Ne kadar oturdular orada bilmiyordu Seyran. Ferittende ses çıkmıyordu. Ancak Seyran bu sessizliği bozmak için dudaklarını araladı.
"Ferit."
"Hı?"
"Kalkmam lazım."
Hızla kalktı olduğu konumdan Ferit.
"Gidecek misin?"
Seyranda ayağa kalkıp Feritin karşısına geçti. Kırgındı, yorgundu.
"Çok kırdın beni, burada seninle aynı çatı altında nefes almak zor geliyor bana. Haketmedim. Hiçbirini haketmedim."
Başıyla onayladı onu Ferit.
"Haketmedin bırak telafi edeyim, bırak sana beni göstereyim."
Bir ikilemin tam ortasındaydı Seyran. Aklı valizini alıp çıkmasını isterken kalbi onu dinlememiz lazım diyordu. Feritin gözlerindeki acıyı görünce seçim yapması kolaylaştı.
"Abimle konuşacağım, beklemesin daha fazla."
Bu kez izin vermişti Seyranın gitmesine. Kısa bir süre sonra geldi Seyran. Odaya girdiğinde onu bekleyen Feriti gördü.
"Gitti abim."
"Ne dedin?"
"Bişeyleri yanlış anlamışım dedim."
Valizlerinin yanına gitti.
"Bunları boşaltmadan önce anlat, anlat ki karar vereyim gidip gitmeyeceğime."
"Seyran gitmek yok demiştik."
Derin bir nefes aldı Seyran.
"Gitmek yok demedim, anlatacaksın dedim. Bana bunca zaman hiçbir suçum yokken neden böyle davrandığını, senin gibi benimde bu evliliğe mecbur kaldığımı ona rağmen neden cezayı bana kestiğini anlatacaksın bende ona göre karar vereceğim dedim gidecek miyim kalacak mıyım dedim."
Ona yaklaşan Ferite inat devam etti.
"Giderim Ferit, istenmediğim yerde daha durmam. Mantıklı bir açıklama yapmazsan gölgemi bile göremezsin, çeker giderim. Bulamazsın."
Burnunun dibine yaklaştı Ferit. Kalbinin atışı dışardan duyulacak kadar hızlı atıyordu Seyranın kalbi. Diliyle dudaklarını ıslattı Ferit, bu hareket Seyrana alev aldırırken Feriti konuşmaya hazırladı.
"Anlatacağım, her şeyi eksiksiz ama önce bişey yapmam lazım."
Sesinin net çıkarmak istercesine konuştu Seyran.
"Neymiş o?"
Seyranı belinden çekerek tüm vücudunu kendisine yapıştırdı Ferit. Beklemeden dudaklarına kısa ama etkili bir öpücük bıraktı. Olayın şaşkınlığıyla döndü Seyran. Ferit ayrıldığında bu kez kulağına doğru eğildi Ferit, nefesi Seyranın boynunu okşarken konuştu.
"Benimsin sen, ben seni hep bulurum."
Sadece yutkundu Seyran. Vücudunu bir sıcaklık kaplarken nefes almayı dahi unuttu.
Zorlukla çıktı kollarından.
"Anlayamıyorum, anlayamıyorum seni. Kendin gibi şizofren yaptın beni. Hiçbir günahım yoktu. İki kişi ölmesin diye mecbur kılındık bu evliliğe ama sen hesabı bana kestin. Şimdi benimsin sen diyorsun bana."
Ferite yaklaştı.
"Söylesene? Amacın ne?"
Sakindi Ferit. Diliyle dudaklarını temizledi.

YOU ARE READING
Yürek Sancısı
Ficção Adolescente"Tüm Antep şahit olsun ki aşığım sana, canım yoluna kurban olsun." Acı çeken kahvelerini yosunlara dikti genç adam. Karısına ne çok çektirmişti. Ama şimdi deli divane olmuştu gönlü. Bir kaç adım attı kocasına doğru. "Tüm Antep şahit olsun ki inanmı...