Multimedia: Scott Summers
Sia - I Go To Sleep
-
"Dünya yaşamak için tehlikeli bir yer; kötülük yapanlar yüzünden değil, durup seyreden ve onlara ses çıkarmayanlar yüzünden."
- Albert Einstein -
+++
Washginton'da yaşanan sıradan günlerden biriydi.
Hava ne fazla sıcaktı, ne de fazla soğuktu. Ortalama bir dereceydi. Herkes klasik, monotonlaşmış işlerini yapıyor, gününü geçiriyordu.
Günün ilerleyen saatlerinde ise kafeler, gece kulüpleri dolmaya başladı yavaş yavaş. İnsanlar henüz yeni kararmış havaya aldırış etmeden dışarı çıkıyorlardı.
Washginton'da bulunan ve oldukça ünlü olan kafenin içerisi tamamiyle doluydu. İçerisi insanların mırıltısı ile dolup taşıyordu. Garsonlar aldıkları siparişleri vermek için bir o yana, bir bu yana koşturuyordu.
Kafede bulunan televizyon açıktı ancak pek kimsenin televizyonu umursadığı yoktu.
Ortam insanların mırıltıları ile daha da kalabalıklaştığında mırıltılar arttı.
Ancak kısa bir süre sonra bütün mırıltılar gittikçe azalmaya başladı. Azaldıkça azalan mırıltılar kesildiğinde ise herkes duraksadı. Garsonlar bile oldukları yerde kalakalmıştı.
Orada bulunan bütün insanların telefonları beyaz ışık ile aydınlandığında mesaj sesleri mekanı doldurmaya başladı. Herkes garip bir merak ile kaşlarını çatıp telefonlarına bakıyorlardı.
Telefonların tamamında aynı video görüntüleniyordu. Herkes aynı videoya bakıyordu.
Video karanlık bir ekran ile başlarken karanlık ekran gittiğinde ise geçen gece vahşice öldürülen mutant Tom Gregg'in görüntüsü ekranlarda belirdi. Herkes anlam veremeden ekrana bakıyor bu kişinin kim olduğunu birbirlerine soruyorlardı.
Tom Gregg'in sokakta yürürken gösterilen hali kısa bir süre sonra ekrandan silindiğinde bir başka kişinin görüntüsü geldi. Yüzünde binlerce duyguyu barındıran ancak sadece bir kelime ile özetleyebilecek kadar karmaşık bir sırıtış vardı.
Adam sırıtışını yüzünden silmeden ağzını bir karış açıp keyif aldığını belirtir bir ses ile konuşmaya başladı.
"Merhaba Amerika Halkı. Şu an, arkamda gördüğünüz kişi Tom Gregg. O da diğer ucubelerden birisi."
Adam kısa bir süreliğine Tom'a bakıp tekrardan ekrana döndü.
"Birazdan bir ucubenin nasıl öldürüldüğüne gözlerinizle şahit olacaksınız. İyi seyirler, iyi eğlenceler..."
Ekran tekrardan Tom Gregg'i gösterdiğinde kafede bulunan ve telefonundan görüntüyü izleyen herkes dehşete düşmüş ama yine de izlemeye devam etmişlerdi.
Televizyona görüntü yansıdığında kimisi de televizyondan izliyordu.
---
Jean telefonu elinde, sol tarafında oturan Scott'un dibinde dudaklarını kemirerek görüntüyü izliyordu.
Bobby de elindeki telefon ile görüntüyü izlerken bir yanında Marie, diğer yanında ise Ororo vardı. Hepsi neredeyse telefonun içine düşmek üzerelerdi.
Jean dudaklarını daha da fazla kemirdiğinde Scott istemsizce saniyeliğine ona odaklandı. Kaşları hafifçe çatıldı ve tekrardan ekrana baktı.
İçi sızlıyordu Jean'ın. Şu an bir mutantın ölüm anını izliyorlardı. Kalbi sıkışıyordu ve sanki diyaframının üzerinde bulunan sert bir cisim nefes almasını engelliyordu. Elleri titriyordu, telefon elinden nasıl düşmemişti bu zamana kadar, şaşkınlık içerisindeydi.
Gözleri donuklaştığında rengi koyulaştı. Hafifçe sulandığında görüntüyü izlemeye devam ediyorlardı. Bobby kaşlarını çatarak ekrana bakarken Ororo büyük bir ifadesizlik ve duygu karmaşasının içinde yarattığı fırtınalarla izliyordu. Marie dudakları aralanmış, gözlerini telefona iyice odaklanmıştı.
Görüntünün sonuna geldiklerinde ise yine aynı adam o sırıtışla ekranda belirdi.
"Tom Gregg'in ölüm anını hepiniz izlediniz. Şunu bilmelisiniz ki Amerika'da ucubelere yer yok!"
Bunu söylerken kaşları çatılmış ve sırıtışı yavaşça yüzünden silinmişti.
Jean telefonu elinden düşürdü ve hafif sulanmış gözleri ile yanında bulunan ve nefesini saçlarının arasında hisseden Scott'a sarıldı. Scott kollarını beline dolarken Bobby hala daha şokun etkisindeydi. Telefon elinde, duraksamıştı.
Ororo dudaklarını araladı. "Bu nasıl olabilir?" fısıldarcasına dudaklarından dökülen bu kelimeler odadaki elle tutulabilir gerginliğin yoğunluğu arasında sıkışmış, asılı kalmıştı.
Jean boğuk burnunu çekme sesiyle kollarını boynuna dolamıştı. Scott nefesini sessizce dışarı verdiğinde Jean'ın turuncu rengine çalan saçlarının birkaç tutamı havaya uçuştu. Bobby telefonu kapatıp koltuğun yanına koyarken ellerini yüzüne kapayıp "Aşağılık herifler!" dedi boğuk ve nefret dolu sesi ile.
Marie kaşlarını çatmış, donuklaşmış bir şekilde karşıya bakarken dudaklarını birbirine kapadı. "Lanet olsun!" dedi mırıldanırcasına. Gözlerini birkaç saniyeliğine kırpıştırıp kendine gelmeye çalıştı. Ancak öldürülen mutantın acı çektiğini belli eden surat ifadesi gözlerinin önünden silinmiyor, tiz ve acı dolu çığlığı kulaklarında çınlıyordu. Kendisine gelebilmesi imkansızdı.
Scott gözlerini karşıda bulunan boş duvara sabitlemişti. "Onlar kimdi?" herkesin gözü oraya çevrildiğinde Bobby kaşlarını çatıp ellerini yüzünden çekti. "Kim olduğunu bilmiyorum ama gerçekten bu yaptıkları akla mantığa sığmaz."
Bu sözün doğruluğu ile bulundukları geniş ve açık renkler ile donatılmış oda, sonu gelmeyecek gibi düşündüren gergin bir sessizliğe gömüldü. Sessizliği kimsenin bozmak istemediği fazlasıyla ortadaydı, kimse olayın şokunu ve hissettirdiği duyguları üzerinden atabilmiş değildi.
O videoda Tom Gregg yerine onlardan herhangi birisi de olabilirdi, hiçbiri bunu bilemezdi. Tom Gregg'in ölümü izlerken bile hepsi sanki kendi öldürülüyormuş gibi hissetmişti.
Sessizlik düşünceleriyle ve hisleriyle kafa yoran mutantların sürüp giderken bir bacağını sabırsızca sallayan Bobby ellerini ayırdı ve sessizliğe katlanamazcasına ayaklanarak odadan çıkıp gitti.
Odada bulunan diğer kişiler onun arkasından bakarken sessizlik daha da kötü bir hal almıştı.
* * *
Televizyonun karşısına, geçmiş görüntüleri izleyen Erik Lehnsherr, aslında korkutucu şekilde ifadesizdi.
Bu ifadesizliği görüntüleri izlerken hiçbir şekilde bozmuyordu. Görüntüler akıp gitmeye devam ediyor ve Erik Lehnsherr, ellerinin altında yer alan sandalyenin başlığını daha da sıkıyordu.
Görüntülerin sonuna yaklaşırken Tom Gregg'e yapılan işkenceler belirdi ekranda. Tiz ve acı dolu çığlık duyulurken Erik'in yüzündeki ifadesizlik hala daha aynıydı. Dışarıdan izleyen herhangi bir insan bundan korkabilirdi.
Görüntülerin devamında çığlıklar daha da kötü bir hal alırken aniden televizyonun ortasına gümüş bir kalem saplandı. Kalem televizyonun ekranını kırarak asılı kaldığında, odanın ücra köşesinde at kuyruğu yeşil saçlarıyla onu izleyen Lorna Dane, oldukça düz bir ses ile "Çok sinirli görünüyorsun Lehnsherr." dedi.
Erik ellerini sandalyeden çekerek gözlerini ona çevirdi, yeşil saçlarını gelişigüzel bir atkuyruğu yapmış, üzerine giydiği siyah kısa deri ceketi ile kollarını göğsünün altında birleştirerek Erik'e bakıyordu.
Erik giydiği boğazlı siyah kazağının kollarını sıvarken yutkundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Difference § X-Men
Fanfic"Geçmişten günümüze dek mutant ırkı her daim insanoğlu için bir gizemli kutu olmuştur adeta, genlerine ince ince işlenen muazzam gizem her zaman doğanın bilinmez tarafına dair bir ipucu vermiştir. Fakat insanlar anlamadıkları ve bilmedikleri şeyler...