14.Bölüm

243 31 71
                                    

"kafaları karıştırmaya geldim helelelle"

Çok yorgunum hem dershane hem okul üzgünüm ama sık bölüm yok şimdilik 🥺

Ama sizi seviyorum ve çok çok öpüyorum 😽💖

Yazim hataları olabilir direkt atiyom çok yorgunummmmm çünkü 🥺

"Mayda, Sedef Hoca kapıda hâlâ ne zaman içeri alayım gitmeye niyeti yok gibi" Mayda ne yapacağını bilemiyordu. Tekrar onu hayatına alırsa merkezi haline getirirse tekrar pişman olmaktan korkuyordu.

"Bilmiyorum Buğlem ne yapmam gerek inan hiç bilmiyorum" Tuğba'nın koluna girerek geriye yasladı sırtını. "Ne yapmam gerekiyor kiminle ilerlemem gerek. Yoksa yalnızlığa alışmalı mıyım bilmiyorum." Tuğba'nın destek olmak amacıyla kolunu okşamasına izin verdi.

"Ben şimdilik gitmesini rica edeyim o zaman" Buğlem'in soru sorarcasına söylediklerini algılıyamıyor gibiydi. Buğlem, arkadaşının durumuna karşılık isyan etmedi ancak Sedef hocaya da oldukça üzülüyordu içten içe sebebini belemediği bir benzerlik seziyordu kendisiyle arasında. "Hocam iyi değil sonra görüşürsünüz dinlenmeniz daha iyi"

Başını iki yana salladı Sedef, yüzüne ve vücuduna aldığı darbeler sonucu elleri yüzü ve vücudunun bazı görünmeyen yerleri morarmış, acıdan konuşamaz haldeydi. Bu halde Mayda'ya görünmek istemese de kötü hissediyordu kendini suçlu hissediyordu ona karşı. Ne iyi bir öğretmen olabilmişti onun için ne iyi bir sevgili ne de sözde kendi çocukluğunun yaşanamamışlıklarını ona yükleyip babasının intikamını Mayda'dan aalabilmişti.

Hiçbirşey yapamıyordu işte eli kolu bağlü kimsesiz Sedef'ten bir farkı yoktu kendini sokakta yanlız başına geçirdiği gecelerden daha yalnız kalbini anne babasının onu çöplüğe bıraktığı günden daha soğuk ve de o adamın tacizlerine boyun eğerken hissettiğinden daha aciz hissediyordu. Yoktu Sedef yoktu Mayda....

Artık ikisi için de Biz diye birşey yoktu. Kazanan kim miydi? Siz okuyucular değildi kazananlar veya Sahra da değildi kazanan kimse kazanamamıştı bu hikayede ne sevenler kavuşmuştu ne alınacak olan intikamlar alınmıştı ne de adalet yerini bulmuştu.

(İkbal olayından sonra kendime gelemiyorun da çok sorry)

Hayat bir kurşun kadar hızlı bir saatin akrebinin yelkovanını kovalaması kadar çekilmezdi ne tarih tekerrür etmeden kalırdı ne de insanlar aynı tâkatte devam ederdi aynı hüznü yaşamaya.

Ne bir anne hak ederdi anne olmayı ne de bir baba, kendisine baba denilmeyi hak ederdi. Hayat böyle birşeydi işte ne hakedene hakettiği verilirdi ne de mecnuna leyla...

Siz sevgili okurlara düşen üç elma ya kdv'ye uğrardı ya da çürük çıkardı.
...

"Görmeniz lazım büyük bir balonla girdi içeri elinde bir paket demet halinde çiçek falan vardı. Aşık olmayayım da ne yapayım Mayda?" Buğlem'in Tuğba ile sevgili olma anısını dinliyordu Mayda. İki haftadır flörtlerdi ve açıkçası bu teklif beklenmedikti. Ne Mayda, ne de Buğlem tahmin etmemişti.

"...Sonra işte su silahlarıyla savaş açtık birbirimize... Mayda sen beni dinliyor musun?" Buğlem'in ona seslendiğini bile çok geç farketmişti Mayda. Ne anlattığında dair pek bir fikri olduğu söylenemezdi.

"Ha şey dedem okul çıkışı yanıma gel demişti de onu düşünüyordum kusura bakma lütfen... Gitmem gerek" Buğlem 'in cevabını beklemeden çantasını sırtlayıp sınıftan çıktı Mayda. Buğlem, Mayda'daki değişimin farkındaydı son zamanlarda geçen haftalara nazaran bir durgunluk vardı üzerinde ona attığı trigonometri sorularına bile bakmıyordu böyle birşey olabilir miydi yani? Mayda ders bile dinlemiyordu? Mayda bildiği tanıdığı Mayda ders çalışmayı seven Mayda okulu asan bad girllere dönmüştü.

Gülgüzeli {GxG}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin