8

141 16 5
                                    

JAKE

"Bak Jake. Hani sana bahsetmiştim ya manyak bir patronum var. İşte o Park Jay. Gerçekten onların ikiz olduğunu bilmiyordum. O gece evde birkaç dosya inceliyorduk ve Jeongin denen bir adam aradı. Seni ve Gaeulu kaçırdıklarını söyledi tabi ben bunları duymadım. Sonra bir gruba yazdı ama onu da görmedim. Ceketini giydi ve benide eve bırakacağını söyledi. Tamam dedim itiraz etmedim çünkü otobüs yoktu ve taksiyle gidemezdim gece gece. Arabayla giderken birisi aradı. Jay de o kişiye anlatmaya başladı seni ve Gaeulu kaçırdıklarını. O zaman anladım ve sordum. Doğruladığımda ben de istedim onunla gitmek. İzin vermedi ama direttim. Öyle yani başka da birşey yok."son cümleden sonra ellerini birleştirip başını öne eğdi Jungwon. Bu haline gülümseyip ona sarıldım.

"Tamam, sorun yok. Sadece seni orada görünce aklıma gelmeyen şey kalmadı. Seninde onlardan biri olduğunu düşündüm. Özür dilerim." dedim ona sarılırken.

"Şahsen ben inanmıyorum bunların sadece dosya incelediğinde. Başka birseylerde incelemiş olabilirler."dedi Riki sırıtarak.

"Katılıyorum bu mala. Jungwon erkenden yatıp geç uyuyanan birisi. Rabbim inse gökten gecenin yarısı,gel dese bir çay içelim sen yine hayır dersin lan. Uykum var dersin it. Doğruyu söyle naptınız." ben Kai'nin dediklerine gülerken Jungwon kızarmıştı. Daha çok gülerken birden durdum. Bır dakika o utanmış mıydı? Yok artık.

"Al işte kızardı. Dedim ben, dedim ulan!"dedi Riki ve alkışladı kendini.

"Oğlum ikiniz de aynı aşirete gelin gidiyorsunuz lan." At gibi kışnerken dedi Kai.

"Mal mal konuşmayın lan. Seninle daha işim bitmedi Yang Jungwon."dedim ve içeri adımladım. Gördüğüm kadın ile duraksadım. Bu hala gitmemiş miydı ya. Sunoo da mutfaktan çıkıp yanıma geldi.

"Bu hala gitmedi mi ya? Gaeulu kucağında tutmuş bırakmıyor. Rehin almış kızımı resmen. Of." Dedi ve kanepeye adımladı. Gaeule baktım yeterince sıkılmış görünüyordu. Kurtarmam lazımdı kızımı. Kadına adımlayarak tek kaşımı kaldırarak ona baktım.

"Kızımı alabilir miyim? Yeterince sıkılmış görünüyor."dedim çok bilmiş bir tavırla.

"Hah, kızım mı? Ne bu tavırlar? Hiçbir şeyi değilsin bile Gaeulun? Ona kızım deme hakkını sana kim veriyor? Değil mi Sunghoon'cum?" Dedi sona doğru yapmacık bir tavırla Sunghoon'a dönerek.

"O benim annem. Ben onun biricik kızıyım,o benim biricik annem. Ben izin veriyorum bana kızım demesine, Yerim teyze. Peki sen kimsin? Teyzem, halam,annem,babam? Daha çok bir anneanneye benziyorsun. Ama o bile olamazsın. Anne olmayı herkes hak etmiyor, eğer etseydi Yerim teyze. Sana anne derdim. Annemi bir daha üzme ve beni de bırak. O mafyaların elinde olmak seninkinden iyiydi . Hem sen niye hala buradasın? İşin yok mu senin? Değil mi Sunghoon'cum? Ay aman yani babacım?" elini ağzının üzerine koydu sanki bir hata yapmış gibi. Sonra elini çekip gülümsedi ve kucağından inip benim yanıma geldi. Benim elimi tuttu.

"Boşver annecim, boş insanlar boş konuşurlar. Riki hyung. Sunoo hyung. Kai hyung. Jungwon hyung. Bahçeye çıkalım ve saklambaç oynayalım."dedi son geceyi uzatarak.

"Tabiki prenses. Siz ne derseniz o." dedi Riki ayağa kalkarak.

"Teşekkür ederim muhafız. Seni Vezirim yapacağım annem de kraliçe olur boş konuşan insanları idam ettiririz birlikte." dedi elimi çekiştirerek. Kai,Riki, Jungwon ve Sunoo arkamızdan gelirken gülüyorlardı. Bahçenin kapısını açıp dışarı çıktık.

"Suratını gördünüz mü? Kıpkırmızıydı?"dedi Sunoo gülerken.

"Gördüm çok komikti."dedi Riki de gülerken.

mom's daughter# JakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin