40

909 121 36
                                    

Önceki bölüme attığınız yorumlar beni mutlu etti. Yorumları esirgemeyin özlemişim 💋

Asaf mecburen işe gitmişti bu gün, eğer gitmezse işsiz kalacaktı ama böyle bir lüksü yoktu. Ailesi için çalışmak zorundaydı. Bazen isyan edesi geliyordu. Eşine, çocuğuna yetemeyeceğine dair düşünceler beynini kemiriyordu. Eşi biyolojik olarak erkekti ama hamileydi. Doğum çok zorlu olacaktı. En ufak bir olumsuz durumda oldu ki çocuk düştü belkide haberleri bile olmadan eşini zehirleyecekti.

Hadi doğumu atlattılar diyelim, bir de işin sonraki kısmı vardı. Kasabadaydılar, iki erkek aynı evin içindeydi, yeni doğmuş bir bebek birden bire belirdiğinde insanların aklına binbir türlü şey gelecekti. Acaba evlatlık mı, biri nikahsız çocuk mu peydahladı, iki adamın bebekle ne işi olur, anası nerede, nasıl bakacaklar gibi bir sürü soru işareti.
Gözlerini karartıp eşinin çift cinsiyetli olduğunu, bebeği onun doğurduğunu söyleseler bile asla inanmaz hatta ona zarar bile vermeye çalıyorlardı.

Peki ya bebeleri büyüyünce? İşte o dahada beter. Kim bilir neler söylerlerdi canlarına. Bebelerine yapmaları gereken açıklamada cabası.

İşte böyle anlarda sadece Akif'e bakması yetiyordu durulması için. Bir kez bakıyordu ve içine su serpiliyordu.

Akif kocası ne derse ona itimat eder, inanır ve uygulardı. Tek bir an bile kocasını şüpheye düşürmez ya da onun hakkında şüpheye düşmezdi. Asaf'ın gözünün bebeğiydi, her ne kadar üzerine titresede, el bebek gül bebek baksada gerektiğinde yanında dimdik duracağına, onlar için mücadele vereceğini bilirdi Asaf. Canının paresi Asaf'ın en ufak kederini anlar hemen bakışları değişirdi. Bir şey yapmasına bile gerek yoktu. Akif Asaf'ına öyle bir güven verirdi ki Asaf mücadele etmek için hep bir güç bulurdu kendinde. Allah ona eş vermişti, yar vermişti, arkadaş dost vermişti. Ona bir aile vermişti ve şimdi de bir bebe veriyordu.

Hayalleri şu an sahip olduklarının yanında hiç bir şeydi.

O yüzden eşini yanlız bırakırken içi buruk olsa bile gitti. Telefonu baş ucuna bırakmıştı güzelinin. Gitmeden elleriyle beslemişti. Öğle arasında yuvalarına gelip yine elleriyle besleyecekti. Eksiklerini kontrol edip işe gidecekti. Elbet bir kapı açılırdı onlara.

Akif'se tatlı tatlı mırıldanıp çarşafların üzerinde poposunu hareket ettirdi. Sürekli yatmaktan yara olacaktı vucudu. Asaf'ı sağ olsun onu severek hareket ettiriyordu.
Ne kadar sıkılsada düşük tehlikesi olduğu için ters bir haketet yaparım korkusuna elinden geldiğince dikkatli davranıyordu.

Hem açıkçası tüm gün yatıp akşam oluca erinin tatmin edip uyutması ona sıcacık bir huzur ve gizli bir haz veriyordu. Sanki kocaoğlanı onu sikerek felç etmişte akşamları ilaç olarak deliklerini dolduruyormuş gibiydi. Asaf'ına bunu söylediğinde tövbe de demişti ama Akif bu düşünceyle neredeyse boşalacak hale gelmişti. Zaten Asaf tövbelerinin arasında alnına öpücük kondurunca Akif birden boşalıvermişti bile.

Akif aniden beni kocaoğlanınla yatalak yapmaya söz ver diyerek hıçkırıklara boğulunca Asaf bebekleri büyüdüğünde bunu yapacağını söyleyip eşini sakinleştirmişti. Sonuçta sabaha kadar eşiyle birleşme yaşadıklarında eşi iki gün yataktan kalkamıyordu. Bunu da zevkle yapardı Asaf.

"Puff Asaf'ımı özledim. Şimdi yanımda olsa bize hikayeler anlatırdı hem bacağına krem de sürerdikk. Asaf'ımın acı çekmesine dayanamıyorum."

Hormonlarının da etkisiyle gözleri dolmuştu Akif'in. Kocası onlar için çalışıyordu. Onu evde tek bırakmanın onu ne kadar kahrettiğini çok iyi biliyordu Akif. Buna rağmen evin babası olarak çalışmak zorundaydı.

Hem artık tam birleşme yaşayamadıkları için aslanının kocaoğlanı kılıfına giremiyordu. Bu da üzüyordu Akif'i. Evliliğin en önemli dinamiklerinden biri cinsellikti.

Tüm gün çalışan eşini eve gelince tatmin edip öyle göndermeyi her eş isterdi. Bu sadece fiziksel bir görev ya da ihtiyaç değildi. Bu şekilde ruhuda doyuyordu insanın, bedenleri bir oluyordu. Sıvıları birbirine geçiyordu. Vucut ısıları, bağışıklıkları eşitleniyordu. Birbirini seven, birbirine denk iki aşığın seksinden daha huzur verici ne olabilirdi ki?

En önemliside kocası da bunun farkındaydı. Eşinin isteklerini hiç yadırgamayıp onuncanını önde tutarak hep ona uyum sağlamıştı. İşte denklik böyle bir şeydi. Sadece sevgi ya da aşk değildi aralarındaki. Bir harmoniydi. Başkasının yadırgayacakları şeyler ikisinin normaliydi.

İşte bu düşünceler sayesinde ne bir umutsuzluk ne bir korku hissediyordu Akif. Eğer bir sorun olursa hallolurdu. Eğer çözülmezse de sorun değildi, nasıl olsa beraberlerdi, iki kişilerdi. Sorunsuz dertsiz hayat olmazdı. Ama bir problem olduğu zaman yaslanacak duvarları, uğrunda savaşacak hayatları vardı.

Asaf'ın başını okşadığını hayal ederek gözlerini yumdu Akif. Asaf'ı sanki kulağına "gül yüzlüm, baharım, mis kokulu neşem" diye fısıldıyordu. "Erim, ocağım." diye mırıldandı Akif.

Kocası evde olmasa bile verdiği güven duygusu sarmıştı evin dört bir yanını. Elini karnına atarak okşadı. "Baba geldiğinde ona kocaman sarılacağız hem bak babamız şimdiden sarılıyor bile bize."

Akif hissettiği huzurla iyice mayıştı. Kocasının gelir gelmez onu kucaklayıp sevgiye boğacagını biliyordu. Bebekleri ailesinin sağladığı huzur ortamıyla olduğu yere sımsıkı tutundu. Ailesinin yanına katılıp mutluluklarına mutluluk katmak için sabırsızlanıyordu.

Biraz sıkıntılıydım rahatlamak için Ansızına sığındım🎎

Umarım sevmişsindir.

Önceki bölüm söylemeyi unutmuşum, eğer hatırlamadığınız, eksik bulduğunuz bir yer varsa sorabilirsiniz. 2 yıl oldu yeni bölüm gelmeyeli aklınızda soru işareti kalmasın. İsteğiniz varsa onu da belirtebilirsiniz.

Hâlâ hikayeyi sevip okuyan olduğu için mutlu oldum. Gerçi ansızın unutulacak gibi bir hikaye değil ama. Tam numunelik😜

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 18 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ansızın _MPREG- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin