Omzuma birinin dokunması ile durmak zorunda kaldım. Beni durduran kişi ardaydı.
"Ne oluyor peyda?" Dedi sorgularcasina.
"Arda ben bugün beynimde timör olduğunu öğrendim ve ben bir doktorum bunun sonunu çok iyi biliyorum" gözyaşlarımın arasında derin nefes aldım.
Arda etrafa bakım beni hastaneden çıkardı. Bir süre sonra küçük bir parka gelmiştik.
"Senin için zor durum biliyorum ben her zaman yanında olacağım ama boranın bunu bilmesine hakkı var yenge" dediğinde gözlerimi salıncakta salanan çocuğa çevirdim.
Ben ölecektim ve arkamdan beni çok seven birilerini bırakacaktım. Nenem kahrolacaktı bora bana kızgın olacaktı belki.
Göz yaşlarımı sildim.
"Arda ben buralardan gideceğim" dedim bir anda.
Ardaya baktığımda donmuş bir şekilde bakıyordu. Belkide abisine ikinci kez ayrılığı yaşatacağım için kinlenecekti bana.
"Boraya bunu ikinci kez yapamazsın" dedi arda.
"Biliyorum ama ben öldüğümde daha mı kötü olsun gidicem yıllar sonra unutucak eskisi gibi" dedim burnumu çekerek.
Acı veriyordu banada ondan ayrı kalmak kalbimi ağrıtıyordu onsuz bir hayat istemiyordum bencillik mi yapsaydım.
"Sana diyeceğim tek şey herşeyi kestirip atma iyi düşün peyda" diyip yanımdan kalkıp gitti.
Yanlız kaldım park köşesinde gökyüzüne çevirdim bakışlarımı.
"Allah'ım bana yardım et lütfen" elime göz yaşlarım geliyordu.
Bir süre sonra oturduğum yerden kalktım. Hava soğumuştu zaten. Bir taksi çevirdim evim yanmıştı o yüzden ikinci evim herkesten gizli olan o evime gidicektim.
Çantamdan telefonumun sesiyle açtım. Yabancı bir numaradan mesaj gelmişti.
Açtığımda gördüğüm şeyle başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissetim.
Bu bu nasıl.
Ayten vardı bora yatakta oturur şekildeydi Ayten sarılmış ona oda karşılık veriyordu.
Ellerimin titremesine engel olamadım.
"Ne yapıyorsun sen bora" fısıltı ile çıkmıştı sesim "bişey mi dediniz abla" dedi taksici.
"Y-yok size bişe demedim" sesim titrek çıkmıştı.
Adam kafasını salladı önüme döndü.
Fotoğrafa tekrar tekrar baktım. Bora nasıl sarılırdı ona bunu nasıl yapardı.
Telefonu kapatıp çantama attım. Taksici evin önünde durduğunda ücreti ödeyip hızla evime doğru ilerledim.
Anahtarla kapıyı açıp geri kapatım çantamı yere atıp koltuğa çöktüm.
"Herşey üst üste gelmek zorunda mıydı" diye mırıldandım.
Belki hastalığımı öğrenmeseydim boranın yaninda olacaktım. Benim yerime Ayten değil!
Ayağı kalkıp mutfak dolabının gizli bölgesinde olan içkileri aldım. Bugün içecektim.
Herşeyi unutmam lazımdı en azından bir süreliğine.
İçkileri masaya bırakıp yerdeki çantamı aldım içinden telefonumu çıkarıp ekranı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETEDEKİ AŞK
Novela JuvenilAnnesinin tehtidi ile ayrıldığı sevgilisi yıllar sonra karşılaşır ve tekrar birlikte olmak için çabalayan kızın hayatı