7.9

1.5K 111 125
                                    

Bu kez bölümün geç gelmesiyle ilgili haklı gerekçelerim var - gidişata bir türlü karar veremedim ve tam tamam ya böyle yapacağım derken bölümün sonlarına doğru fikrimi değiştirdim ve böyle oldu hahahwuahaha Umarım seversiniz 🩷

---------------------------------------------------------------

Asi Rüya ile konuşmasından sonra düşüncelerinde boğulurken ne kadar zaman geçtiğini anlamamıştı ki odada oturmaktan çok sıkılan Alaz yanına geldi. Rüya'nın gittiğini ve Asi'nin koltukta tek başına oturduğunu görünce Asi'nin kendisini bilerek çağırmadığını anladı.

Alaz odaya girerken madem Rüya gitti beni neden çağırmadın demek istedi ama sesini çıkarmadı. Asi'nin çaprazındaki koltuğa oturunca Asi de düşüncelerinden sıyrılıp ona baktı. Alaz Rüya ile ne konuştuklarını çok merak ediyordu ve sormak istiyordu ama alacağı cevaptan da korkuyordu.

Sessizliği bozan Asi oldu. ''Rüya pasta almıştı... Yemek istersen ye.''

Alaz kafasını iki yana salladı. ''Tatlıyla pek aram yok.''

''Ben çok severim.'' dedi Asi. Bir yandan da bu gereksiz bilgiyi neden verdiğini düşünüyordu.

''Sana getireyim istersen-''

Asi itiraz ederken Alaz ayağa kalkmıştı bile. ''Yedik biz. Ben senin için sormuştum...''

Alaz kafasını sallayıp yerine oturdu. Bir süre ikisi de sessizce otururken Alaz çenesini daha fazla tutamadı. ''Seni bana karşı doldurdu değil mi? O yüzden benimle konuşmuyorsun şu an.''

Asi hayretle ona bakmaya başladı. ''Alaz odaya girdiğinden beri sen benle konuşmuyorsun yalnız.''

Batırdığını anlayan Alaz bir şey demeden bakışlarını kaçırdı. Asi gözlerini devirip konuşmaya devam etti. ''Beni sana karşı doldurmadı tabi ki. Hatta aslında-''

''Ne aslında?''

''Aslında ben sana inanıyorum Alaz.''

Alaz sevinçle koltuktan fırlayıp Asi'nin yanına gitti. Asi koltuğa ayağını uzatmıştı ve Alaz olabildiğince dibine oturdu. ''Gerçekten bana inanıyor musun Asi?''

''Evet inanıyorum... Rüya'yı aldatmadım dedin ve Rüya da gözüyle görmediğini, kendisine bir şeyler söylendiğini ve kendisinin de inandığını söyledi, ama ben sana inanıyorum Alaz.''

Alaz elini Asi'nin yanağına koyup okşamaya başladı. ''Bana güveneceğini biliyordum güzelim-''

''Sana güveniyorum demedim Alaz.'' Asi yanağındaki eli ittirdi. ''Sadece bu konuda sana inandığımı söyledim... Sana hala güvenmiyorum.''

''Ne demek istiyorsun Asi?''

''Rüya'ya yaptığın gibi beni de elde ettikten sonra sıkılıp terk etmeyeceğinin bir garantisi yok demek istiyorum.''

''Asi hayır-''

''Ne hayır Alaz? Kızın peşinden koşmuşsun sevgili olduğunuz an sıkılıp terk etmişsin. Aynısını bana yapmayacağın ne malum? Sana terk edilmek konusunda ne hissettiğimi söylemiştim-''

''Asi hayır.'' Alaz tekrar elini Asi'nin yanağına koyarken diğer eliyle de kucağında duran iki elini tuttu. ''Ben seni terk etmeyeceğim... Gerçekten.'' Alaz Asi'yi ikna etmek için daha etkili bir konuşma yapması gerektiğini fark etti. ''Asi ben senden çok hoşlanıyorum.''

Asi duyduğu cümleyle nefesinin kesildiğini hissetti. Bunu zaten biliyordu ama Alaz'dan direkt bir itiraf almak çok daha farklıydı.

''Seninle ilk konuştuğumuz zamanlar konuşmalarımız neredeyse kavga edercesineydi ve yalan yok çok eğleniyordum bu durumdan. Bence sen de eğleniyordun ve o yüzden benimle küfür kıyamet konuşmana rağmen engellemedin beni... Sonra fotoğrafını attın ve ben dünyanın en güzel kızını gördüğümü düşündüm.''

miss americana & the heartbreak prince | aslaz textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin