" Gerçekten bu yaptığına inanamıyorum, ne kadar tehlikeli olduğunun farkında değil misin ? " Diye konuşan Asrın 'la gözlerimi devirdim. Sabahtan beri aynı şeyi söyleyip duruyordu. Tamam anladık, tehlikeli ! Kulaklarım aynı şeyi duymaktan bıktı ama !
"Anladım Asrın tehlikeli! Daha ne kadar tekrar ediceksin ? " Dediğimde gözlerini devirdi ve karşımdaki kütüğe yaslanarak oturdu yere .
"Anlamıyorsun Tuana , sen normal bir şifacı değilsin. Bu beden değiştirme burada kimsede yok , " dediğinde omzumu silktim.
"Anormal bir şifacı mıyım yoksa ben ? Üvey miyim ? " Diye alayla yalandan sorduğum soruya sinirlenmiş görünüyordu.
"Dalga geçme, ciddiyim ben . Sende bir şeyler var ama çözmek üzereyim. Umarım düşündüğüm gibi değilsindir. Yoksa seni ben bile koruyamam ," diye mırıldanmasıyla kaşlarım çatıldı.
"Ne düşünüyorsun ki ? Neyi çözmek üzeresin ? " Diye sormamla oflayarak nefesini verdi ve etraftaki bakışlarını bana döndürdü.
"Biz şifacıların iyileştirme özelliği olduğu kadar öldürme özelliği de mevcut . Ama bunu sadece ruhlarla gıdalanan şifacılar yapa bilir , yani sende öldürme özelliği yok henüz. Ne zaman ki , bir ruhun tadına baktığında bağımlısı olursan o zaman öldürme özelliği sende de var olur. İyileştirme özelliğini zaten Çağanda olan yarayı iyileştirmenle kendin de keşfettin . Ama," dediğinde duraksadı. Söyleyeceği şeyden emin değil gibi görünüyordu.
"Sen bir safkan ola bilirsin ," dedi bakışlarını kaçırarak. Gözlerim ola bildiğince açılarak ona baktığında şaşkınlıkla dilimi yutucaktım az daha . Safkan mı? Ben mi ?
"Ne ? Ne safkanı ? Şaka yapıyorsun değil mi ? " Dediğimde sıkıntıyla iç çekti.
"Bir süredir gizlice kasaba ahalisinin içinde haberler ediniyorum . " Dedi elindeki çubukla yerde bir şeyler çizerek. " Ve her kesin ağzından akademide bir safkan olduğuna dair söylentiler duydum. Üstelik Çağan'ın babası da bu işi çözmesi için Esila'yı görevlendirmiş . Her kesi gizliden izliyorlar. Her klandan bir safkan olma ihtimalini seziyorlar . Ama en çok yeni gelenleri izleyeceklerini söylediler," dediğinde güldüm.
"Ne yani ? Bu mu safkan olmama işaret? Asrın sen delirdin mi ? Eğer öyle biri olsaydım onlar ilkten farkederdi zaten . Hem öyle olanları öldürüyorlarmış. Ayrıca öldürücü güç falan öyle bir şey olsaydı Çağan'la öpüştüğümüz zaman ikimizede bir şey olmadı," dediğimde Asrının bakışları yerden ışık hızıyla bana döndüğünde gerginlikle dudağımı dişledim.
Allah belamı vermesin ! Şu dilini tut bir Tuana !
"Ne ? Sen Çağan'la öpüştün?? Bunu ona yakın ol ve büyüleri öğren dediğim için yaptığını umuyorum ," dediğinde yüzüne bakmadan etrafta oyalandı gözlerim. "Tuana ! " Diye kızarak bağırdığında omzumu silktim.
"Ne var be? Ayrıca kendisi öptü ! Hem ayrıca dediğim gibi ben bir safkan falan değilim! Sen de saçmalamayı kes ve bir daha böyle şeyler söyleme ! Ben buraya aykırı olduğum için ölmeye değil burdan kurtulmaya geldim ! Duydun mu beni ? " Dediğimde ters ters bana bakıyordu.
"O bizim düşmanımız , ona karşı bir şey hiss etmiyorsun değil mi ? " Diye tek kaşını kaldırıp sordu .
"Ne hiss ediceğim ? Tabii ki de bir şeyler hiss etmiyorum. Ama bunun düşmanlıkla alakası yok. Zaten yakın zamana buradan ayrılıyorum, burada birisine bağlanıp ta aşk acısı çekemem hiç . Ben aklımı kullandım şu yaşıma kadar , bundan sonra da öyle devam eder. Çünkü mantığım her şeyden önde gelir ," dediğimde şüpheci bakışları hala yerini koruyordu.
"Umarım dediğin gibi olur . Ki eğer olur da aksi olursa , unutma. Bu en çok seni yorar ve bitirir." Dediğinde başımı salladım. Zaten hep bir şeyler olduğunda altında kalan ben oluyordum. Benim için korkmasına gerek yoktu.
"Sen artık akademiye dön , şüphelenmesinler daha fazla . Hem arkadaşına ve kardeşine de uyarını yap . Dikkatli olmalarını söyle," dediğinde onu onayladım. Kısa süre içinde gözden kaybolduğunda nefesimi verip bende ormanda yürümeye başladım. Akademinin bahçesine az kala tam kulağımın dibinden sıyrılıp giden okla olduğum yerde kalırken, karşımda atlı biri vardı.
Kap kara gözleriyle beni süzerken bu yabancının kim olduğunu bilmiyordum.
Çünki ilk kez görüyorsun Naz !
"Siz kimsiniz? " Diye sorduğumda alayla gülümsedi.
"Oyunbaz kızımız anlatılan kadar saygılıymış " dediğinde kaşlarımı çattım.
"Anlamadım? Size kimsiniz dedim ? " Diye sorumu yineledim ama bu şahısın pekte cevap veren bir tipi yoktu.
Atdan inip karşımda saygı ile eğildiği zaman ne olduğunu anlamadan onu izliyordum sadece.
"Ben , karşı ülke şehzadesi Giray ," dediğinde bakışları beğeniyle beni incelerken ruhunda duyduğum hoşlantı da yoğundu.
"Karşı ülke? " Diye sorduğumda yavaşça doğruldu. Yüzünde hala gülümsemesini korurken bana yaklaştığında geri adımladım ister istemez .
"Plitaniya ," diye mırıldandı tam karşımda dururken.
Plitaniya diye ülke ismi mi olur ? Rezillik!
"Garip bir ismi var , " dediğimde başını iki yana salladı.
"Asl garip olan sensin," dediğinde başını omzuna yatırdı. "Nede olsa buraları bilmemene rağmen ustaca ormanda geze biliyorsun," diye devam etti .
"Beni nereden tanıyorsunuz? " Dedim kaşlarımı kaldırarak sorup . Cevap vereceği sırada aniden gelen at sesleriyle bakışım arkasına döndü.
Çağan?!
Çağan yanında Yağız ve bir kaç kişiyle yanımıza geldiğinde atdan indi . Bakışları yanımdakı adama değdiğinde gözlerinde sinirden kıvılcım oluştu adeta . Sıktığı çenesiyle elleri de yumruk olduğunda hayran olmamak elde değildi.
Gelde etkilenme şimdi!
"Ne arıyorsun sen burada ? " Diye bana sorduğunda yanımızdaki adının Giray olduğunu öğrendiğim adam güldü .
"Çağan, görmeyeli nasılsın ? " Dediğinde Çağan ona cevap vermedi . Sadece bana bakıyordu bir şey söylememi bekler gibi.
"Ne arıyorsun burada dedim? " Dedi kolumdan tutarak.
"Öylesine, akademide işlerimi bitirdim ve biraz hava almak istedim sadece." Dediğimde nefesini verdi gergince .
"Derse niye gelmedin? " Diye kısık sesle sorduğunda alt dudağımı ısırdım.
"Esila hanım bir sürü iş yaptırdı," dediğimde ofladı ve elimden tutarak yanımdaki adama baktı.
"Ne için yine buralardasın bilemiyorum ama etrafımda dolanma. Ne de etrafımda olan insanların," dediğinde sesi sertti.
Benimle birlikte ata bindiğinde neler olduğunu bir türlü anlayamıyordum . Ne işler dönüyordu Allah aşkına ?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetliler
Mystery / Thriller"Bu yaşadıklarımıza gerçekten inanamıyorum, şaka olmalı! " "Belki de düşündüğümüz gibi kabus değildir Naz , "