Santiago Bernabéu'daki atmosfer her zamankinden daha yoğundu.Valencia ile oynanacak olan maç taraftarları ve takım çalışanlarını gergin bir bekleyişe sokmuştu.Serin hava taraftarların coşkusunu bastıramıyordu.Stadın dört bir yanı Real Madrid tezahüratlarıyla inliyordu.Sahada Real Madrid oyuncuları büyük bir konsantrasyonla maç için ısınırken kenarda çalışanlar da hazırlıklarına devam ediyordu.Karina sahaya yakın bir noktada diğer çalışanlarla birlikte durmuş oyuncuları izliyordu.
Jude sahada alışılmışın dışında sert ve agresif görünüyordu bu hali Karina’nın dikkatini çekmişti."Neden bu kadar sert duruyor?"diye içinden geçirdi. Normalde güleryüzlü ve sakin olan Jude bugün sahada tamamen farklıydı.
Maç başladıktan sonra Valencia oldukça hızlı ve etkili bir oyun sergiledi. Dakika 27'de ve hemen ardından 30'da buldukları iki golle Real Madrid'i şoka uğrattılar.Taraftarlar adeta sessizliğe gömüldü.Yalnızca Valencia taraftarlarının sevinç çığlıkları duyuluyordu.Jude ise gittikçe daha da agresifleşiyor,her pozisyon için daha sert müdahalelerde bulunuyor, neredeyse sınırları zorluyordu.Karina onu endişeyle izlerken bir yandan"Bu şekilde devam ederse başı belaya girecek"diye düşündü.
İlk yarının sonunda uzatma dakikalarında Real Madrid’in imdadına Rodrygo'nun mükemmel asisti ile Vinicius yetişti.45+5. dakikada attığı golle takımını oyunda tutmayı başardı. Skor 2-1 olmuştu ve bu gol takımın ve taraftarların moralini bir nebze olsun düzeltti.İkinci yarı başladığında Real Madrid daha baskılı oynamaya başladı. Valencia ise skoru korumak için defansına çekilmişti.Dakikalar ilerledikçe gerilim arttı ve nihayetinde 76. dakikada Brahim Diaz'ın pasıyla Vinicious tekrardan gol atmıştı.Skoru 2-2’ye getiren bu gol Santiago Bernabéu'da sevinç çığlıklarıyla kutlandı.Ancak maçın sonuna doğru gerilim yeniden yükseldi.
90 dakikadan geri kalan sürede 2 takım da gol pozisyonu bulamamıştı.7 dakika ekstra süre verildiğinde iki takımda son güçlerini kullanarak savaşıyordu.7.dakika dolmadan top Real Madridli oyuncuların ayağına gelmişti.Sahadaki oyuncular atağa geçmek için yönlerini rakip takıma çevirmiş ve koşmaya başlamıştı.İki takımın çoğu oyuncuları ceza sahası içinde dururken Brahim Diaz sağdan ortaya doğru uzun bir top gönderdi.Top Jude'un kafasına doğru geliyordu ve bunu farkeden Jude gücünü zorlayarak kafasıyla vurmuş ve topu ağlara göndermişti.
Top ağlara değdiği an hakem düdüğünü çalmıştı.Takım bu zorlu maçı kazandıkları için sahada sevinmek için dağılmıştı.Herkes 3-2 kazandıkları için sevinirken hakem golü saymadığını belli etmişti.Bu sırada oyuncular ve teknik ekipten bazı kişiler hakemin çevresine dolanmıştı.
Sahada sert müdahalelerle ilerleyen Jude hakem düdüğü çaldıktan sonra itirazlarına devam etti.Hakeme karşı gösterdiği sert tavır ve sözler sonucu maç bittiğinde kırmızı kartla cezalandırıldı.Jude sahayı terk ederken öfkeden deliye dönmüş gibiydi.Karina onu uzaktan izlerken şaşkınlıkla bakıyordu.Onun bu hali Karina’nın alışık olduğu Jude'dan çok uzaktı.
Bir süre sonra Karina Jude'un peşinden gitmeye karar verdi.Jude koridorun sonundaki boş bir odaya doğru ilerlemişti.Karina adımlarını hızlandırıp onun girdiği odaya yaklaştı.Kapıyı yavaşça araladığında Jude'un sırtı ona dönüktü.Derin ve hızlı nefes alıyordu, omuzları kalkıp iniyor ve öfkesi henüz dinmemiş gibiydi.Bir anda formayı hışımla üzerinden çıkarıp yere fırlattı. Karina onun kaslı sırtını ve terden ıslanmış vücudunu fark etti.Jude’un derin nefesleri odadaki sessizliği dolduruyordu.Karina bir an için duraksadı.
Gözleri Jude'un sırtındaki kasların her nefes alışında hafifçe kasılıp gevşediğini izliyordu.Ter damlaları sırtından süzülürken Karina onun bu hali karşısında ne yapacağını bilemedi. Yutkundu ve vücudu istemsizce gerginleşti.Bu esnada Jude yavaşça ona doğru döndü.
Jude arkasını döndüğünde Karinayı gördü ve bir an için şaşkınlık yüzüne yansısa da bunu çabucak bastırdı. Kaşlarını çatarak ona sinirli bir ses tonuyla"Neden buradasın?"diye sordu. Karina Jude'un sesindeki sertliği duyunca geri adım atmak yerine daha sert bir şekilde karşılık verdi."Emin ol isteyerek burada değilim.Ekip beni yolladı."Karina anlık bir kararla yalan söylemişti.Jude ise Karina'nın bu sözleri karşısında sinirli bir şekilde gülmüş ve ilk kez gözlerini onun gözlerine dikmişti.
Gözlerindeki öfkeyi saklamaya çalışsa da Karina bunun farkındaydı."Beni sevmediğini çok belli ediyorsun"dedi Jude alaycı bir tonla.Bu sözler Karina’nın içinde bir şeyleri tetikledi.Onun böyle konuşması içinde biriken duyguları aniden dışa vurmasına neden oldu.Beklenmedik bir şekilde Jude’a doğru bir adım attı,gözlerini onun gözlerinden ayırmadan konuştu. "Yanına zorla gelmem seni sevmediğim anlamına gelmiyor."
Bu sözler Karina’nın ağzından çıkar çıkmaz kendisi de ne söylediğine şaşırmıştı.Cümle ağzından dökülmüş ve onu bile hazırlıksız yakalamıştı.Jude ise duyduklarına inanamıyormuş gibi bakıyordu."Yani beni seviyor musun? Duygularımız karşılıklı mı?"Jude’un bu sorusu Karina’yı bir anlığına duraksattı. Kalbi hızla çarpmaya başladı ama kendine hemen çeki düzen verdi.Bir adım geriye çekildi ve ellerini önünde savunma yaparcasına kaldırdı."Hayır...Yani bilmiyorum.Bana olan duyguların bu kısa sürede sevgi olamaz ama bana iyi geliyorsun.Hayatımda büyük bir engel var ve ben ne yapacağımı bilmiyorum.Duygularımı netleştiremiyorum ve bu yüzden kendimden nefret ediyorum."
Karina bu sözleri söylerken sesini sakin tutmaya çalışıyordu.İçinde kopan fırtınaları bastırmaya çalışarak Jude’a karşı mantıklı bir açıklama yapıyordu. Ancak Jude onun sözlerini dinlerken yüzündeki ifade gittikçe daha da mutsuz bir hal alıyordu.Karina'nın gözlerinin içine baktı ve yavaşça"Seni sevmediğimi nereden bilebilirsin ki?"diye sordu.Bu soru karşısında Karina’nın yüzünde acı bir gülümseme belirdi.
"Jude beni sevmen için beni tanıman ve bilmen lazım.Ama bu kısa sürede ben sana gerçek olan beni gösteremedim.Yani bana ilgi duysan bile gerçek beni tanımıyorsun.Bende göstermek istemiyorum çünkü eğer gösterirsem benden uzaklaşcağını düşünüyorum.Aynı zamanda lanet olası bir evliliğin içindeyim.Seninle birlikte olursam onu aldatmış olurum."Karina bu cümleleri söylerken içindeki öfke ve hayal kırıklığı yüzüne yansıyordu. Onunla dürüst olmak zorundaydı.Kendi duygularını anlamaya çalıştığı bu dönemde Jude’un ona olan ilgisinin geçici olduğunu düşünmek zorundaydı.
Kendi yaşadıkları,evliliği ve Jude’un ona olan yaklaşımı.Hepsi birbirine karışmış haldeydi.Jude Karina'nın söylediklerini dinledikten sonra bir süre sessiz kaldı. Gözlerini yere indirip düşünmeye başladı.Karina ise onu izliyor içinde beliren karmaşık duygularla başa çıkmaya çalışıyordu.Jude bir süre düşünceli durduktan sonra aniden başını kaldırdı ve hızla Karina’ya doğru yürümeye başladı.Gözlerindeki kararlılık Karina’nın içinde bir ürperti yarattı."Benim hakkımda söylediklerin çok saçma.Ve sana seni sevdiğimi kanıtlayacağım"diye hırsla konuştu Jude.Bu sözlerin ardından elindeki terli formasını sert bir hareketle Karina’nın gövdesine fırlattı.
Karina forma ona çarptığında donakaldı.Jude ise hızla odadan çıktı ve arkasına bile bakmadan kapıyı çarparak uzaklaştı.Karina bir an yerinde kalakaldı.Jude’un bu hareketi beklediğinden çok daha sert bir tepki olmuştu.Formayı yere düşürdü ve kenara çekilerek odanın bir köşesine oturdu.Gözleri boşluktaydı,düşünceler ise zihninde bir kaos yaratıyordu.İçinde beliren bu ağır hisler Karina’nın kendini daha da kötü hissetmesine neden oldu.
Jude’un ona karşı hissettiklerinin gerçek olup olmadığını sorgularken kendi içinde yaşadığı karmaşa onu boğuyordu. Bir yanda evliliği vardı,dört yıldır devam eden fakat bir türlü huzur bulamadığı bir evlilik.Diğer yanda ise Jude’un ona karşı hissettiği şeyler.
O an fark etti ki hayatında hiçbir şeye müdahale edemiyordu.Sorunları ve istekleri birbirine çarpıyor,ona adeta cehennem gibi bir hayat yaşatıyordu. Kendi evliliğinde bile hiçbir şeyi değiştirememişti.Kocası onu sürekli aldatıyor o ise buna sessiz kalıyordu.Düşüncelerinin ağırlığı altında ezilen Karina içindeki derin boşluğu hissetti.Jude'un odadan ayrılışı ve söyledikleri aklından çıkmıyordu.
Ama en kötüsü kendi hayatındaki hiçbir şeye müdahale edemediği gerçeğiyle yüzleşmekti.Karina yavaşça başını dizlerinin üzerine koydu,gözlerini kapattı ve bu içsel fırtınanın dinmesini bekledi.Ama o fırtına onun içinde daha da büyüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗦𝘁𝗮𝗿𝗯𝗼𝘆 ☆ 𝗝𝘂𝗱𝗲 𝗕𝗲𝗹𝗹𝗶𝗻𝗴𝗵𝗮𝗺
FanfictionJude'un elini tutarken hafifçe gülümsedi."Sen dünya ünlüsüsün Jude" dedi.Sesi yorgun ama hafif bir alaycılıkla."İstediğin herhangi bir kızı kendine aşık edebilirsin.Peki neden beni istiyorsun?