15

73 10 2
                                    





15 | Şüphe.

"Neden yağmurun altında o şekilde oturuyordun?" diye sordu, sesi yumuşak ama merak doluydu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"Neden yağmurun altında o şekilde oturuyordun?" diye sordu, sesi yumuşak ama merak doluydu. Gözleri sanki her şeyi anlamaya çalışıyordu.

Bir an için cevap veremedim. O anın etkisi, zihnimi bulandırmıştı. Yaşadıklarım beni kaçmaya zorlamıştı, ama nasıl anlatabilirdim ki? Gözlerimi kaçırarak iç çektim. "Kaçmak zorundaydım," diye mırıldandım. "Başka bir yol yokmuş gibi geldi."

Liliana, sessizce dinlemeye devam etti. "Kimden kaçıyordun?" dedi, sorusu basit ama bir o kadar da ağırdı.

Bir an duraksadım. Liliana'nın sorusu zihnimde yankılandı. Gözlerimi yere indirip derin bir nefes aldım. Sonunda, sessizliği bozarak konuşmaya başladım.

"Takıntılı bir kız arkadaşım var," dedim, sesim titrerken. "Beni bırakmıyor, her an peşimde. Ne zaman kaçmaya düşünsem, beni buluyor."

Liliana kaşlarını hafifçe kaldırdı, ama sessiz kaldı. Sanki ne söyleyeceğimi tam anlamıyla kavrayabilmek için bekliyordu. "Onunla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum. Sürekli yanımda olmak istiyor, bana nefes alacak alan bırakmıyor," diye ekledim, sanki içimde biriken yükleri yavaşça döküyordum.

Liliana, başını hafifçe sallayarak, "Bu gerçekten zor olmalı," dedi. Gözleri, anlayışla parlıyordu.

Tam o sırada kapı nazikçe tıklatıldı ve bir hizmetçi içeriye girdi. Sessizce Liliana'ya yaklaştı ve saygılı bir şekilde eğilerek, "Odanız hazır, hanımefendi," dedi.

Liliana, yüzünde sakin bir ifadeyle hizmetçiye teşekkür ettikten sonra bana döndü. "Hadi Diana, dinlenmen için hazırlanan odaya gidelim," dedi yumuşak bir sesle. Elini uzattı ve beni ayağa kaldırdı.

Sessizce odanın kapısına doğru ilerledik. Kapı açıldığında, odanın içi sade ama rahat görünüyordu. Yumuşak, krem rengi tonlarla dekore edilmişti ve ortadaki büyük yatak hemen dikkat çekiyordu. Yatağın üzerinde katlanmış birkaç gecelik duruyordu. Liliana, yatağın yanına gidip üzerindeki gecelikleri gösterdi.

"Üzerindekiler ıslanmış olduğundan bunları giy. Sonra biraz dinlen, bu gece seni kimse rahatsız etmeyecek," dedi, sesi yine sakin ve güven verici bir tondaydı.

Beni rahatlatmaya çalışıyordu, ama içimdeki huzursuzluk hala dinmemişti. Yine de, Liliana'nın bu sıcak ilgisine karşı gelmedim. Ona hafifçe başımı salladım, teşekkür eder gibi. Geceliklere bakarken, ne kadar yorgun olduğumu o an fark ettim.

Liliana odada hâlâ yanımdayken, içimde bir anda beliren bir soru dilimin ucuna geldi. Tereddüt etmeden, hafifçe ona döndüm ve gözlerine bakarak sordum, "Sayan Holding'i duydun mu?"

Liliana bir an duraksadı, yüzünde hafif bir şaşkınlık belirdi. Sanki bu soru onu hazırlıksız yakalamıştı. Kaşlarını hafifçe çatarken, bakışları bir anlığına daldı. "Sayan Holding mi?" diye tekrarladı, sesinde belli belirsiz bir huzursuzluk vardı.

Evet, afallamış gibiydi, sanki ne diyeceğini tam kestiremiyordu. Bu kısa duraklama anı bana tuhaf geldi, ama üzerine gitmedim.

Liliana'nın yüzünde hafif bir şaşkınlık belirdi, ama hemen toparlandı. Gözlerindeki dikkatli bakış bir an olsun kaybolmamıştı. "Sayan Holding'i nereden biliyorsun?" diye sordu, sesi bu kez daha temkinli ve sorgulayıcıydı.

İçimde bir ürperti hissettim. Ailemin şirketinden bahsetmek istemiyordum. Babamın yıllarını verdiği Sayan Holding, gözlerimizin önünde kayıp gitmişti.

"Bir yerden duymuştum," dedim, sesimi mümkün olduğunca sakin tutarak. Gerçeği söylemeye cesaret edemedim, çünkü onun bu konuda neler bildiğini tam olarak kestiremiyordum. Gözlerim yerde, bakışlarımı ondan kaçırdım. Bu konuşmanın daha fazla derinleşmesini istemiyordum, ama Liliana'nın gözlerinden ne kadar şüpheci olduğunu fark ediyordum.

Bir süre sessizlik içinde bana baktı, yüzünde düşündüğü şeyleri gizlemeye çalışsa da, içinde bir şeylerin dönüp durduğunu hissedebiliyordum. Sayan Holding onun için önemli olmalıydı, tıpkı benim için olduğu gibi. Şirketin kontrolünü nasıl ele geçirdiğini ve bu kadar genç yaşta nasıl bu kadar büyük bir güç kazandığını öğrenmek istiyordum. İçimde büyüyen öfke isteği, ona karşı bir plan kurmam gerektiğini açıkça gösteriyordu.

*Belki de onu yakından tanıyarak, her şeyi geri alabilirim,* diye düşündüm. İçimdeki bu düşünce, hem korkutucu hem de cazipti. Liliana'nın güvenini kazanmak ve ardından onun dünyasını ele geçirmek. Bu, ailemin intikamını almanın tek yolu olabilir. O, Sayan Holding'i babamın ellerinden almıştı, ama ben de onun elindekileri alacaktım.

Liliana, bir an duraksadıktan sonra bana yaklaştı. Yatağı işaret ederek, "Şimdi dinlen, Diana. Yarın senin için her şey daha net olur," dedi, sesi yine nazik ama bu kez sanki biraz daha mesafeli gibiydi. Gözlerindeki bakıştan, henüz tam anlamıyla bana güvenmediğini anlıyordum, ama bu benim için bir başlangıçtı.

Ben gecelikleri elime alırken, Liliana kapıya doğru yöneldi. Odayı terk etmeden önce bana son bir kez baktı, sanki başka bir şey söylemek istiyormuş gibi, ama sonunda hiçbir şey demeden kapıyı yavaşça kapatıp çıktı.

Liliana odadan çıkınca, içimdeki huzursuzluk bir nebze olsun azaldı. Kendimi tamamen yalnız hissettim. O anki sessizliği, aklımdaki karmaşayı dağıtmak için bir fırsat olarak gördüm. Hemen üzerimi değiştirmeye karar verdim.

Yavaşça üstümdekileri çıkardım ve rahat bir gecelik giydim. Makyaj masasının önüne geçtim ve aynada kendime baktım. Gözlerimdeki yorgunluğu, ruh halimin etkilerini görüyordum. Masanın çekmecelerini karıştırıp gördüğüm saç kurutma makinesiyle hemen elime aldım. Saçlarımı havalandırmak ve birazcık rahatlamak istiyordum. Makineyi açtığımda, gürültülü sesi odada yankılandı ama bu gürültü, içimdeki düşünceleri bastırmak için iyi bir yöntem oldu.

Saçlarımın kuruması için bir süre uğraştım, ısının verdiği hafif rahatlama bana iyi geliyordu. Sonunda, makineyi kapatıp aynaya bir kez daha baktım. Hâlâ huzursuz hissediyordum ama en azından dış görünüşüm biraz daha toparlanmıştı.

Sonunda, tüm bu karmaşanın ortasında bir nebze olsun huzur bulmuş gibi hissederek yatağa uzandım. Gözlerimi kapattığımda, aklımda hala Ahenk'in takıntılı tavırları ve Liliana'nın şaşkın bakışları dolaşıyordu. Ama yorgunluğum ağır basmaya başladı.

Kendimi yavaşça uykuya teslim ettim. Düşlerim karışık ve belirsizdi, ama en azından o an için biraz dinlenmek istiyordum. Uyku beni alıp götürdü, zihnimdeki karmaşayı dindirmeye çalışarak.

***

Yaşanan son olaylar o kadar çök üzücü ki bir kadın olarak güvenliğimizin hiçe sayıldı bu ülkede...

ne diyeceğim bilmiyorum daha narinin acısı geçmeden iki gencecik kızımızı canice öldürüldü bu kızlarımızın acısı gecmeden tekrar 2 kadın daha öldürüldü...

twitter da öldürülen kadınlarımızın fotoğrafını arayan insanları anlayamıyorum ?

Hiç sevmediğim sözde ünlülerin discordda yaptıklarını gördüm ve midem cidden kalktı... insanlar o kadar iğrençleşmişki aklım artık almıyor

insan eti nasıl kesilir diye bir video neden var nerde bu wattpadi kapatan insanlar? Bunu normalleştirip wattpadi mi anormalleştirdiniz hala anlamıyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ravencia | GxG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin