Kırık Kalp -6-

59 3 0
                                    

Bir erkek için "özledim" demek ne kadar zordur bilir misiniz? Biz kızlar gibi, dile getirmez erkekler duygularını. Yalan söylemek kolaydır onlar için, yalandan sevdiklerini bile söylerler bazen. Ama duyguları gerçekse, kalplerinde anneleri hariç başka bir kadına yer açılmışsa, kilit vurulur dillerine. Hiç birşey söyleyemezler. Söylediklerinde de genelde geç olur. Biz beklemeyi sevmeyiz. Duygularımızı saklamayız, saklayamayız da. Çünkü kadınlar kadar kaybetmeyi iyi bilen kimse yoktur. Kaybedersek de savaştık demek isteriz. Savaşmadan kaybetmek korkakların işidir.

Bertan'ın bir cümlesi gülümsetebiliyordu beni, bir cümlesi yıkarken. Dedikleri sayesinde tüm herşeyi unuttum bir kaç dakikalığına. Kendimi bulutların üstünde özgürce uçan bir martı gibi hissettim. Sanki tek başımayıdm, sürümü kaybetmiştim. Ve bir Kartal, gelip sürüm olmuştu benim. Farklı yaşamları olan 2 farklı kuş türü, aynı türlerden oluşan onlarca kuştan daha iyi bir sürü olmuştu. Gören herkes kıskanmıştı onları. Ama sorarsanız hiç bir martı, Kartal'ın yanına yaklaşmaya cesaret edemedi, olabilme ihtimalini görmelerine rağmen.

"Sanırım iddiayı kaybettin" dedi Bukre gülerek elindeki kokteyli şerefe dercesine yukarı kaldırırken.

"o zaman Bertan'ın kazanmasına, Asya'nın kaybetmesine" diye de eşlik etti Selim Bukre'ye. Gerçekten bunlar benim arkadaşlarım mıydı? Şüphe ediyordum doğrusu. Çünkü benim bildiğim arkadaş arkadaşın yanında olurdu. Peki peki onlar geçen yılda benim yanımda olmamıştı. Alışkındım.

"1 ay daha dolmadı " dedi Batı, gerçek bir arkadaş olduğunu belli ederek. Bardağını diğerleri gibi yukarı kaldırmayıp, bir dikişte hepsini içerken. Batı'nın morali bozuktu. Onu tanımayan biri bile anlayabilirdi bunu. Şuan hastanede olması gerekirken buradaydı, benim yanımda. Batı'ya çok şey borçluydum. Daima yanımda olmuştu. Ve bugün benim onun yanında olmam gerekirken yine o benim yanımdaydı. Idol olarak belirlediğiniz birinin hayatı bir makineye bağlı.. Hayal bile edemiyordum o acıyı. Batı anneannesine çok bağlıydı. Grip olsa, sabaha kadar başında beklerdi. Ama şuan o hastane de bir makineye bağlı yatarken burdaydı, bizimle. Çünkü o da kabul etmişti, elinden bir şey gelmediğine. Fakat bunu dile getiremiyordu.

"yürü be Batı. İşte arkadaş dediğiniz.." dedim bir kolumu sol tarafımdaki Batı'nın omzuna atarken, Selim dediklerime karşılık buru kıvırırken, Bukre saçlarını savurup etrafa bakınmaya başladı. Onların bu haline kahkaha atmakla yetindim. Gözlerimi Bertana çevirdiğimde beni izlediğini fark ettim. Ne zamandır beni izliyordu bilmiyorum ama gözleri kolumdaydı. Batı'nın omzunda olan kolumda.

"Sen iyi misin?" hafifçe Bertan'ın kulağına eğilip, müzikten duymama ihtimaline karşılık sesimi yükselterek bağırdım. Bağırmama karşılık yüzünü ekşiltsede o da aynı şekilde kulağıma eğildi.

"iyiyim. "

" öyle gözükmüyorsun "

" merak etme beni. Temizlik yapacak olan ben değilim. "

" yaa Bertan " diyerek omzuna vurdum. Fakat tam o sırada omzuna vurduğum elim bir el tarafından tutuldu. Elin sahibine döndüğümde Bertanla karşılaştım. Bugün bana fazla bile dayanmıştı. Benimle aynı ortamda bulunmaktan rahatsızsa neden en başta böyle bir iddiaya sokmuştu beni?

"konuşalım. " Batıya baktığımda kafasını 'git' der gibi salladı. Dediğini dinleyip beni tekrardan çekiştirmesine izin verdim. Ama bu sefer önüme baktığımdan kimseye çarpmadan dış kapıya ulaştım.

" Ne yapıyorsun?" diye sordu sinirle tuttuğu kolumu bırakırken. Pardon!? Birde bana ne yaptığımımı sormuştu? Gerizekalı.

"iyi ya sen"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 27, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÇOCUKLUĞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin