ᴄʜᴀᴘᴛᴇʀ²⁰

73 18 60
                                    

Sunoo gerginlikle dersin bitişini beklerken, Jungwon onun hâlini fark etmiş, elini arkadaşının salladığı bacağına koyup durmasını sağlamıştı.

"Tanrı aşkına, sakin olsana biraz! Neden bu kadar gerildin?"

"Bilmiyorum. Hiç iyi hissetmiyorum şu an."

"Gidip bir elini yüzünü yıkamaya ne dersin?"

"İyi olur."

Hocaya âdeta yalvarırcasına bakarak izin alıp çıkmıştı Sunoo dersten.

Cidden hiç iyi hissetmiyordu. Korkuyordu. Riki'ye sonsuz bir güveni vardı olanlara rağmen. Ama gerilmeden edemiyordu. Üstelik dün onu öylece kafede bırakıp okula gelmişti, çok saygısızca bir hareketti yaptığı.

Ellerini lavaboya yaslayıp derin nefesler alırken, bir kaç adım sesi ve ardından arkadaşının rahatlatıcı tebessümünü görmüştü.

"Cadı bu karı. Gidip genlerine, soyağacına falan baktıracağım. Kadına seni merak ettiğimi, iyi olmadığını söylüyorum, 'Gelmeseydi.' diyor. Aman, götüm. Sanki devamsızlık sınırımız çok ya."

Jungwon'ın sinirli tavrına gülerken ona doğru dönmüştü Sunoo.

"Neyse. İyi misin sen?"

"Bilmiyorum. İster istemez acayip gerildim."

"Anlıyorum ama kötü bir şey olmayacak. Güven bana tamam mı?"

"Güveniyorum zaten."

"Bende sana öyle. O yüzden şimdi elini yüzünü yıkıyorsun ve toparlanıyorsun."

Sunoo kafasını sallayıp lavaboya dönerken hafifçe eğilmişti ki, Jungwon'ın "Ha bu arada, sen gittikten sonra Riki mesaj attı sana." demesiyle tekrar doğrulmuş ve aval aval bakınmaya başlamıştı.

"Bakma öyle. Kendine gel bir önce. Ondan sonra da mesajına bak."

Tekrar önüne dönüp elini yüzünü yıkamış, ardından arkadaşının cebine attığı telefonunu alarak Instagram'a girmişti Sunoo.

nikimura
The Becca'nın önünde bekliyor olacağım
Çıkınca gelirsin olur mu

kimsunoo
Tamam

"Daha çok gerilmeye başladım sanırım."

"Ya gerilecek bir şey yok ki! Yemeyecek bu çocuk seni- Gerçi tam yenecek çocuksun da, neyse."

Jungwon'ın göz kırpıp flörtöz şekilde konuşmasıyla Sunoo şaşırıp gülerken, arkadaşının keyfini yerine getirmenin mutluluğunu yaşamıştı Jungwon.

Sunoo, Jake ve Jungwon, birbirleri için çok kıymetlilerdi, birbirlerinin tek bir gözyaşı için herkesi karşılarına alabilecek, birbirlerinin mutluluğu için her şeyi yapabilecek kadar kuvvetliydi aralarındaki sevgi bağı.

𓄷

Gergin adımları sonunda kafenin önünü bulurken, tanıdık bedeni etrafta görememişti Sunoo. Tam cebinden çıkardığı telefonu açacaktı ki, arkasından gelen sesle âdeta sıçramıştı.

"Selam!"

Eli, kalbinin üstünü bulurken derin bir nefes almış, "Tanrı aşkına! Kes şunu, korktum!" diye cırlamıştı.

"Özür dilerim. Korkutmak istememiştim."

"Her neyse, içeri mi geçiyoruz?"

𝐈 𝐃𝐨 𝐍𝐨𝐭 𝐋𝐨𝐯𝐞 𝐘𝐨𝐮| 𝐒𝐔𝐍𝐊İHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin