10. Bölüm

56 3 0
                                    

Selamlar canlar video atmayı unutmuşum o yüzden atıyorum. Video ne alaka lan pardon bölüm atmamışım. Atasım geldi yallah bismillah diyip yazıyorum...

EMRE'DEN

Ensar ciddi anlamda beni öpüyordu. Bugün ölmem gerekiyordu ama ayaktaydım bunu bende kendimden beklemiyordum ama ayaktaydım işte.

Tam dudaklarını oynatacağım sırada aniden geri çekilip bana baktı. "Bu yaptığım yanlış bir şey Emre" dedi kendine inanamayan ve bir o kadarda üzüldüğüm bir cümle kurarken.

"Ne" dedim gözlerimi gözlerine çekerken. "Olamayız biz Emre. Ben kaç yaşındayım sen kaç yaşındasın. Hem elalem ne der,kolu komşu ne der. Ayrıca ibne falanda değilim ben. Anca senin gibi fahişeler olur ibne. Bir an kendimi kaybettim ve böyle davrandım. Özür dilerim kardeşim." Dedi.

Kaşlarımı çattım. Ve yüzüne sinir ve tiksintiyle baktım. Ne yani bunca zamandır sevgim,aşkım yalandan bir ibaret miydi? O beni şu an bile olsa kandıran bir şerefsizdi. Ve bu beni cidden üzmeye yeterli bir şeydi. Ben onun için kimseyle olmazken,ben onu her gün beklerken. O beni öptükten sonra reddetmişti.

Hemde bana ibne diyerek. Cidden ne yaptığımı ben bile bilmiyordum. İnsanlar kime aşık olacağını seçerler miydi? Seçmezlerdi. İbne olmayı bende istemezdim. Ayrıca Ensar'a aşık olmak istemezdim.

O beni iğrenç olarak görürdü ben onu parfüm. O beni çöp olarak görürdü ben onu çiçek. O beni ibne olarak görürdü ben onu aşık olduğum adam olarak görürdüm.

İşte asıl farkımız buydu. O beni sevmezken ben ona aşıktım.

"İğrenç bir adamsın. Çok düşündüm ben. Niye sana aşık oldum diye. Bari bana aşık değilsin. O zaman bana karışma,beni öpme,bana iltifat etme,beni koruma,beni sevme. Bana hiç bir şey yapma Ensar" dedim ağlayarak. Evet ciddi anlamda ağlıyordum. Hemde bir çöp için.

"Anladın mı" dedim elimle göğüsüne vurarak. "Ha anladın mı beni" dedim daha fazla vurarak. "Anladım de. Yeminim olsun bir daha karşına çıkmam Ensar. Sadece anladım de ne olursun de" dedim bağırıp vurmayı keserek.

Gözlerimiz birleşti anında. "Anladım Emre. Anladım seni" dedi gülümseyerek. "Bana gülme lan. Gülme bana. Orospu çocuğu seni. Piçin evladı."dedim. Ve anında ağlamam durup yerine sinir gelmişti.

"Ama emin ol Ensar. Bugün sana olan aşkım son buldu. Artık karşında 'Emre kardeşim' olarak gördüğün kişi senin hiç bir şeyin. Bunu anla ve buna göre hareket et. Artık beni ne olarak görmek istiyorsan gör. Benimle göz göze bile gelme. Ne bok yiyorsan ye,umurumda değilsin" dedim ve onun önünden çekilip arkama bile bakmadan geldiğim yerden yürümeye başladım.

Ben buydum işte. Çabuk vaz geçerdim. Ancak ondan hiç vaz geçmemiştim. Taki bugüne kadar. O beni öyle görüyorsa bende öyle görmeliydim. Benim ondan eksiğim neydi? Aynı şartlardaydık. Benim kendimi düşük görmem acizlik olurdu.

Sonuçta dünyada tek o yoktu. Beni sevecek başka birileri vardı. Ve Ensar bunu hak etmiyordu. Ensar hiç bir şeyi hal etmiyordu. O kendi üstün gören biriydi. Ancak üstünlüğü asla ama asla yoktu.

Ne kadar yürüdüm bilmiyordum ama eve gelmiştim. Ancak eve girmemiştim önüne oturmuş telefonum ile ilgileniyordum.

Birde olanlardan sonra üzüleceğim yoktu elbette. Instagram'a girdim. Ve yapmak istediğim şeyi yaptım.

Ensarzzr adlı kullanıcıyı takipten çıkarmak.

Anında düşünmeden takipten çıkıp takipçilerimden çıkardım. Numarasını silmeme gerek yoktu yeni bir hat almıştım zaten. Numaram onda yoktu. Ve buda beni mutlu etmeye yeterdi.

Artık oturmaktan bıkıp binaya girdim. Hemen dairenin önüne gelip zili çaldım. Anahtarım yoktu. Mecbur zili çalmam gerekiyordu.

Kapıyı annem açtı beni görünce başta şaşırdı sonra aldırmadan bana hoşgeldin bile demeden içeriye girdi. Bu yaptığına anlam verememiştim ancak aldırmadım ve ayakkabılarımı çıkarıp eve girdim.

Ardımdan da kapıyı kapattıktan sonra babamların yanına gittim. Gitmez olaydım keşke. Ensar,abim,babam,annem hepsi oturmuş benim hakkımda konuşuyordu.

Konuş ise yönelimimdi. Hepsi beni görünce iğrenç bir yüz ifadeyle bana baktı. Ancak benim gözüm sadece Ensardaydı o beni ifşa etmişti. Hemde kaç yıldır sevdiğim kişi.

"Baba" dedim. Ağzımdan sadece bu çıkmıştı çünkü. "Sus lan" dedi babam ayağa kalkıp hemen önüme gelince. "Bana baba falan deme lan. Meğersem ibnenin tekiymişsin" dedi ve yanağıma sertçe vurdu. Anında o vuruşla yere düşerken. Yine Ensar'a baktım.

Ancak onun yüzüne pişmanlık gördüm. Artık çok geçti. Onun yüzüne aşkla bakacağıma tanımadığım birine bakıyormuş gibi hissediyordum.

Babam beni tekmeleyip sertçe dövmeye başlarken. Yüzümde hiç acı hissetmiyormuşum gibi bir yüz ifadem vardı. Ancak içimdeki duygular öyle değildi.

Her yerimden kan geliyordu canım çok acıyordu. Ancak hiç bir mimik dahi yoktu yüzümde. Bunu kendim yapıyordum. Bilerek yapıyordum.

"Anladın mı lan şerefsiz. Artık baban diyebileceğin birisi yok karşında. Evlatlıktan reddediyorum seni. Sokaklarda ne yapıyorsan yap. Oğlum değilsin artık."

Dedi ve son bir kere daha sert vurup çekip gitti. O gittikten sonra kendimi zorlayıp ayağa kalkıp bir zamanlar ailem dediğim abime ve anneme baktım. Daha sonra aşık olduğum yani bir zamanlar öyle olduğum adama baktım.

Ve gözlerim o adamda takılı kaldı. "Hepsi senin yüzünden. Gördün mü ne yaptığını ha. Gördün mü. Sen busun işte." Dedim bağırarak. "Ya sen anne. Babam beni döverken neredeydin. Ha söylesene" dedim anneme bakıp daha fazla bağırarak.

Gözlerim bu sefer abimi buldu. "Sana diyecek bir sözüm yok benim. Abim olsaydın böyle olmama gönlün el vermezdi senin." Dedim aynı tonda bağırarak.

"Siz busunuz işte. Beni aşağılık bir insan olarak görürsünüz. Ama siz söylemeden söyleyeyim. Artık benim bir abim,bir annem,bir babam." Ve gözlerim Ensar'ı buldu. "Bir aşık olduğum adam yok" dedim ve arkamı dönüp evden çıktım.

Bugün hayatım anormal ilerliyordu ancak yapacak bir şeyim yoktu. Hayatım böyleydi.

Telefonumu açtım ve Ali'nin numarasını aradım. Anında açılınca konuştum. "Ali" dedim ancak konuşmama izin verilmedi. "Emre ben artık seninle arkadaş olmak istemiyorum" dedi. Ve ekledi. "Benim artık bir kardeşim yok. Allah'a emanetsin." Dedi ve yüzüme kapattı.

İşte şimdi ciddi anlamda hiç kimsem kalmamıştı. Oysa ben onun için her şeyi yapmıştım.

Kimsem kalmamıştı evet ama benim gibi olan birisi daha vardı. Onun yanına gitmeliydim.

Metroya bindim. Otobüs değiştirdim ve sahili görünce evine geldiğimi anladım. Binaya girdim. Ve binanın önünde benim gibi ağlayan o can dostum kızı gördüm. Yani Şule'yi.

Şu an o kadar fark etmesemde benimde ağladığımı gördüm. Galiba ciddi anlamda biz aynıydık.

"Şule ben geldim"dedim yanında çökerek. Bana baktı ıslak gözlerle ve gülümsedi. "Emre artık öyle bir kız yok. Ailem yok. Arkadaşlarım yok. Artık tekim" dedi daha fazla ağlayarak.

"Bende aynıyım Şule. İkimizde aynıyız." Dedim ve yan dönerek sıkıca sarıldım. Bana direk karşılık verirken içim bir hoş olmuştu.

Hiç tatmadığım kardeş duygusunu tatmıştım.

Şule artık benim kardeşimdi. "Şule artık ben varım" dedim ve o görmese bile gülümsedim. "Unutma Emre bende varım" dedi ve seslice güldü bende güldüm. "Hem bize kız-erkek mi yok" dedi Şule daha fazla gülerek.

"Bencede amına koyim onlar bize değil biz onlara bakmayız ayol" dedim. Ve ikimizde kahkaha attık. O gün saatlerce dairenin önünde konuştuk.

Bilmediğimiz bir şey daha vardı. Artık bir kardeşim. Ve onunda bir kardeşi vardı.

ABİM KEKO | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin