EMRE'DEN
Ensar'a yazdıktan sonra annemgil ile Ensarlara gitmeye karar vermiştik. Aslında ben vermemiştim annem bir hışınla odama dalıp "hadi kalk Ceren yengenlere gidiyoruz" demiş daha ben bir şey demeden benide peşine takmıştı.
Ceren dediğimiz kişi Ensar'ın annesiydi. Cidden severdim Ceren yengeyi. Oldukça sevecen bir kadındı ayrıca çok güzeldi lan. Ciddi anlamda güzel bir kadındı. E ensarım yakışıklılığını annesinden almış.
Kapıya geldiğimizde oldukça stresliydim. Ya anlarsa diye. Ama anlamazdı oh be . İyiki bilinmeyenden yazmıştım valla.
Kapı açılınca bizi gülen yüzlü Ceren yenge karşıladı. "Ay hoşgeldiniz Yıldız" dedi anneme hemen sarılırken. Annemden ayrılınca bana baktı. Ve bir anda eliyle yanaklarımı sıkmaya başladı. Yanaklarımı sıktığından dolayı dudağım öne doğru büzülmüştü.
"Ceyen yesge bıyak" dedim dudaklarım büzüldüğünden dolayı böyle çıkan sesimle. Ceren yenge hemen çekti elini. Bende yanağıma götürdüm kendi elimi. Kızarmıştı muhtemelen. Ve çok acıyordu.
Of canım yanağım benim neden böyle oldun şimdi. Dedim iç sesimle konuşurken.
O sırada annem çoktan içeriye girmişti bende hemen içeriye girdim. Kapıyı arkamdan Ceren yenge kapatınca hemen oda yanımıza koltuğa geldi.
"E yıldızcığım ne var ne yok canım" dedi Ceren yenge. Büyük ihtimalle yine mahalledeki dedikoduları yapacaklardı. Ve bu cidden baya bir rahatsız ediciydi.
Zaman geçmiyordu sanki bir ara telefona bakarken bulmuştum kendimi. Bir ara kendimle konuşurken. En kötüsü ise poğaça ile konuşmamdı. Ancak ben tam bunları kafamda tartarken içeriye vanilya kokusu girdi ardından sigara kokusu. Bu Ensar' dan başkası değildi.
Kafamı oraya çevirdim ve anında göz göze geldik. Utanarak kafamı yeniden eğdim. Ve halıya bakmaya başladım. Halı bugün çok güzel görünüyordu. Ona mı aşık olsaydım acaba. Gri,gri tam bana göre.
"Hoşgeldiniz yıldız yenge" dedi Ensar. Ancak orada iz vardı bana da mı demişti. Oraya doğru baktım. Ve evet bence demişti. Oha banada demişti. Ensar bana hoşgeldin demişti. Ensar bana..
Ensar'da ayakta daha fazla durmayarak tam karşımdaki tekli koltuğa yerleşti. İşte şimdi olmuştuk. Hadi kalkalım anne. Anne kalkalım hadi. Anne kalk artık. Kalksana anne. Anne sen kal ben kalkayım. Bismillah.
Ama o seçenekten de vaz geçtim. Annemler yeniden bir sohbete dalmışken o sırada en merak ettiğim sorulardan biri geldi. Soran annemdi. " e Ensar oğlum var mı hayatında bir kız" dedi annem. Ensar hemen anneme baktı ve cevap verdi.
"Yani yok gibi" dedi gibi mi. Var mıydı ki. Keşke. Keşke onun yerinde ben olsaydım. Sonuçta çok seviyordum onu. Beni neden görmek istemiyordu. Hayır beni neden görmüyordu. Görsün artık beni. Görsene lan beni.
"E olsun artık gelsin 25 yaşına. Evlenme yaşın gelmiş bile" dedi annem. Anne yapma. Anne yanarız anne. Yapma anacım. Yapma..
Aslında cidden Ensar benden baya büyüktü. Ben 19 yaşındayım. Ensar 25 yani. Fazla biraz ama onun için her bir boka razıyım ben.
"Yani biraz öyle oldu" dedi Ensar. O sırada Ensar'a baktım ve bana baktığını gördüm. Ancak bu bakış biraz şeydi. Tuhaf.
Ceren yenge konuşmaya başladı. Ancak bu sefer benim konudaydık. "Senin Emrecim. Var mı hayatında bir kız?" Yani şöyle kız değil ama çok yakından tanıdığınız biri. Oğlunuz.
Hiç düşünmeden cevap verdim. "Var" hemen herkesin kafası bana dönünce ne anlamında baktım. "Var mı? Bak eminsin değil mi oğlum" dedi annem hayretler içinde. Lan ne dedim sanki. "Var işte anne." Dedim tebessüm ederek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİM KEKO | bxb
Storie d'amoreMahallenin keko abisine aşık olan Emre artık onu uzaktan görmekten bıkmış, ona bilinmeyen numaradan yazmaya başlamıştı.