YAZAR
Jake, kulağına dolan fısıldamayla gözlerini açmak zorunda kaldı. Açtığı gibi gördüğü tek şey Sunghoon'un yüzüydü.
"Jake, güzelim. Gitmemiz lazım, dün zaten Gaeulu ektik."dedi Sunghoon, Jake'in saçlarını kulağının arkasına iterken.
"Tamam, hemen giyinip gidelim. Zaten öğlen dersim var." Ayağa kalmaya çalışarak söyledi Jake. Çalışmıştı ama nafile.
"Ah! Belim!"diye bağırmıştı Jake. Sunghoon ise gülümsüyordu.
"Çok mu acıyor?"masum gözlerle sordu Sunghoon.
"Evet! Evet çok acıyor! Naptın lan belime ikiye mı ayırdın!"dedi Sunghoon'un eline vurarak. Sunghoon'un gülümsemesi kahkahaya dönüştüğünde, Jake kaşlarını çatarak belini tuttu.
"Sana uslu dur her an kötü şeyler olabilir demiştim, Sim Jake."ayağa kalkıp pantolonunu giyerken söyledi Sunghoon.
"Aiisssh. Ben şimdi nasıl derse gideceğim?"diye sordu Jake ayağa kalkmaya çalışarak. Ama olmuyordu. Arkasındaki ve belindeki ağrı yüzünden tıslayarak yatağa düşüyordu.
Sunghoon kendi üzerini giydikten sonra, Jake'in dün gece çıkarıp attığı elbiselerini yerden toplayarak yanına oturdu.
Ve bir bir giydirmeye başladı."Önce eve gidelim ve yıkanalım. Sonra ben seni bırakırım."dedi Sunghoon Jake'in düğmelerini iliklerken.
"Tamam gidelim."dedi ayağa kalkarak. Ama sendelediği için geri doğru düşmemek için Sunghoon'un elini sıkıca tuttu. Bir iki adım atınca inleyerek Sunghoon'a baktı.
"Senin ben gelmişini geç-" daha devam ettiremeden Sunghoon tarafından kucaklanmıştı. En azından Jake artık tırnaklarını tuttuğu eline geçirerek kapatmıyordu.
"Böylesi daha iyi bence güzelim."diyerek komodinin üzerinde duran çantayı aldı. Kapıyı tek eli ile açıp dışarı çıktı.
Çıktıkları gibi Sua'yı görmeyi beklemiyorlardı.
"Sunghoon amca? Neden buradasınız? Gaeul de mi burada?"diye diğer odalara yönelicekken, Sunghoon onu durdurdu.
"Hayır Sua. Gaeul burada değil, ve bizde gidiyoruz."dedi ve ona baktı.
"Canını çok yaktın mı Jake amcanın?"diye sordu masumca. Ama karşısındaki koca adamlar bu masum soruyu çok yanlış anlamıştı. Öyle Jake tükürüğünde boğuluyordu.
"Ne? Ne diyorsun Sua?"dedi kaşlarını çatan Sunghoon.
"Ya sen hep Gaeul düşüp canını yaktığında kucağına alıyorsun ya. İşte onu diyorum. O da mı düştü?"Jake kızın sorusu ile derin bir nefes alırken. Sunghoon aydınlanmış gibi kaşlarını yukarı kaldırdı.
"Öyle desene. Evet evet, yataktan düştü o."dedi Sua'yı geçiştirmeye çalışarak.
"Belli belli. Düştüğü yani."dedi kahkaha atarak arkadan gelen Lisa ve belinden tutarak getirdiği eşi.
"Bence bana bulaşmak istemezsin. Öyle değil mi?" Dedi Sunghoon gözlerini kısarak.
"Yok canım ne bulaşması ayol. E nasıldı bari? Çocuk felç falan degil, değil mi lan?"dedi kahkahası artan Lisa. Jake utanarak yüzünü sevgilisinin boynuna gömdü.
"Lisa! Bulaşma, Jake kusura bakma lütfen."dedi dirseğini Lisanın karnına geçiren Jennie.
"Neyse kızlar bizi bekleyenler var. Hadi sayanora!"diyerek merdivenleri indi.
"Sen utandın mı?"dedi onunla uğraşmaya karar veren Sunghoon.
"Kes be sesini. Ne utanması."dedi Jake yüzünü gömdüğü yerden çıkarmayarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mom's daughter# Jakehoon
HumorJake sahilde oturup düşünürken, bir kız ona anne der. Ve bu kız dünyaca ünlü yeraltının mafyasının kızıdır.