Difference § X-Men

Episode 4| "Death Decision"

Multimedia: Logan Howlett

Ruelle - Hold Your Breath

-

"İnsan savaş gibi inanmadığı bir şey için acı çekeceğine, barış gibi inandığı bir dava uğruna ölse daha iyi değil mi? "

- Albert Einstein -

+++

Wanda'nın yaptığı toplu katliam olayının üzerinden 4 gün geçmişti.

4 gün içerisinde olmayan şeyler kalmamıştı. Olayın duyulduğu an vatandaşlar deyim yerindeyse deliye dönmüşler, zıvanadan çıkarak bir sürü yürüyüş ve protesto gerçekleştirmişlerdi.

4 gün içerisinde 35 vatandaş ve 16 polis yaralanmış, 2 vatandaş ise polisin sert darbelerine kurban giderek hayatlarını kaybetmişti.

Ülke karışmıştı, insanlar saldırganlığını salarak sokaklara çıkıyor, ellerinde taşıdıkları beyaz pankartın üzerine yazdıkları ifade ile hem yürüyor hem de slogan gibi söylüyorlardı.

Her insanın ağzından aynı kelimeler dökülüyordu;

Maximoff Ucubelerine Ölüm!

---

"Bunun mantıklı bir açıklaması nasıl olabilir?!" diye bağırdı Senatör. X-men ilk görüşmede olduğu gibi resmi giyinmek yerine klasik kıyafetlerini giymişlerdi. Sadece Xavier saygınlığından dolayı takım elbise giyinmişti.

Senatör sinirden köpürüyor, karşılarında ifadesizliklerini koruyarak sessizliklerini bozmayan X-men'den bir yanıt bekliyordu.

Bembeyaz suratı kıpkırmızı kesilmişti. Şakaklarındaki damarlar belirginliğini arttırırken alev saçan gözlerini onların üzerinde gezdirdi.

Xavier ifadesizliğini bozmadan "Senatör Keller, izin verirseniz size-" demeye kalmadan Senatör elini kaldırıp onu susturdu.

Odaya hakim olan sessizlik ile beraber Senatör derin bir nefes alıp seslice dışarı verdi. Gözlerini kapatırken eli burun kemerine gitti. Dudaklarından çıkacak kelimelerin yaratacağı etkiyi düşünmeden düz ve soğuk bir sesle "Bakın, eğer ki o Maximoff'lar kontrol altına alınmazsa..." dedi. Devamını getiremedi.

Herkes merakla senatörün ağzına bakıyordu. Şimdi sessizliği bozacak kelimeler hepsini meraklandırmıştı. Ama o kelimeler meraklarını giderdiğinde hiç gidermemiş olmasını dileyeceklerini tahmin etmemişlerdi.

Senatör sakince onlara bakındı. "... idam kararı almam söz konusu."

İşte bu kelimeler onların birbirine mühürlenmiş dudaklarını aralamasına, sessizliğin ortaya çıkmasına sebep olmuştu. Şaşkınlıkla Senatöre bakıyorlardı. Şok etkisi üzerlerinde işlemişti.

Hepsi hem şaşkınlıkla hem de kötü hislerle karşılarındaki Senatöre bakıyorlardı. Ne diyeceklerini ne düşüneceklerini şaşırmışlardı. O iki mutantı tanımıyor olmalarına rağmen korumaları gerektiğini hissetmeye başlamışlardı.

Xavier kaşlarını çatılmasına engel olamayarak dudaklarını araladı. Nefesi nemli dudaklarını yalayıp geçerken başının döndüğünü hisseder gibi oldu.

Sanki duyu organları körelmişti, hiçbir şeyi kavrayamıyorlardı. Duraksamışlardı, oda üzerlerine geliyordu. Duvarlar sabitlendikleri yerden köklerini çekip alarak onların üzerisine doğru gelirken hala daha Senatörün dediklerini algılamaya çalışıyorlardı.