9.Bölüm= "Dosya"

15 1 0
                                    

Mert'e öyle bir bombastik side eye bakışı attım ki! Ne kavgası lan! Kavga falan ettiğimiz yoktu! Sadece ne yapacağımızı düşünmüştük.

Ay bugün de kaç kere side eye bakış atmak zorunda kaldım be!

Her neyse sakin!

"Tamam Güneş, sakin ol." dedi ve hafif dokunuşlarla başımı okşadı. Bu adamın hem katil olup hem de bu kadar nazik ve tatlı olması... Dur bir dakika. Tatlı mı dedim ben? Ayyy.

Başımı bir süre daha okşadıktan sonra beni yere bıraktı.

İndiğim gibi koşarak Ayla'nın kucağına atlayıp sağ patimi yanağına koydum. Bu aramızda 'neler oluyor' demek gibi bir şeydi. Anladığında "Bir süre sen ve Mars dışarı çıkmayacaksınız. Bu günlerde sokağa çıkmak tehlikeli." dedi tane tane. Amaaa... Biz hayvanız?

Ağzından laf alamayacağımı anladığımda kucağından indim.

"Pşt" diye Mars'a seslendim. Dikkatinin bana verdiğini anladığımda hızlıca yanına patileyip konuşmaya başladım.

"Sanırım bugün gideceğim. Evden çıkmamız da yasaklandı. Yasak bitene kadar Bartuğ Demir hakkında elinden geldiği kadar bilgi bul. Ben de deniyeceğim. Dışarı çıkma yasağımız kalkınca da birbirimize anlatalım. Olur mu?"

"Peki, ne kadar bilgi bulabilirim bilmiyorum ama"

Murat beni kucağına aldı. "Hadi gidiyoruz Güneş." dedi ve burnumdan öptü.

                                                         ☘

Haaaaaaa. Sıkıntıdan patlıyorum. Bütün gün uyusam da sıkımtım geçmiyor. Saat 13.30!

Daha gelmelerine saatler var. Hem, o kadar Burak'a her yeri ara dediysem de, bir evde ne bulunur ki? Offf.

Bir anda aklıma fikir gelmesiyle tırmalama oyuncağını tırmalamayı bırakıp Ayla'nın odasına doğru ilerledim. Ayla avukat olduğu için, mahkeme dosyalarının çoğu onda bulunuyordu.

Gerçi Bartuğ Demir'in dosyası onda bulunmayabilirdi de.

Karnımdan bir gurultu sesi geldi. Bunun üzerine, ilk yemek yemem gerektiğini kavrayabilmiş oldum.

Mama tabağım, ben aç kalmayayım diye mamalarla doluydu. Hem de en sevdiğimden!

Ayyy ne saçmalıyorum ya! Kedi maması bu. İnsan yemekleri yüz kat daha iyidir!

Mamamı hızlıca yedim.Ağzımın etrafını da yaladım.

Sanırım gayet doymuştum.

Ayla'nın odasına gittim. Dosyaları her zamanki gibi çalışma masasının sol kenarında duruyordu. Tek tek inceledim isimleri ve suçları. Dünya'da babamdan daha kötüleri de varmış. Oysa ben en kötüsünü o sanıyordum.

Oysa dünyada öyle kötüler varmış ki, aklım bile almıyordu bu yapılanları. Kaçakçışı mı dersin, tacizcisi tecavüzcüsü mü dersin, çocukları öldürenleri mi dersin, öyle pis insanlar vardı ki, 'en kötüsü babam' demekten utandım. Kesinlikle babam da kötü biriydi tabii, çalışmazdı, ben çalışır eve para getirirdim kumarda yerdi. Küçükken beni ve annemi döverdi. Kız kardeşim doğduğunda onu korumak adına savunma sanatı öğrenip kız kardeşime vurmasına engel olmaya çalışmıştım.

Ben dosyalara bakarken saatler geçtiğini fark ettim. Ayla eve dönmüştü. Beni masanın üzerinden alıp havada tuttu ve burnuma öpücük kondurdu.

                                                         ☘

Bir süre sonra Murat da geldi. Ellerini yıkayıp yanıma oturdu. "Owww nasılsınız Güneş Hanım?" dedi bana. Hızlıca kucağına alıp açık kahve gözlerini mavilerime dikti.

Nasıl cevaplamamı bekliyorsun Murat?

Neyse, insan olarak böyle şeylere sevindiğimi hatırlayıp, "İyiyim Murat Bey siz nasılsınız?" dedim. Miyavlama olsa bile, hani bir kediye bir şey sorarsın, o da miyavlayınca mutlu olursun ya, Murat da mutlu olmuştu.

Sonrasında mutfaktan "Hadi gelin yemek hazırr" diyen Ayla'nın sesini duyduk. Murat sofraya otururken ben de mama kabımın başına geçmiştim.

Mis gibi ıslak mama! Tartışmasız, en leziz mama yaş mamadır.

Mamamı bu sefer hızlı yemek de değil resmen süpürdüm. Sonrasında da salona gidip Ayla ve Murat'ın yemeklerini bitirmesini beklemeye başladım.

Yemeklerini bitirip geldiklerinde tabii ki de 'Kızıl Goncalar' açıldı. İkinci sezonu merak ediyordum açıkçası. Taaa ki Ayla beni alıp kulaklarıma masaj yaparmışçasına okşamadan önce.
(Alıştınız artık. -Uyudu-)

                                                         ☼

Ayy mis gibi uyumuşum. Ayla beni kedi yatağıma yatırmış. Tabii, hakkını yemeyelim, yatağım yumuşacık.

Yataktan hızlıca atladım. Salona doğru patiledim. Murat'ı her zamanki rutininde, kitap okurken buldum. Kucağıma zıplayıp onunla beraber kitabı okumaya başladım.

Bir süre sonra Ayla da yanımıza  geldi. Bize günaydın dedikten sonra, "Kahvaltıda bugün omlet yapsam nasıl olur?" dedi.

Omlet mi? Omlet mi! Omlet. Canım çektiiii. Eğer insan olsaydım yiyebilirdim. Ancak, maalesef ki bir kediyim.

Onlar kahvaltıya otururken, ben de mama kabımın başına geçtim. Mamamı hızla bitirmiştim.

Sonrasında odama gidip onların gitmesini beklemeye başladım. Onlar gittiğinde Ayla'nın odasına gidip kalan dosyalara bakacaktım.

O zamana kadar topları kovalayıp durduğun bir kedi oyuncağıyla oynadım.

En nihayetinde gitmişlerdi.

Hızla Ayla'nın odasına gittim. Dosyaları incelemeye devam ettim. Karnım acıkınca yemeğimi yedim, bulamama stresinden tırmalama oyuncağımı tırmaladım, falan.

En sonunda! En sonunda o dosyayı bulmuştum...

670 kelimeye

Evet biraz kısa oldu. Ama bölümler hızlı geldiği sürece o kadar önemli değil sanırım. Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Sağlıcakla kalın. ❤

 Bir Kedi Oldum!🍁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin