, onlarla aramız iyi. Bağları daha da güçlendirmek için sen ve Astoria'yı bir araya getirmeyi düşündük. Birkaç sene önce zaten biraz yakın olduğunuzu biliyordum fakat sonrasında o Potter kızı için Astoria gibi bir safkanı bıraktın. Bu saçmalığa son verdin, şimdi de Astoria'ya geri dön. Onun senin üstünde her zaman gözü vardı zaten, bunu biliyordum. Artık senin ona daha yakın davranacağından da haberi var. Lütfen o kızı üzme, ailemiz için önemli. İlişkini güçlendir. Aptal Potter kızıylada iletişim kurmamayı devam ettir.
Baban, Lucius
Sinirden titriyordum. Sonunda benden bunu da istemişti. Astoria'dan nefret ediyordum. Sürekli sırnaşmaya çalışan aptal bir kızdı. Alice sayesinde ondan uzaklaşabilmiştim. Şimdi bana yaklaşamamak için bahanesi de kalmayınca, onunla birlikte olabileceğimi düşünmüştü tabii.
Mektubu yırtıp attım ve sinirle ayağa kalktım. Masama doğru sinirle bir yumruk indirdim ve bağırdım. Elim hala masada, gözlerimde masadayken nefes nefese sinirle duruyordum.
Kafamı sağ üste, duvara doğru çevirip Alice'le olan fotoğraflarımıza baktım. Bazı fotoğraflarda ikimiz beraberdik, bazılarında sadece o vardı.
Kameraya bakarak kocaman gülümsediği bir fotoğrafa denk geldim. Saçları güneşte parıl parıl parlıyordu, gülümsemek ona çok yakışıyordu. Alice'i çok özlemiştim, fotoğraflarını ve bana verdiği hediyeleri, hiçbirini atmamıştım. Bana verdiği yüzüğü hala takıyordum, en başından beri asla çıkarmamıştım, aylardır parmağımda duruyordu.
Şimdi ona bunu nasıl yapacaktım? Duvarlarımda hala onun fotoğrafı varken, etrafım onun anılarıyla doluyken nasıl başka biriyle vakit geçirecektim?
Duygular arasında gidip gelirken, kapım çaldı. Hızlıca kapıya gittim ve açtım.
Astoria, yapmacık bir gülümsemeyle kapımda duruyordu. Sinirden homurdandım.
Astoria: Günaydın! Nasılsın bugün Dray? Babanın haberi sana gelmiştir eminim! Bu yüzden derse birlikte gitmek istersin diye düşündüm.
Her ne kadar ondan nefret etsemde, bunu yapmam gerekiyordu çünkü yapmazsam babam Alice'e zarar verebilirdi, bunu yapardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐅𝐨𝐫 𝐚 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐆𝐢𝐫𝐥 | 𝐃𝐫𝐚𝐜𝐨 𝐌𝐚𝐥𝐟𝐨𝐲
Fanfiction❝O halde sen de benim yıldızım olur musun Alice?❞ Draco nefret ettiği Harry Potter'ın kardeşine tutulunca, gözleri açılmıştı sanki. Kendini anlamadığı bir yerde bulmuştu. Yeşil gözlü kızın kalbinde. Şimdi ise belki de babasını ve ailesini bile karşı...