Act Fool, jikook

19

Sinir koyuyorum

10 oy 40 yorum olmadan bolum yok

bakin hemen doldurabilin diye siniri cok dusuk yaptim degerimi bilin

"Sonra bu beni belimden tutmasın mı?!" Bu lafımla hepsi birden oldukları yerde zıpladıklarında gülümsedim. Manyak momentlar vermiştik kocişkomla dün akşam. 

"Hadi canım!" Taehyung'u kafamla onayladım. Harika hissediyordum. Tanrıya şükür omzumda da bir şey çıkmamıştı, çok hafif ezilmişti, o kadar. Bu da katlanılmayacak bir şey değildi zaten. 

Şimdiyse okul kantininde oturmuş, bizimkilere bağıra çağıra dün akşam yaşananları anlatıyordum. Hissediyordum işte, biz ya evlenecektik, ya da evlenecektik. 

"Eee sonra ne oldu?" Jisoo heyecanla öne atıldığında, yavaşça saçımı savurdum ve anlatmaya devam ettim. Jisoo ve Jennie nasıl olduğunu anlamadığımız bir şekilde arkadaş grubumuza dahil olmuşlardı, ve şu bir gerçekti ki: Çok kafa kızlardı! 

"Meğersem ben potaya asılabileyim diye beni havaya kaldıracakmış şapşik!" Jennie heyecanla çığlık atarak Jisoo'nun boynuna kollarını dayadığında, Hoseok olduğu yerde hırlıyor, Yoongi yine yükseldiği için onun kafasını şaplaklıyordu. 

"Ondan sonrasını da biliyorsunuz zaten." diye mırıldandım kahvemden bir yudum alırken. Kısa sürede farklı bir konuya geçtiğimizde alt sınıflardan Seungmin'in yanımıza gelmesiyle herkes sessizleşti. 

Lan biz bu okulun havalı grubu değil miydik lan! Allahın onuncu sınıfı nasıl hiç çekinmeden yanımıza gelebiliyordu. "Jimin, Bay Jeon seni odasına çağırıyor." 

Ney?

Ne. dedi. o?

Bana Sunbaenim yerine Jimin demesini bile takamadım o an. Jungkook'um beni odasına çağırıyordu demek. İçim içime sığmazken heyecanla doğruldum. O kadar hızlı kalkmıştım ki, sandalyem düşmüştü. Birde şey,

sıcak kahvem özürlü Hoseok'un üzerine dökülmüştü.

Birazcık.

Aman canım, zaten mal Hoseok'a bir şey olmazdı. Cana geleceğine, mala gelmiş oldu. 

Ahahahahah.

Ay aman tanrım, heyecandan mizah seviyemde düştü. 

"Jimin yedi ceddini sikeceğim senin!" Hoseok'un arkamdan sevgi dolu bağırışlarını görmezden geldim.

Olabildiğince hızlı bir şekilde Jungkookum'un odasına vardığımda, kapıyı bir hışımla çalıp 'gel' komutunu dahi beklemeden içeri girdim. 

Ay. 

Bu adam yine niye üstsüzdü be!

O şokla bana bakadursun, ben yine ergenlik hormonlarımın verdiği gazla heyecanlı heyecanlı vücudunu süzdüm. 

Ay bu adam da erik gibiydi,

kütür kütür. 

"Jimin? Kapıyı çalsaydın bari." 

Bu adamda bunama yaşına yaklaşmıştı bence. Kapıyı zaten çalmıştım ya. 

Yazık garibim, bu yaşında bunamıştı, kulakları da duymuyordu.

Ben cevap vermeyince, o da bir cevap beklemekten vazgeçti ve tişörtünü üstüne geçirdi. 

Geçirmeseydin de olurdu gülüm.