Arda, Kenan'ın sözlerinden sonra ne diyeceğini bilemeden yürümeye devam etti. Kenan'ın kıskançlığı ve sahiplenici tavrı, içini karışık bir duygu yumağına çevirmişti. Kafede yaşananlar henüz kafasında netleşmemişti ama Kenan'ın sert tavrı onu hem korunaklı hem de tuhaf bir şekilde tedirgin hissettiriyordu.Bir süre daha sessizce yürüdüler. Kenan, sonunda durup Arda'nın kolunu bıraktı. Gözlerini kısarak etrafa bakındı, sanki nerede olduklarını ilk defa fark ediyormuş gibi. Sessizlik, ikisi için de ağır bir hâl almaya başlamıştı. Arda, bu durumdan rahatsız olup Kenan'ın yüzüne baktı, ama Kenan'ın gözleri yerdeydi.
Arda, yavaşça nefes alıp vermeye başladı, ne diyeceğini toparlamaya çalıştı. "Kenan," dedi, sesi titrek ama merak doluydu, "Her şey yolunda mı? Yani... neden bu kadar acele ettik?"
Kenan, Arda'nın sorusunu duyduktan sonra derin bir nefes aldı, ama gözlerini ona dikmedi. Kafasındaki düşüncelerle boğuşuyordu. "Erkin'in tavırları hoşuma gitmedi," dedi, sesi biraz daha sert çıkmıştı, istemeden. "Sana gereksiz yere yaklaştı, bu hoşuma gitmedi Arda."
Arda, bu açıklamayı duyunca biraz şaşırdı, ama aynı zamanda Kenan'ın koruyucu tavrı karşısında içinde garip bir sıcaklık hissetti. "Ama sadece konuşuyorduk," dedi Arda, biraz tereddütle. "O kadar da kötü değildi."
Kenan, sonunda Arda'nın yüzüne baktı, gözlerinde hâlâ gizleyemediği bir kıskançlık vardı. "Sadece konuşmak değildi, Arda. Ne yapmaya çalıştığını gördüm. Onun niyetleri bambaşkaydı," dedi, sesi biraz daha sakinleşmişti, ama sertliği hâlâ geçmemişti.
Arda, Kenan'ın bu kadar sahiplenici olmasına şaşırmıştı. Daha önce hiç böyle bir tavırla karşılaşmamıştı. "Sen de mi böyle düşünüyorsun?" diye sordu, bakışlarını Kenan'a kilitleyerek. "Yani... benim için mi bu kadar endişelendin?"
Kenan, Arda'nın bu sorusu karşısında bir an duraksadı. Aslında kendine bile itiraf edemediği hisler, Arda'nın bu cümlesiyle gün yüzüne çıkmış gibiydi. Başını hafifçe eğdi, gözlerini yere dikti ve derin bir nefes aldı. "Evet," dedi sonunda. "Senin için. Sadece seni korumak istedim."
Arda, bu cevabı duyduğunda içinde bir şeyler değişmişti. Kenan'ın o sert kabuğunun altında, onu gerçekten önemseyen biri olduğunu daha önce fark etmemişti. İçten içe bu koruyucu tavır hoşuna gitse de, bir yandan da kafasında beliren yeni sorularla boğuşuyordu.
Kenan, Arda'nın yüzündeki karışık ifadeyi görünce, sessizliğin daha da ağırlaştığını hissetti. "Arda, seni zor durumda bırakmak istemedim. Sadece... o adamın sana yaklaşmasını istemedim," dedi, sesindeki ton artık daha yumuşaktı.
Arda, Kenan'ın bu açıklamasını sindirmeye çalışırken, gözlerini yavaşça ondan kaçırdı. Ne diyeceğini bilemiyordu. Her şey o kadar hızlı gelişmişti ki, kafasında bir sürü düşünce dolanıp duruyordu. "Teşekkür ederim," dedi nihayet, sesi alçak ve içten bir tondaydı. "Beni korumaya çalıştığın için."
Kenan, Arda'nın bu sözleri karşısında bir nebze rahatlamıştı, ama yine de içinde çözülememiş bir şeyler vardı. "Sadece dikkatli ol," dedi, gözlerini yeniden yere dikerek. "Her zaman böyle insanlar olacak, ama ben yanındayken kimse sana yaklaşamaz."
Bu sözler Arda'nın yüzünde hafif bir gülümseme oluşturdu. "Anlaşıldı," dedi, biraz daha rahatlamış bir sesle. "Ama Kenan, ben de kendimi savunabilirim, biliyorsun değil mi?"
Kenan, bu söz üzerine gülümseyerek başını hafifçe salladı. "Biliyorum," dedi. "Ama bazen senin için birinin yanında olması kötü olmaz, değil mi?"
Arda, bu sözlere karşı sadece hafifçe başını salladı. Kenan'ın yanında olmasının artık farklı bir anlam kazandığını fark etmişti, ama o an için daha fazla bir şey söylemedi. Sadece yürümeye devam ettiler, aralarındaki sessizlik bu sefer daha sıcak bir hal almıştı. Arabaya binip mahalleye doğru yola çıktılar.
—-
Kenan ve Arda arabadan inip bir süre daha sessizce yürüdüler, konuşmadan ama aralarındaki o tuhaf gerginliğin yavaş yavaş çözülmesine izin vererek. Arda'nın evi sokağın sonunda görünmeye başladığında, Kenan biraz yavaşladı, Arda'nın ona ayak uydurmasına fırsat tanıdı. Nihayet eve vardıklarında Kenan, kapının önünde durdu ve derin bir nefes alarak Arda'ya döndü.
"İyi geceler," dedi, sesi bu sefer daha sakin ve kontrollüydü.
Arda başını salladı. "Teşekkür ederim, Kenan," diye ekledi, sesi biraz daha rahatlamıştı. "Bugün... her şey için."
Kenan hafifçe gülümsedi, ama içinde hâlâ bir huzursuzluk vardı. "Önemli değildi o kadar." dedi, gözlerini bir an kaçırarak. Arda bir şey demeden kapıyı açtı ve içeri girdi. Kenan kapının kapanmasını izlerken, içindeki karmaşık duygular tekrar yüzeye çıktı.
Eve dönüş yolunda Kenan'ın kafası allak bullak olmuştu. Kendi tepkisini ve Erkin'e karşı neden bu kadar hızlı ve sert davrandığını anlamaya çalışıyordu. Arda'ya karşı hissettikleri, kıskançlıkla birlikte yükselen o koruyucu içgüdü, onun için ne anlama geliyordu? Kenan her zaman soğukkanlı biriydi, ama bugün kontrolünü kaybetmiş gibi hissediyordu.
"Neden bu kadar kıskandım?" diye düşünüyordu kendi kendine. Erkin'in Arda'ya yaklaşması, normalde üzerinde durmayacağı bir şey olmalıydı. Ama Arda'ya duyduğu bu güçlü koruma hissi, belki de kıskançlığın çok ötesindeydi. Onu sadece arkadaş olarak görmekten mi çıkmıştı Kendine bile itiraf edemediği bir duygu muydu bu? Kenan gay bile değildi!
Kenan derin bir nefes aldı ve arabaya bindi. Aklındaki sorular, cevap bulamayan bir bulmaca gibiydi. Ama tek bildiği şey, Arda'nın yanında olmak istediğiydi, hem de sadece bir arkadaş gibi değil.
•••
Hadi kenan başarıcaksın oğlum
Kenan birazcık kafasını kullansa dünyamız;💖🤗🌸🌷🐞🦋🌞🌈
Hadi iyisiniz gene, erken geldi bölüm