Tıpkı sımsıkı sarmalanmış bir şekilde uyuduğu gibi uyanırken de sımsıkı sarmalanmıştı Asi. Ek olarak yanağında büyüklüğü gitgide artan öpücükler hissediyordu. Gözlerini açtığında kendisini parlak bir çift ela göz karşıladı ve daha tam ayılamadan Alaz ''Günaydın.'' diye neşeyle bağırdı tepesinde. ''Biraz daha uyanmasan kış uykusuna falan yattığını sanacaktım...''
''Ayı mıyım ben geri zekalı?'' Alaz Asi'nin sinirle söylediği cümlenin üzerine bir darbe geleceğini tahmin ederek kaçmaya çalıştı ancak dip dibe oldukları için koluna gelen yumruğu yemekten kurtulamadı.
''Hadi kalk kahvaltı hazır.''
Asi hayretle kaşlarını kaldırdı. ''Ne ara?''
''Hamarat biriyim.'' Yataktan doğrulup Asi'nin de elinden tutup kaldırmaya çalıştı Alaz. ''Hadi kalk artık. Soğuyacak hepsi.''
Asi kafasıyla onayladı ve Alaz'ın kendisini kucağına almasına itiraz etmedi çünkü etse de Alaz bildiğini okuyordu zaten. Alaz kendisini mutfağa götürürken Asi tuvalete gitmek istediğini söyledi ve yine itiraz etmesine rağmen Alaz kapıda bekledi. Hatta Alaz Asi'den korkmasa birlikte girmeyi de teklif ederdi ama Asi'nin kafasını lavaboya geçirmesinden korktuğu için sustu.
''Patatesli omlet yaptım sana sever misin?''
Asi Alaz'ın kucağında mutfak masasında baş köşeye oturtulurken ''Severim.'' dedi.
''Evde pek tabak yok kahvaltılıklar kabında kaldı böyle çok güzel durmadı ama-''
''Hiç sorun değil.'' dedi Asi anında. ''Eline sağlık.''
Alaz gülümseyerek Asi'nin yemeğe başlamasını bekledi. Asi omletten bir çatal alır almaz ''Nasıl olmuş?'' diye sordu.
''Çok lezzetli... Eline sağlık Alaz.''
Alaz gülümseyerek yemeğine devam ederken Asi bu anın garipliğinden çok gerildiğini hissediyordu. Alaz'ın yanına gelmesi için günleri hatta saatleri saymıştı ama hiçbir şey umduğu gibi olmamıştı. Alaz'a çok kırılmıştı ve ona karşı yumuşamama konusunda son derece kararlıyken kendisinin bu derece gözünün içine bakması Asi'nin kafasını karıştırıyordu. İlk defa birisi onunla mecbur olduğu veya kendi menfaati için değil de onu önemsediği için ilgileniyordu ve bu ilgi Asi'nin içini sıcacık ediyordu.
''Doktora gidelim bugün.'' Asi Alaz'ın lafıyla kafasındaki düşüncelerden uzaklaştı. ''Annemin doktor bir arkadaşı varmış burada. Bize yardımcı olacak.''
''Alaz hiç gerek yok. İncinmiş işte. Ayrıca benim derse gitmem lazım-''
''Tamam doktordan sonra götürürüm ben seni derse.''
''Oraya da kucağında götürmeyeceksin herhalde.'' dedi Asi gülerek. Alaz ise gayet ciddiyetle ''Tabi ki kucağımda götüreceğim.'' dedi.
''Alaz saçmalama.'' Asi yedikleri boğazına durmasın diye önce lokmasını yuttu. ''Rezil rüsva mı edeceksin beni tüm okula?''
''Ne rezil rüsva olması ya? Ayağının üstüne basmaman gerekiyor ve illa da derse de gideceksen ben götürürüm seni diyorum işte... Ya da rapor alırız.''
Asi kucakta okula götürülmek mi yoksa rapor alıp derslere girmemek mi daha iyi bir fikir diye düşünüyordu ancak ikisi de birbirinden kötüydü. Tabi şu an birinci sınıf olduğu için mezun olana kadar karşısına çıkacak bir dedikoduyla uğraşmak istemiyordu ve iyileşene kadar derslere gitmemenin daha iyi bir fikir olduğuna karar verdi.
''Tamam gitmem derslere.'' dedi Asi ve Alaz buna çok sevindi. ''Oley! 7/24 beraber olacağız.''
Asi Alaz'ın koluna bir tane geçirince oğlan elindeki çatalı düşürdü. ''Bu hale gelmeme sevindiğini düşünmeye başlıyorum Alaz.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
miss americana & the heartbreak prince | aslaz texting
Roman pour AdolescentsAsi ve Alaz Twitter üzerinden tanışırlar.