Jude ve Karina restoranın önünden çıkıp yavaşça yürüdüler.Sessiz bir şekilde yan yana yürürken geceyi ve yaşadıkları konuşmaları düşünüyordu.Jude Karina’nın elini nazikçe tuttu ve destek olmaya çalıştı.Her adımda Karina’nın yorgunluğunu daha da hissetmeye başlamıştı.Yolda ilerlerken birdenbire Karina’nın adını duydular. Arkalarından gelen bir ses Karina’yı durdurdu.
"Sen Oh Hyunwoo’nun karısı Karina değil misin?Şansa bak.Dünya ne kadar da küçükmüş meğersem."Karina sesin geldiği yöne dönerek şaşkınlıkla baktı. Konuşan kişi Hyunwoo’nun iş arkadaşlarından biri olan Park Jisung’tu.Karina Jisung’u tanıyordu ama onun burada olmasına hiç beklemiyordu."Evet ben Karina’yım" dedi biraz tedirgin bir şekilde.Jisung Karina’ya bakarken gözleri Jude’a kaydı. Onu görünce İngilizce konuştu.
"Size de merhaba."Jude Jisung’a başını sallayarak selam verdi."Merhaba"dedi ve hemen ardından Karina’ya dönerek "Karina’nın başı ağrıyor.Gitsek iyi olur" dedi.Jude Jisung’a konuşma izni vermeden hızla Karina’nın kolundan tutup onu arabaya yönlendirdi.İkili Jisung’un şaşkın bakışları arasında hızla yürüyerek arabaya bindiler.Jude Karina’nın başını hafifçe destekleyerek arabanın kapısını açtı ve onu nazikçe içeri yerleştirdi.Jude’un yüzündeki endişe Karina’yı rahatlatan bir unsur olmuştu.
Araba hareket ettiğinde Karina pencereden dışarı bakarak geceyi izledi. Jude yolda sessizce onun yanında oturdu bir yandan da Karina’yı rahatlatmaya çalışıyordu.Eve vardıklarında Jude arabanın kapısını açtı ve Karina’yı yavaşça evin içine yönlendirdi.Karina evdeki ilk adımlarını attıktan sonra Jude’u salona bıraktı.Jude salonda rahatça otururken Karina mutfağa gidip kahve hazırlamaya başladı.Beklerken bir yandan Jude’u düşündü.Jude’un gösterdiği ilgi ve destek Karina için büyük bir anlam taşıyordu.
Karina kahve bardaklarını alıp salona döndüğünde Jude’u rahatlamış bir şekilde buldu.Jude Karina’nın yanına gelmesini bekliyordu.Kahvesini ona uzatırken “Teşekkür ederim Jude.Bugün gerçekten çok yoruldum ama senin desteğin çok şey ifade ediyor" dedi.Jude kahvesinden bir yudum aldıktan sonra "Her zaman yanında olacağım.Eğer bir şeyler konuşmak istersen ben buradayım" dedi.Karina onun yanına oturmak için yerinden kalktı.Koltuğa otururken vücudunu Jude’a doğru çevirip yüzüne baktı.Jude salondaki loş ışığın altında otururken yüzündeki her detay net bir şekilde seçiliyordu.
Jude’un yüzü genç yaşına rağmen dikkat çekici bir olgunluk taşıyordu.Yüz hatları belirgin ve düzgün bir şekilde keskinleşmişti.Yanakları hafifçe çökük ve çenesi keskin bir çizgiyle son buluyordu.Dudakları doğal olarak dolgun ve hafifçe kıvrılmıştı.Bu da ona sürekli bir gülümseme ifadesi katıyordu. Gözleri koyu kahverengi ve derin adeta bir deniz gibi düşüncelere daldıran bakışlara sahipti.Göz kapaklarının hafifçe düşmüş olması yüzüne daha da çekici bir hava katıyordu.Kaşları gözlerinin üstünde hafifçe eğilmiş ona güçlü bir ifade veriyordu.Burnu yüzüne oranla ideal bir boyutta ve hafifçe kalkık görünümü dengeliydi.
Karina Jude’un yüzündeki bu detayları dikkatle inceledi.Onun gözlerindeki derinlik yüzündeki gülümseme ve genel duruşu Karina’nın içinde bulunduğu anın önemini daha da artırıyordu.Jude Karina’nın gözlerini kendisinde gezdirdiğini fark etti ve hafifçe gülümsedi."Sanırım ilgini çektim" dedi, sesi nazik ve anlayışlı bir tonda.Karina Jude’un gülümsemesine karşılık olarak dudaklarını kıpırdattı ve gülümsedi. Aralarındaki bu gülümseme geceye özgü bir sıcaklık ve samimiyet kattı.
Gülüşleri sessiz bir anlayış ve bağ kurma işareti gibiydi.Gülüşmeleri aralarındaki sessizliği daha da belirgin hale getirdi. Birbirlerine bakarken Karina’nın gözlerinde bir miktar merak ve yorgunluk vardı.Jude’un bakışları ise nazik ve dikkatliydi sanki Karina’nın her hareketini ve duygusunu anlamaya çalışıyormuş gibi.İkisi de sessizliğin tadını çıkarıyor göz göze geldiklerinde bir şeyler paylaşıyor gibiydiler.Bu sessizlik zamanın yavaşladığı bir an yaratmıştı.Jude Karina’nın gözlerinde derinleşen duyguları fark etti.
Her geçen saniye aralarındaki elektriklenme daha da artıyordu. Jude’un yüzündeki gülümseme yavaşça kayboldu ve gözleri daha da derinleşti. Birdenbire Jude’un dikkatlice yaklaştığını hissetti.Karina’nın kalbi hızla çarpıyordu Jude’un yaklaşan yüzü onun nefesini kesmişti.Jude Karina’nın yüzüne doğru eğildi.Gözleri adeta bir mıknatıs gibi Karina’nın gözlerine kilitlenmişti.Yavaşça ve nazikçe dudaklarını Karina’nınkilerle birleştirdi.
Bu an adeta zamanın durduğu bir an gibi hissediliyordu.Dudaklarının hafif dokunuşu Karina’nın üzerinde derin bir etki bırakmıştı.Jude’un öpücüğü hem yumuşak hem de anlam doluydu.Bu aralarındaki bağın fiziksel bir yansımasıydı.Karina Jude’un dudaklarını hissederken bu anın büyüsüne kapılmıştı.Jude’un yumuşak dokunuşu onun içindeki duyguları daha da yoğunlaştırmıştı.İkisi de bu anın tadını çıkararak birbirlerinin varlığında kaybolmuş gibi görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗦𝘁𝗮𝗿𝗯𝗼𝘆 ☆ 𝗝𝘂𝗱𝗲 𝗕𝗲𝗹𝗹𝗶𝗻𝗴𝗵𝗮𝗺
FanficJude'un elini tutarken hafifçe gülümsedi."Sen dünya ünlüsüsün Jude" dedi.Sesi yorgun ama hafif bir alaycılıkla."İstediğin herhangi bir kızı kendine aşık edebilirsin.Peki neden beni istiyorsun?