4. BÖLÜM

32 11 36
                                    

Öncelikle merheber efenim... Hoş gelmişsiniz.

Keyifli okumlar...





Hayat, yalanlarla yoğrulup gerçekler üstüne kurulan bir yuvaydı. Yalanlarla doluyken gerçekler üstüne gelmekten çekinmezdi, çünkü ancak böyle ayakta kalabilirdi. Ancak yalanlar ve gerçekler buluştuğu anda yıkılır ve insanı evsiz bırakırdı. Evi yıkılan insan ise sokakta kalır ve evsiz olurdu. O evi bir daha kurup veyahut kurmamak onun elindedir. Kuran kişi herkes tarafından; güçlü ve cesur görünür. Kuramayan kişi ise; korkak ve güçsüz. Ben, yalanlar ve gerçekler buluştuğu andan sonra ikinci safta kalmıştım. Yalanlara bulanmış hayatın her parçası altında ezilmiş ve bir daha asla kurmayı becerememiştim. Ben, buluşmanın ardından ikincisi olmuştum insanların gözünde ama hiçbir zaman bunu kabul etmemiştim. Yalanlar ve hayat yan yana kolay gelir ve bütünleşirdi ama önemli olan onu nasıl yoğurduğundu. Kurabilen herkes, ne yapması gerektiğini bilip bir çırpıda halledebilirken, bilmeyen kesim her defasında denemeye yeltenmiş, denemişti. Her defasında başarısız olmasına rağmen. Benim gözümde, yapamadığını bilmesine rağmen her defasında inatla yapmaya çalışan güçlüydü. Bende onlardan biriydim. Yani halk yanlış bir inanç içindeydi. Asıl, başaramayanın arkasında kir daha fazlaydı. Çünkü her defasında inatla deneyip yapmaya çalışmıştı. Boşuna bir çabaydı. Bu yüzden bir yerden sonra bırakmıştı. Bende bir yerden sonra bırakmıştım. Hayatı kurmaya çalışırken insanlara güvenmeyi bırakmak gibi. İnsanlara güvenmek bir yalandı ve yalanlar hayata bulaştığı andan itibaren insan için bir duyguya dönüşürdü. Ben daha nasıl yoğrulması gerektiğini ise bilmiyordum.

Karşımda bana bakan ela gözler, sözleri gibi fazla ciddiydi. Söylediği cümle, zihnimde yankılanırken histerik bir gülüş koptu dudaklarım arasından. Ona kim olduğunu sorduğumda bana verdiği cevap oldukça komikti. Bu cümleyi bana kurduğu an çehresine daha dikkatli incelemiş geçmişimden çıkarmaya çalışmıştım ama geçmiş, fazla silikti. Geçmişin silikliğine rağmen tanımadığıma emindim çünkü yüzünde bana ait hiçbir şey yoktu. Yüzü, fazla sert; gözleri fazla duygusuzdu. Sert çehresi kendine güldüğümü görünce kaşlarını çatarak daha fazla sertlik kattı. Bakışları alay dolu gülüşüm ve gözlerim arasında gidip gelirken alaycı tutumum onun hoşuna gitmemiş gibiydi. Etrafımı saran heybetli adamlara ve gecenin bu saatinde tek olmama rağmen fazlası ile alaycı ve ciddiyetsiz bir haldeyim. Belki tek gelseydi işim daha kolay olabilirdi lakin etrafımı saran heybetli ve kaslı altı herife karşı saldırıya geçersem bu geceyi pekte hayırlı atlatamayacağımın bilincindeydim.

Acaba şarjörde kaç kurşun var?

Bunu bilmiyordum, içinde ne kadar olduğundan emin değildim. Dolu da olabilirdi, boş olma ihtimali olduğu kadar. Bu yüzden hemen kaba kuvvete girmeden, söylediği cümleden yürümeye karar verdim.

Ayın ve sokak lambalarının sarı, loş ışığınında görünen çehreyi izledim merakla. İçten içe merak duygum, kendini gözlerime işliyordu. Kaşlarımı çattım, tıpkı onun gibi.

"Kimsin sen?"

Aynı soruyu yeniledim ona doğru. Hayır, sorduğum soruya olan cevabı doğru bir cevap değildi. Hayır, sorduğum soruya karşılık verdiği cevap beni tatmin etmemişti. Verdiği cevap, kafamdaki sona uygun değildi. Verdiği cevap bu da olmamalıydı. Saçma bir cevaptı. Ben, arabadayken ecelimin benim karşıma çıktığını düşünmüştüm, oysaki verdiği cevap tam tersineydi. Bana, sana yardım edecek biriyim, diyordu. Peki ya neyin üstünden bana yardım edecekti? Benim şuan yardıma mı ihtiyacım vardı? Hayır, yoktu. Yani bildiğim kadarıyla.

Karşımda, gecenin bu saatinde yüzünü açık araba farları ile aydınlanan çehreyi izledim. Cevap vermesini bekledim. Dudaklarını büzdü ve pantolonun cebine ellerini yerleştirip omuzunu indirip kaldırdı. "Dediğim gibi, sana yardım edecek kişiyim."  Hal ve hareketlerini her ne kadar umursamaz durursa dursun, gözleri fazla bir duyguyla bakıyordu. Bu duyguyu, önceden umursamaz bakan gözlerinden bir saniyeliğine geçip yerleşmesini izledim. Bu bakışlarımız en netinden birinin içine baktığı an oluştu. Soğuk gözleri, ateş gözlerimin içinde eriyip saf haline dönüyor gibiydi. Birkaç saniyeliğine o duyguyu inceledim, bütün ateşimle ama adlandıramadım. Belkide halâ onu tanıyamadığımdan ötürüydü adını koyamamam.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 27 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GEÇMİŞİN GELECEKTİ İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin