4.

74 9 3
                                    

Elimdeki boya kutusunu yere bıraktığımda anahtarla kapıyı açtım.

Anna anahtarını bana vermişti.

Boya kutusunu tekrar elime alıp içeri girdim ve kapıyı kapadım.

Elimdeki boyayla salona ilerlerken burnuma aniden dolan kokuyla Yüzümü buruşturdum.

Tanıdık bir kokuydu ama tam çıkaramamıştım.

Salona girdiğimde arkası dönük Anna ile şaşırdım. Geç geleceğini söylemişti.

"Hani geç gelecektin?" Bozuk Portekizcem ile bana döndü. Kaşlarım çatıldı.

"Gökçe?" O da hayretle gerçek olup olmadığımı anlamaya çalıştı.

"Sen niye geldin?" Göz devirmemek için kendimi tuttum. İki doğru konuşalım deyince benimle böyle konuşuyordu.

"Anna çağırdı, ondan." Kaşları çatıldı.

"Anna beni çağırdı." Ofladığımda elimdeki boyayı yere bırakıp cevapladım;

"Demekki ikimizi de çağırmış." Elini şaşırmış gibi ağzına götürdü.

"Hadi canım? Hiç düşünmemiştim. Nasıl böyle bir şey yaşanır?" Göz devirdim.

Gelen yoğun koku ile tekrar yüzümü buruşturdum. Bu koku Gökçe'nin evine girdiğimde de çok dikkatimi çekmişti, veteriner kliniğine girdiğimde de aynı koku vardı.

Anna'nın evi 2 kez böyle kokmuştu. Gökçe'nin olduğu zamanlar yani.

"Sen niye geldin?" Omuz silkti.

"Anna çağırdı." Omuzlarımı düşürdüğümde etrafı inceledim.

Temizlik yapılmaya başlamıştı.

"Onu biliyoruz heralde. Ne için çağırdı?" Sinirle bana döndü.

"Hani sadece senin arkadaşın değil ya. Beni de evine boya yapmam için yardıma çağırabiliyor. Hatırlatayım." Göz devirdim.

"İyi. Git şimdi. Ben yaparım gerek yok sana." Gözlerini kocaman açtı.

"Ben mi gideyim? Asıl sen git be! Boya yapmak için iki saattir boyaları sulandırıyorum ben." Ofladığımda Gökçe'ye baktım.

"Bence biz Anna ile arkadaşlığı keselim. Sırf onun yüzünden birbirimizi görüyoruz." Göz devirdi.

"Sen kes. Benim psikolojik sorunlarım daha bitmedi." Umursamaz bir tavırla boyanın kapağını açtım ve yerdeki sürahiyi alıp boyayı sulandırdım.

"Anna ne zaman gelecek biliyor musun?" Merdiveni kuvaklayıp bir tarafa taşırken dudak büktü.

"O bugün akıl hastanesini ziyarete gitti. Saat 12-1 gibi anca gelir." Başımı salladım.

Saat akşam 8'di. Ben gece 12'ye kadar bu kızla durmazdım.

"Senide yanında götürseydi gitmişken. Akıl hastanesinde senin kafanda insanlar bulurd-" aniden önüme geçip tek eliyle boğazımı sıkması ile nefesim kesildi. Dolayısıyla cümlemide tamamlayamadım.

Cidden sert sıkıyordu. Ama öldürmek için yaptığını sanmıyordum.

"Bir daha akıl hastanesine git, delisin, şizofren misin gibi kelimeler kullan..." Duraksayıp etrafı inceledi. Hızla gözlerimizi birleştirdi.

"Elimi değil şu vidaları dayarım boğazına." Daha da sıkmasıyla boğazım şiddetli bir şekilde ağrıdı.

Yutkunmaya çalıştığımda yutkunamadığımı fark edince kolunu sıkıca tutup hızla boğazımdan çektim.

Halüsinasyon| Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin