"Alo Kath?"
"Efendim Joel?"
"İyi misin seni çok merak ettim."
"Evet iyiyim."
"Neredesin istersen seni gelip alayım?"
"Yok teşekkürler."
"Emin misin başını belaya sokmandan korkuyorum. Yani ablan. Kendine zarar vereceksin diye ödüm patlıyor."
"Hayır ben iyiyim ve iyi olacağım. Sen keyfine bak."
Uzun bir sessizlikten sonra Joel konuştu.
"Tek misin?"
Bu soruya nasıl cevap vereceğimi bilmiyordum. Aslında neden korktuğumu bilmiyordum ne de olsa aramızda hiç bir şey olmamıştı.
"Jake'in yanındayım."
"Jake mi? O da kim?"
Konuşmasından gerildiğini anlıyordum.
"Sevgilim."
Nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordum.
"Ne? Sevgilin mi? Senin sevgilin mi vardı. O zaman neden sevgilinin yanında kalmadın? Neden bana umut verdin?"
"Çünkü daha yeni barıştık ve ben sana umut vermedim. Ben hep onu sevdim üzgünüm Joel."
"Ah kahretsin."
Ve bir cam kırılma sesi... Ardından telefonun yüzüme kapanması.. Ama ben ona hiç umut vermemiştim ki. Jake elinde iki dondurmayla yanıma döndü ve:
"Arayan kimdi prenses?"
"Bir arkadaşım."
"Hm bu arkadaş kız mı erkek mi peki?"
"Erkek ve şuan onun evinde kalıyorum."
"N-ne?!! Nasıl böyle bir şey yaparsın? Yoksa yokluğumu aratmayıp başka birini mi buldun sana gerçekten inanamıyorum Kath!"
"Benimle düzgün konuş! Aramızda hiç bir şey olmadı. Artık evimde kalamazdım ve onunla tanıştım. Onunla kalmam en uygun olanıydı."
"Tatlım üzgünüm ani bir çıkış yaptığım için ama bir an gerçekten çok sinirlendim. Birazdan o eve gider eşyalarını alırız. Seni çok seviyorum."
İşte en güzel an. Dudakları dudaklarıma değmemiş arasında sadece bir santim fark vardı. Öpmesinden bile daha güzel olan an... Gözlerimi kapamış beni öpmesini beklediğim an... İşte o an en mutlu an. Yaklaşık 10 saniye o şekilde beklediğimize eminim. Daha sonra Jake dudaklarını yavaşça dudaklarıma değdirdi. Öpüşmüyorduk. Sadece öyle bekliyorduk. Benim bir elim onun başında bir elim onun sırtındayken onun iki eli de benim kalçamdaydı. Yavaşça ellerini aşağıya sürüklerken belirli bir kısımda durdu. Ve dudaklarını dudaklarımı sertçe bastırdı. Dili dilimle oynaşırken eli kalçamın biraz aşağısındaydı. Kendini biraz daha bana bastırdıktan sonra göğsüm onun boynuna dokundu. Benden çok uzun olduğu için parmak ucundaydım. Dudaklarını dudaklarımdan çekti ve yavaş hareketlerle boynuma öpücük kondurmaya başladı. Çok hızlı nefes aldığımdan göğüs kafesim sürekli hareket halindeydi. Jake şuan tam gözlerimin içine bakıyordu. Gözüm kapalıydı ama bana bakışlarını hissedebiliyordum.
"Gözlerini aç Kath."
Gözlerimi açtım.
"Beni bir kere gözlerin açık öpmeni istiyorum."
