Episode 16| "Truhts"

338 30 15
                                    

Multimedia: Wanda Maximoff için yaptığım kolaj

Les Friction - World On Fire
-
"Gerçek, kulübesinde hapsedilmiş sadık bir köpektir."

- William Shakespeare -

+++

Görüntüsünün gözü okşayışı hayran kalınası olduğunu insanın içine doğru aktarırken içine sığdırılacak birkaç parça eşya bavulun ağırlığını varla yok arası kılıyordu.

Soğuk havanın işleyen titrekliği içine doğru ince ince işlenmiş, ellerini kırmızı büyünün yarattığı ahenk misali kuşatmıştı, kırmızı büyüsünü kullanmaktan çekinmeyen Wanda ise içindeki her bir duygunun yardımcı olmadığını bilerek karmaşıklığa atlamasına engel olmak istiyor, onu zaman zaman çileden çıkartan, zaman zaman huzurun kolların narince koyan düşünceleri ile münakaşa etmek istiyordu. Eski halinden eser kaldığı söylenemezdi, pek fark edilmeyecek şekilde de olsa kendisini toparlanmayı başarmıştı. Her ne kadar tamamiyle hayatın içerisinde kaybolduğunu hissedemese de Pietro'nun trajedik ölümü artık onu daha da az etkiliyordu, trajedik ölümün hayatına olan dokunuşları hafiflemiş gibiydi.

Küçüklüğüne memnun olduğu kırmızı bavulu yavaşça arabanın bagajına yerleştirirken ifadesizliği karmaşıklığına kalın ve farkettirmez bir örtü misali çekilip yüzünü kaplamıştı.

Trajedik ölümden bu yana kemiklerine bir anda yapışmışçasına içine çekilen göz altları morun en cız edici tonuna saklanmıştı, gözlerinin boşluğunu nitelercesine mora doğru çekilmişti. Dudakları dolgunluğundan zamanın fazlalılığına aldırış etmeksizin taviz vermeden koruyordu, kuruluğu dolgunluğuna leke sürmek istercesine göze batsa da dolgunluğu bundan sıyrılmayı muazzam bir şekilde başarıyordu.

Saçları her zamanki ipeksiliğine ve dokunulasılığına kavuşmuşçasına soğuk rüzgarların altından görünen güneş ışıkları eşliğinde parlıyordu, hafif elektriklenmiş gibi havaya kalkışı yüzüne renk katıyor gibi görünse de salkım saçaklığını gözler önüne seriyordu aslında.

Bavul bagaja yerleştiğini belirtmek istercesine hafif bir tık sesini çıkardığında onu zamana döndürmeyi başaran o tok ses kulaklarına dinlenmesinden bıkılmayacağı bir müziğin ritmi misali dolmuştu.

"Hazır mısın?"

Canlılık sesin yokluğunda kaybolmuş gibiydi, duygulardan arındırılmış ses tonu bu canlılığı daha da saklarken yüzünün iki yanına dökülen saçları ile kafasını karşısında duran adama karşı salladı, soluk yeşillerinin adamın maviliklerine her değişinde küçük bir kıvılcım çakıyordu içinde.

Erik'e verilen işaret ile son model olduğu anlaşılan temiz ve jilet gibi arabaya sakin adımlarla ilerlediler, güneşin soğuk rüzgar ile karışan ılık ışıkları altında parıldayan siyah kapılar narin bir elin hafif dokunuşu ile açılırken Erik çoktan arabanın sürücü koltuğuna yerleşmişti.

Arabanın kapısı yumuşakça kapandığında emniyet kemeri sürtünme sesi ile yerine doğru yol aldı, birkaç küçük takılmadan sonra yerini bulup kapanırken arabadan gelen motor sesi Wanda'nın kararını düşündürtüyordu, son anda geliveren güçlü sorgulama iç güdüsü yine her zamanki gibi kendisini göstermeyi başarmıştı.

Aklından geçen her bir düşünce de kararını daha önce hiç olmadığı bir biçimde mükkemel sorguluyor, duygularının karmaşasına destek çıkarcasına düşüncelerini oluşturduğu girdaba sürüklüyordu. Hazır olduğuna hiç bir zaman inandığını söyleyemezdi, ancak kuruluğunu umursamaya tenezzül dahi etmediği dudaklarından dökülen her bir kelime okun yaydan çıktığını bir kez daha ona hatırlatıyordu.

Difference § X-Men Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin