Basaramıcaz arkadaslar
Minho
Sıze anlattıgım ruya vardı yaJeongin
EeMinho
Suan jisungun saclarını maviye boyuyoruö
SUURUMU KAYBEDICEM AZ KALDI
azdım glb bnHyunjin
Yardım eduyım mı mımhoMinho
Yok hyunjin
SaolHyunjin
TaamJeongin
AZMAK FALAN YOK MİNHO
AZMICANMinho
Pıpımı cekmekten koparasa napcamHyunjin
Onun sıkını cek sendeJeongin
Hayır mınho
Jısungun sıkıne dokunma sakın
Trıplısın sen
Kendıne gelMinho
Offff
SıkıldımSeungmin
Minho kendine sahip çık iki dakika amına koyayım.Minho
Yok
Orrrrrospu olcam bn
Ay
Sure doldu
Sacını yıkıcam sımdı
AyyyyyyJeongin
Bu mal yıne ghostlancak
Hemen umutlanma mınho
(Görüldü)✮✮✮
"Yanıyor cayır cayır, soğuk su kullan lütfen. " ikili jisung'un odasındaki banyoya ilerlerken Jisung yanan kafa derisiyle isyan etti. Minho'dan aldığı kısa ve soğuk cevaplar onu sinirlendiriyordu.
"Eğil."
"Boynum ağrıyor öyle, hem her yerim boya oluyor. " Minho iç çekti.
"İyi, uzan şöyle. " Jisung kafasını kuvetin kenarına yasladığında Minho yanına çöktü, saçlarını ıslatıp boyayı akıtlmaya başlayacakken birden Jisung hapşurdu.
"Jisung! Her yerim boya oldu. " dedi üstüne bakarken, pantolonu ve tişörtü hep boya olmuştu. Jisung panikle üstüne baktı.
"Üzgünüm, c-"
"Of bunları çok seviyordum. " isyan eden çocuğun dolu gözlerini görünce daha da panikledi Jisung.
"Aynılarını hatta daha güzellerini alırım sana, özür dilerim be-"
"Saygı bile duymadığın birinden özür dileme Jisung. " gelen sert ses ile ortamda bir sessizlik oldu, Minho Jisung'un saçlarını yıkarken kendisi de uslu uslu bekliyordu.
Minho, Jisung'un ensesini iyi göremediği için biraz daha doğruldu. Biraz daha kenara derken kendisini saçlarını yıkadığı bedenin kucağında buldu. Tabi kendisi farkında değildi, tek amacı kucağında olduğu bedenin saçlarını yıkamaktı.
Jisung görüş açısına giren vücutla kaskatı kesildi, Minho'nun bunu bilerek yapmadığını kafasındaki ellerin sertliğinden anlıyordu. Güzelce yıkamak için sert davranıyordu.
Pantolon ve tişörtten bile belli olan büyülü bir bedeni vardı, sıktığı erkeksi parfüme rağmen alttan gelen lotus kokusuyla güldü. Bu ona bir şeyleri hatırlatmıştı.
Rüyasını.
Geçen akşam bir rüya görmüştü, derede yüzen büyülü birini... Vücudu parlıyordu, mükemmel bir konu yayıyordu. Lotus kokusu.
Onu orda izlemiş ve onu korumuştu. onu izleyen bedenleri korkutmuş, bu büyülü bedeni sadece kendisine saklamak istemişti.
Ama kimdi bu?
Böylesine güzel bir koku yayan, ay ışığında vücudu parıl parıl parlayan, sanki özenle yaratılmış gibi bir vücuda sahip olan kişi kimdi? Kim bu kadar mükemmel olabilirdi?
Yüzünü görmemişti bu yüzden aklında kocaman bir soru işareti vardı.
"Sanırım bütün boya aktı, duş al bence. İyice aksın. " Minho sonunda onun gözlerine baktığında ilk başta neden bu kadar yakın olduklarını sorguladı, sonradan fark etti en büyük aşkının kucağında oturduğunu.
"Ah! Şey, ben bilerek yapmadım. Üzgü-"
"Sorun değil Minho. "
"Hayır cidden, bilerek oturmadım... Kucağına. " Jisung önünde kıpkırmızı yanakları ve kulaklarıyla duran bedene baktı.
"Kızardın hemen. " Minho kulaklarını saklarken Jisung havluyla boynunu sildi, Minho banyodan çıkıp kendini Jisung'un yatağına attı. Tabi onun ağır erkek parfümüyle karışık kahve kokusunu alınca yüzünü ekşitti. Jisung bu ağır parfümlerinden nefret ediyordu, kendi kokusu çok daha güzeldi. Ama o daha fazla erkek olmak için böyle ağır parfümler kullanıyordu.
Alt kata inip Jisung'un annesinden kıyafet istedi, daha fazla bu ıslak kıyafetlerle duramazdı. Yaşlı kadın ona oğlunun kıyafetlerinden bir takım verdi, vücutları birbiriyle benzerdi sadece Minho üst vücud olarak daha zayıftı.
Elindeki gri eşofmana ve beyaz tişörte baktı, eşofman gitmekten nefret ederdi. Onu daha da şişman gösteriyordu, giymek istemiyordu ama başka kıyafet isteyip kadını uğraştırmak ta istemiyordu.
En iyisi Jisung çıkınca ona sormaktı, eskiden olsa dolabını karıştırır kendine uygun bir şey bulurdu ama şuan bunu yapamazdı. Mesafeli olmalıydı.
Şimdi ise üstündeki beyaz tişörtle ve çıplak bacaklarıyla bekleyecekti.
✧✧✧
Banyodan sadece belinde havluyla çıkan bedenle elleriyle gözlerini kapattı Minho, Jisung ise göz devirdi bu duruma.
"Küçükken bizi beraber yıkıyorlardı Minho. " Minho omuz silkti.
Jisung kendisi için çıkardığı kıyafetleri gitmek için havluyu çıkardı, Tanrı aşkına! Yanına ondan hoşlanan hatta kör kütük aşık olan biri varken nasıl bu kadar rahat giyinebilirdi?
"Jisung! Çıplaksın. "
"Biz ilkel varlıklarız. " diyerek dalga geçti kendince. Jisung altını giydikten sonra yatakta oturan çocuğun çıplak bacaklarını fark etti.
"Sende çıplaksın. " diyerek güldü. Nasıl hiçbir şey yokmuş gibi davranabiliyordu?
"Ben giyecek bir şey bulamadım, annen eşofman verdi ama ben giymeyi sevmiyorum. " Jisung dolabından siyah bir şort çıkardı, Minho bir şey demeden giydi. Daha fazla uğraşmak istemiyordu.
Tekrar oluşan sessizlikle Jisung aklınsaki soruyu sordu.
"Minho sence rüyalarımız geleceğin bir uyarısı mıdır? "
✦✦✦
Çok uykum var yazıp uyuyorum
Umarım yazım yanlısı yoktur
Oy ve yorum atmayı unutmayın

ŞİMDİ OKUDUĞUN
✦the greatest✧
De TodoMinho;aşıktı, çok aşıktı... Ama Jisung bunu hiç umursamadı. Texting+düz yazı