"Deniz sakin olduğunda, herkes dümeni tutabilir."
-Publililus Syrus
Aniden duyduğum çığlık sesiyle uykumdan sıçrayarak uyandım.
Daha ne olduğunu bile anlamadan yatağımdan fırlayıp, koşarak odamdan çıktım. Bir çığlık daha duyuldu boş koridorda. Bu ses, annemin sesine benziyordu.Bi çığlık daha boş koridorun rutubetli duvarlarında yankılanırken, bu sesin annemin sesi olduğuna emin oldum. Ses mutfaktan geliyordu. Adımlarımı merdivene doğru yönelttim ve yavaşca ilerlemeye başladım. Etraft biraz karanlık gibiydi. Sanki bir sis bulutunun içindeymiş im gibi. Yavaşça ilerleyip merdivenin sonuna geldiğimde, ensemde sıcak bir nefes hissettim ve aniden arkamı döndüm. Kimse yoktu. Vicudumdaki adrenalin dozunu biraz daha arttırmıştı bu hissettiğim nefes.
Uzunca bir nefes verdikten sonra önüme döndüm ve mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Sesler kesilmişti.
Mutfağın kapısına geldiğimde yerde birkaç tane kan damlaları görmemle birlikte olduğum yerde donup kaldım. Kafamı yerden kaldırıp mutfağa bakmaya cesaret edemiyordum. Ne göreceğim hakkında bir fikrim yoktu ama yinede korkuyordum.
Öyle ya; insan en çok bilmediği şeyden korkardı zaten.
İçimden saymaya başladım. Bir, iki, üç ve aniden kafamı kaldırdım. Kimse yoktu.
Yüzüme yerleşen şaşkınlık ifadesiyle birlikte salona doğru ilerledim. Orada da kimse yoktu.
Tekrar odama döndüm. Yatağıma uzandım ama uyuyamadım. İçimde bi huzursuzluk vardı. 'belki ben yanlış duymuşumdur' diye düşündüm ama o sesleri duyduğuma emindim.
Annemi aramaya karar verdim. Yatağımda doğrularak komidinin üzerinde duran telefonumu aldım ve rehbere girerek annemin numarasının üzerine tıkladım. On saniye sonra telefon açıldı ve " Anne? " dedim ' ordamısın? ' diye sorarcasına. Ve biraz bekledim.
Kadını boş yere telaşlandırmak istemiyordum. Ama ses gelmedi.
Yataktan çıktım ve " Anne ordamısın?! " diye sordum. Sesim istemeden de olsa telaşla çıkmıştı. Sonuç aynıydı yine ses gelmedi...
Nefes sesleri duyuluyordu sadece. Çok değişikti. Sanki birisi saatlerce koşmuş ve soluklanıyormuş gibi bir sesti.
Telefonu kapattım, üzerime ceketimi giydikten ve telefonumu da aldıktan sonra hızla aşağıya indim. Anahtarı aldıklan sonra kapıyı açtım ve gördüğüm şeyle bir çıklık attım.
Karşımda yüzü hatta vücudu bile simsiyah olan bir silüet duruyordu...
****
Çığlık atarak uyandım. Hızlı hızlı nefes alıyordum ve terden sırılsıklam olmuştum.
Rüyaydı.
Evet rüyaydı ama çok gerçekçiydi. Komidini üzerindeki sürahiye uzandığım sırada elimin titrediğini gördüm. Korkutucu bir rüyaydı. Yada kâbus. Evet rüya değildi bu kesinlikle bir kâbustu. Kâbus görmeye alışıkındım oysa ama yinede korkmuştum. Çünkü bu yıllardır görmeye alışık olduğum kabuslar dan değildi, farklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN SONU
Action(... Ama ben bu günden itibaren kaderin beni yaşadığım huzurlu hayatın içinden alıp izbe bir sokağa bıraktıktan sonra 'burdan devam et' diyeceğini tahmin etmiyordum tabii...) ***