"LAN!" Gözünü açar açmaz karşısında uyuyan bir Altay beklemediğinden çığlığı basmıştı. Altay Kerem'in çığlığıyla yavaş yavaş kendine gelmişti. "ULAN SAPIK! SENİN NE İŞİN VAR BURADA?!"
"Aaa aşk olsun ama.." Altay elini kalbine götürdü, "Hatırlamıyor musun aşkısı?"
Kerem yüzünü buruştururken telaşla ayağa kalktı, yatakta gülen bir Altay görünce sinirleri daha da tepesine çıkıyordu.
"Gitti namus!" Kerem dizlerini dövmeye başlamıştı. Birazdan zılgıt bile çekebilirdi. "Namus gitti!!"
Altay şakaya devam etmemesi gerektiği anladı çünkü Kerem birazdan o'nu çok fena dövebilirdi. O da yataktan kalktı ve Kerem'in karşısına geçti.
"Şaka lan şaka."Kerem'in tüm telaşı gitti ve Altay'a bu şakadan hoşlanmadığını gösteren bir bakış attı, Altay'sa hala gülümsemeye devam ediyordu."Dün tek başına bırakmaya gönlüm el vermedi, sende ısrar edince kaldım. İyilikte yaramıyor." Altay Kerem'in önünden geçti ve odadan çıktı, salona doğru yürümeye başlamıştı. Kerem arkasından şaşkın şaşkın baktıktan sonra peşinden gitti.
"İyi sağolasın yeğen, şimdi çık evden!"
Kerem uzun bedenin arkasından bağırırken Altay o'nu hiç takmayıp salona varmıştı. Kendisini koltuğa bıraktı ve bu eve ikinci kez gelmesine rağmen kendi eviymiş gibi elini kumandaya attı. "La hödük!"Kerem koltukta oturan adamın önünde durdu, Altay o'na baktıktan sonra tekrardan televizyona döndü. Müge anlı başlamıştı ancak Kerem'in gövdesi yüzünden televizyonu yarım yamalak görüyordu. "Kerem çık önümden."
"Sende evimden çık o zaman! Git kendi evinde izle!" Altay kumandayı kapattı, Kerem'le uğraşası şuanlık yoktu. Aklında yankılanan isimle yine sinirlenmiş, Kerem'in neden böyle hareket ettiğine dair tahminler yürütür gibiydi.
"Niye? Ege mi gelecek?" Ses tonu çok soğuk bir şekilde çıkmıştı, Kerem'in kaşları bu sefer çatılmak yerine havaya kalkmıştı.
"Ege ne alaka amına koyayım?" Altay alayla güldü ve elini göğsünde birleştirdi.
"Seviyorsun sen bence o çocuğu ya."Sesinde belli olan bir alay vardı, Kerem de tıpkı karşısındaki beden gibi alayla gülümsedi. Şu anda birbirlerine aşk dolu gözlerle bakmalılardı ancak ikili gerçeği gözlerine yansıtma konusunda oldukça inatçıydı.
"Seviyorum lan var mı?! Sana ne oluyor seviyorsam?! Sen neden karışıyorsun bana Altay?"
"Seviyorum ulan seni çünkü!" Etraftaki öfke gitmiş, az önce bağırışmaların olduğu oda sessizliğe gömülmüştü. "Tamam, anladım Kerem beni artık sevmiyorsun. Ama başkasını da sevme Kerem, sevme başkasını. Ha oldu da birinden nefret mi edeceksin? Benden et Kerem! Ben senin sevgisizliğine de razıyım, ben senin öfkene de razıyım Kerem! Yeter ki başkasını sevme! Ben seviyorum ulan çünkü seni!"
Kerem aldığı itirafla yüzündeki mimikler önce şaşkınlıkla kasılmıştı, sonra daha kendisini tutamadan gülümsemişti. Bu öncekilere göre bir gülümseme değildi, bu Altay'a hiç bahş etmediği bir gülümsemeydi. Ne bir alay vardı ne de bir öfke, gözlerinin söyleyemediğini tebessümü belli etmişti. Kerem şuan kalbinin çarpışını inkar edemeyecekti, karşısındaki adam o'nu o kadar depresyona sokmuştu ama o'na kızgın kalmayı becerememişti.
"Altay-" Dudaklarına kapan dudaklarla artık dayanacak gücü kalmamıştı, boşluğa düşer gibi olacaktı ama Altay düşmesine izin vermeden belinden tutup dudaklarına masum ama uzun bir öpücük bırakmaya devam etmişti. Hem dudaklarında hem de belinde Altay'ın bıraktığı his zihnine etki ederken, Halil'in bahs ettiği aşk sarhoşluğunun artık ne olduğunu anlamaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
At gibi giden it gibi döner ¦¦Alker
FanficKerem'i sırf çirkin diye red eden Altay şimdi pişmandı. Çift(ler) -Alker -Arfer -Baism -Miha-Mert -Volkan-Emre -Alioski-Emre mor -Yunus-Halil -Ozan-mesut