Sabah yanımdaki o alarm sesiyle uyanmamla yere düştüm "UYAN YEĞEN SABAH OLDU"diyen Ramiz dayıyla popişimin üstüne düşmüştüm
Ayağa kalkıp alarmı kapattıktan sonra
Lavaboya gidip işlerimi hallettim
Kafama göre kombin yapıp aşağıya indim bugün okula gidiyorum ve artık
'maalesef' demiyorumSebebi tahmin ediliyordur herhalde
Alaz ehehehhe
Alaz'a karşı ne hissettiğimi bilmiyorum fakat galiba ondan hoşlanmaya başlıyordum
Biraz
Evet evet biraz
Neyse konumuza dönelim
(Çanta yok)
Aşağıya inip yemek odasına girdim
"Günaydın my family"diyerek neşeli bir giriş yaptım bugün içimdeki bir his vardı ve bu seferki his güzel bir şeyler olacağını söylüyordu herkes karşılık verince şaşırsamda belli etmedim
Tolga ve asrın yoktu zaten onlar son zamanlarda sürekli şirkettelerdi yüzlerini göremiyordum bile kendilerini bayağı yoruyorlardı murat ise gözüme hiç gözükmüyordu ve bu benim işime geliyor birşey yapmıyordumEfe ile annemin arasına oturup yemekleri yemeye başladım
Belki saldırmış olabilirim
Her zamanki gibi normal bir kahvaltı faslı geçirince salona geçtim koltuktaki çantamı alıp kapının önüne gittim Efe ile emirde zaten beni bekliyordu Converselerimi ayağıma geçirip dışarıya çıktım
Arabanın yanına ilk önce ben gidip ön koltuğu kaptım babam arabayı sürecekse önde ben otururum!
Tabii annem yoksa
İkiside arabaya homurdanarak bindiğinde ben sırıtmakla meşguldüm
Babamda arabaya bindiğinde emir hemen arkadan babama yaklaştı
"Baba ilk önce benmi doğdum gökçenmi"dedi ona kısık gözlerle bakmayı bırakıp babama döndüm
"İlk emir 3 dakika sonrada gökçen"dedi emir bakışlarını bana çevirerek "ben üç dakika daha büyüğüm benim öne binmem lazım"
Dediğinde tekrardan gözlerimi kısarak ona baktım"baboşum arabayı sürüyorsa hiç şansınız yok"dediğimde bana değişik bir şekilde bakıyorlardı
"Baboşummu?" "Evet benim baboşum sizin değil yani"dedim 'benim' kelimesine baskı yaparak Efe ile babam sırıtırken emir 'mal mısın' bakışları atıyorduYolun geri kalanında hiç konuşmadık
Okula geldiğimizde hemen arabadan indim babama öpücük yollayıp "görüşürüz"dedim ve koşarak okula gittim sınıfa girip alaz'ın yanındaki yerime oturdum kendiside yerinde oturuyordu zaten"Günaydın" diyince bende karşılık verdim "ee daha iyimisin?" "İyi ne kelime turp hatta turşu gibiyim"dedim dediğimi gülerken Ayla koşarak yanıma geldi bir şey olduğunu zannederek hemen ayağa kalktım "noldu Ayla kötü bir şeymi var?"dedim hemen "yok kız dedikodu var çabuk gel"dedi ve kolumu tutarak benide götürmeye başladı "bunun içinmiydi ya" "nasıl bunun içinmiydi dersin dedikodu var diyorum gelsene"
Diye çemkirdi hemen benide götürdü
Okulun bahçesinde bir banka oturduk zaten derse daha 15 dakika vardı bu yüzden çıkabilmiştikAyla nereden çıkardığını bilmediğim çekirdeği bana uzattı aldıktan sonra konuşmaya başladı "senin şu eski mahalldedeki Hamza varya sana takıntılı olan" "ee napim onu ne bok yerse yesin" "dur bi lafımı bölme.. galiba bizim okula gelecek" "NE" yüksek sesle bağırdığım için birkaç kişi bize dönmüştü fakat umursamadım "Ayla şaka yapıyordundur umarım" "bunun şakasımı olur mal neyse sen onu boşver alaz yine seni korur" diye imayla konuştu "sus"diyerek öldürücü bakışlarımı attım ve düşünmeye başladım çocuğu heryerden engellemiş yeterince uzaklaşmıştım ondan fakat o benim peşimi bırakmıyordu kısacası yavşak herifin tekiydi ama abilerim veya alaz onu görse topuğunu götüne vura vura kaçacağına eminim
Zil çalınca hemen sınıfa çıktık ben alazın yanındaki yerime geçerken ayla'da yerine geçmişti hoca sınıfa girdiğinde ders başladı zaten dersimiz matematikdi
Kapı iki kere tıklatılıp açıldığında en son bile görmek istemeyeceğim kişiyi gördümHamzayı
Ben 'hassiktir'diye mırıldanıp saklanacak delik ararken alazda kaşlarını çatmış bana bakıyordu "ne oluyor gökçen" "sus alaz sana birazdan anlatırım ama şimdi beni saklaman lazım"dedim başını sallayarak biraz öne kaydı ben zaten cam kenarında olduğum için hemen saklamıştı beni Hamza kendini tanıtıp ön sıralarda bir yere geçti
Yaklaşık beş dakika sonra teneffüs zili çalmıştı Hamza hemen sınıftan çıktığı için alaz'a doğru döndüm alaz zaten 'dökül bakalım' diyor gibi bakıyordu
Derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladım "alaz şimdi bu yeni gelen çoçuk benim eski mahallemden.. bana takıntılı bir Şerefsizin teki" dediğimde yumruklarını sıktığını farkettim galiba ben söylemen önce sıkmaya başlamıştı çünkü parmak boğumları beyazlamıştı bile hamzadan kurtulmam için onun yanına gelmesi yeter abilerimi salarım üstüneSence abilerin köpeğe benziyormu?
Ooo şakir gözümüz yollarda kaldı
Sen git dedin ya
O kadar çok gidilirmi neyse sen sus git dediğimdede haklıydım
Tamam öyle olsun ben yine giderim
Yok yok sen burada kal gerektiğinde orataya çık en iyisi
İç sesinden trip yemeyende ne biliyim yani
Alaz'dan
Bu çocuğu tanıyordum Hamza takıntılı manyağın tekiydi şimdi ise gökçen için buraya geldiğini anlamak hiçte zor değildi Gökçen'e bir baktığını görürsem onu öldüreceğim
........
Zil çalınca Gökçen hemen sınıftan çıkmıştı ben ise Hamza'nın çıkmasını bekliyorum Gökçen'imi korumak için yapmam gereken bir şeydi bu
Hamza'nın sınıf kapısına yönlediğini gördüğümde bir hışımda yerimden kalkıp elimi omzuna koyup hafifçe sıkmaya başladım "sen bi gelsene bir şey konuşmamız lazım" dedim tam ağzını açıp itiraz edecekken ben birşey demesine izin vermeden arka bahçeye götürdüm onu istediğim yere geldiğimizde karşısına geçtim "bak oğlum seni şimdiden uyarıyorum Gökçen'den uzak duruyorsun eğerki ona baktığını dahi görürsem seni mahvederim" diyerek bitirdim konuşmayı benim dediğime karşılık dalga geçer bir surat ifadesine bürünüp yalandan dudaklarını büzdü
"Hadi yaa ne yaparsın birkaç yumruk en fazla ne yapabilirsin ki öldürürmüsün" dilimi üst damağıma götürerek 'tı' diye bir ses çıkardım
"Öldürmek pek benlik değil Allah'ın verdiği canı almak bana düşmez ama süründürürüm"dedim göz kırpıp yanından ayrıldım_______________________________________
Merhabalarrr yeniden buradayız
Ee okullar açıldığı için pek bölüm atamıyorum
Oy vermeyi unutmazsanız sevinirimm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökçen
Teen Fiction~Gerçek ailem kurgusudur~ gökçenin bir gün ailesinin öz olmadığını öğrenir ne yani 17 yıllık acılar boşunamıydı?