Neden onu düşünüyorum ki ? O artık benim için hiçbir şey. En ufak değeri , en ufak etkisi bile yok kalbimin içinde. Eskiden geceleri sığdıramadığım gözleri şimdi sadece bir kalp kırıklığından ibaret..
Arabamın anahtarını ararken onun hakkındaki düşüncelerimi hemen silip bahçe kapısına doğru ilerledim. Ellerim sabah yaptığım kahve, büyük bir şişe su ve çantayla dolu olduğu için anahtarı bulmakta zorlanıyordum.
Arabanın kenarına geçip aramaya başladığımda duyduğum tıkırtıyla yere düştüğünü anladım. Eğilmeye çalışırken bir el benden önce yere uzanıp almıştı. Başımı kaldırdığımda geniş omuzlu beyaz ve siyah saçlı adama gözlerimi diktim.
"Merhaba, siz Akaashi'nin arkadaşısınız değil mi?" dedi iri cüsseli adam yumuşak sesiyle.
Akaashi mi ?.. dur.. Akaashi'nin bahsettiği çocuk olmalıydı bu adam.
"Evet benim bir sorun mu var," dedim onu baştan aşağı süzerek. Aklıma Sakusa'nın koruması olduğu gelmişti anında.
"Hayır hayır sadece teyit etmek istemiştim bir sorunum yok.. yani o kadar güzel biriyle nasıl sorunum olabilir ki ya da herhangi bir insanın onunla nasıl sorunu olsun ki.." demişti yanakları kızarırken.
İçimden gülerek gözlerimi kaçırdım. İkisinin de duyguları karşılıklıydı anlaşılan. Yine de istifimi bozmayıp ona başımı salladım. "Sağol yardımın için ama bir daha bu çevreye yaklaşma, ben sorun etmesem de başkaları edebilir." dedim ciddiyetle.
"Peki, size iyi günler." dedi komik çocuk arkasını dönerken. Ona tekrar başımı sallayıp siyah Rover'ıma bindim.
•••
"Merhaba Atsumu Bey, eşyalarınızı odanıza götürmemi ister misiniz." dedi Maya tatlı gülüşüyle.
"Çok iyi olur ya şimdiden stresimi aldın bak." dedim gülümseyerek. O da bana gülmüş ve bir çırpıda asansöre ilerlemişti bile.
Her tarafı lüks camlarla ve siyah-sarı tonlarındaki işlemelerle kaplı şirkete bir göz attım. Hiç değişmemişti anlaşılan. Özellikle babamın izlerini ayırt edebiliyordum. Her noktasında emeği vardı çünkü.. Kalbime dokunan hüzünle bir kaç dakika olduğum yerde durup yukarı çıkmaya başladım.
Osamu geciktiğim için kızacaktı ama onlara vereceğim sürprizden sonra unutacağından emindim.
Asansörden inip toplantı odasına yaklaşırken arkamda hissettiğim iri bedenle gözlerimi yumdum. Burnuma dolan keskin kokudan kim olduğu çok açıktı.
"Ne oldu, gelmeyecektin sanki," dedi alaycı sesiyle. Ona arkamı dönmeden yanıtladım sakin kalmaya çalışarak. "Küçük bir sorunu halledip gideceğim, senin nur yüzüne meraklı değilim."
Tam sırtımı onun gövdesinden kurtarıp ilerliyordum ki eliyle ensemden tutup yakalamıştı.
"O videoyu kim çekti." dedi buz gibi net sesiyle. Bünyeme dolan öfkeyle hızla arkamı döndüm. Başımı hafif yukarı kaldırıp siyah gözlerine diktim irislerimi.
"Sen kimsin ki böyle bir soruyu sorabiliyorsun ya, hiçbir şeyim olduğunu kabullen artık Sakusa Kiyoomi." dedim bağırarak.
Yavaşça boyuma kadar eğilmeye başladı. Bir ölü kadar beyaz yüzünü gözlerimin önüne getirdiğinde kalbim hızlanmıştı. Ellerimle yerinden sökmek istiyordum ona atan kalbimi.
"O videoyu kim çekti dedim Atsumu, son kez soruyorum." dedi gözlerindeki öfkeyle.
Kendimi sonunda onun önünden çekip geriye doğru adımladım. Arkama dönüp gitmeden önce konuştum. "Siksen söylemem pezevenk kılıklı seni."
Arkamda kalmış olsa bile yüzündeki aptal ifadeyi tahmin edebiliyordum. Toplantı odasının kapısını açmadan önce kısaca gülümseyip üstümü düzelttim.
Sakusa Kiyoomi , Kiyoomi ailesinin en küçük oğlu ve şirketin tek sahibi..
●●●
Kısaydıı ama neyse balkona çık yazarım belki
Geçmişlerine çok az kaldı..
Devam edecek
Oylamayı unutmayın
xoxo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ULTRAVİOLENCE | sakuatsu
Fanfic"Senden nefret ediyorum." dedim öpüşüne karşılık verirken. Sarı saçlarımdan tutup elinin tersiyle bacaklarımı okşarken cevap verdi. "Biliyorum." ... Tw: cinsel içerik, argo