20

186 21 25
                                    

yani onceki bolumu 60 kisi alan okumus on iki kisi oy atmis, saka gibisiniz gercekten.

sinir: 15 oy, 50 yorum :))


"Yani, bugün Taemin'de geliyor!" Bütün gün okulda bıcır bıcır gezmiştim, çünkü okul çıkışıma biricik bebeğim, aşkım, sülalenin favorisi, güzel Taemin'im geliyordu! Taemin anne tarafından kuzenimdi. Tüm sülalemde en yakın olduğum kişi oydu. 

Hala Kore'de olduğu zamanlarda her gün buluşur, bir şeyler yapardık, nasıl güzel günlerdi! Ancak sonrasında Amerika'da çok iyi bir okuldan burs kazanmasıyla, aniden pılını pırtını toplayıp Florida'ya taşınmıştı pezevenk. 

Tamam anlıyorum Amerika çok iyi bir fırsattı ancak, benim ben gibi güzeller güzeli bebek bir kuzenim olsaydı, asla ve katiyen onu bırakıp gitmezdim. 

Tamam giderdim. 

Ay her neyse ya!

"Şu yakışıklı olandı Taemin değil mi?" Hoseok salyasını akıta akıta bana baktığında tüm gücümle kafasına bir tane geçirdim. Herkese yavşayabilirdi ancak Taemin'in yeri bende ayrıydı. 

Dediğim gibi onunla çok çok yakındık, bir de küçüklüğümüzden bu yana hep yan yanaydık. Tabii sekiz ay önce okul için Amerika'ya gitmemiş olmasaydı. 

Bak yine sinirlendim. 

"Geçen Jungkook'unla ne yaptınız?"

BAK YİNE HATIRLATTI. 

O günü hatırladıkça kulaklarıma kadar kıpkırmızı oluyordum resmen ya!

Yine kıpkırmızı yüzlerine baktığım sırada Seokjin ağzındaki sıcak kahveyi fışkırttı.

"Sikiştiniz mi lan!" Gözlerim irileşti. 

Keşke!

Ben Seokjin'i inkar edip gerçekte yaşananları anlatmaya çalışırken, Hoseok üstüne üflüyordu. 

Bir dakika, Hoseok üstüne mi üflüyordu?

Ay garibim! Seokjin'in ağzındaki kaynar kahve bu salağın üstüne gelmişti. 

Neyse cana geleceğine mala gelmişti. 

Son dersimiz boş olduğu için yine kantinde oturuyorduk. Jungkook'umun odasına gideli iki gün olmuştu. O günden beri hiç konuşmamıştık, ve şahsen konuşmaya hiçte niyetim yoktu. 

Bu yaşıma kadar tonla rezillik yapmış, kepazeliğin kitabını yazmıştım. Ancak hiçbirinde iki gün önceki kadar utanmamıştım. İki gündür Jungkook'umdan kaçacak delik arıyordum resmen. Onu gördüğüm yerde spastik ajansal hareketlerimle hemen saklanıyor, ve ona gözükmeden bulunduğumuz yerden kaçıyordum. 

Sonunda çıkış zili çaldığında, heyecanla ayaklandım:

TAEMİN! 

Çok heyecanlıydım çok! Bizimkilere öpücük atıp hızlı adımlarla çıkışa yürümeye başladım. Tam çıkış kapısının önüne gelecektim ki, önüme birinin geçmesiyle duraksadım. Aaa, Jungkook'um. 

NE! JUNGKOOK'UM MU?!

Gözlerimi büyütüp öylece yüzüne bakakalmışken, sırıttı ve derin bir nefes aldı. Ay be bayılacağım galiba. Yüzüm kırmızının elli tonuna bürünürken, bir cevap bekler gibi yüzüne bakıyordum. 

Konuşsana it!

"Selam Jimin," Baş selamı vermekle yetindim. Konuşamıyordum resmen. Gözlerim çıkış kapısına kaydığında, Taemin'in o inci gülüşüyle bana baktığını gördüm. Ağzımdan bir çığlık kaçtı. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 06, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Act Fool, jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin