16.Bölüm

1K 95 125
                                    

Yazar tatile çıkıyor *-* Üzgünüm arkadaşlar bir ay kadar yeni bölüm gelmeyebilir.

-Lucy-

Tuhaf bir şekilde sabah güneş ışıkları yerine yere düşmem ile kalktım.

''Agh'' etrafıma baktım güneş ışıkları çok az yatağıma yaklaşmıştı. Baykuşun sesi ile kuşların cıvıltısı birbirine karışıyordu. Anlaşılan sabahın erken saattleriydi. Çekmeceden destek aldım ve ayağa kalktım bir iki sendeleme sonucu ayakta durdum başım çatlıyordu... Yatağa baktım Natsu... Aklıma aldığım ilk öpücüğüm gelince istemsizce kızardım. Natsu gözünü açtı ve bana baktı.

''İ-iyi misin neden kızardın ne oldu ne ara kalktın daha erken değil mi?'' Soruları tek nefeste sormuştu ve hemen kalkıp yanıma geldi elini anlıma koydu.

''Hasta mısın acaba?'' hapşurdum.

''Evet hastasın yatağa yat'' istemsizce yatağa yatacakken üzerimdeki elbiseyi fark ettim.

''İlk elbisemi değiştirmeliyim''

''Tamam bende değiştiriyim birazdan geliyorum'' Natsu odadan çıktı hemen dolabın önüne geçtim ve pijamı aldım. Elbisemi çıkardım ve özenle dolaba koydum pijamamı giydim ve yatağa uzandım.Kapı tıklandı ve içeri Natsu girdi pijamalarla...

Hemen yanıma oturdu elini anlıma koydu.

''Kızım cayır cayır yanıyorsun az önce bu kadar değildi'' üzerimdeki pikeyi kenara attı.

''Ama üşüyorum''
''Yanıyorsun soğuk bir duşa gir''

''Gerek yok''

''İstersen ben sokabilirim'' dedi yarım ağız bir gülümseme ile hemen ayağa kalktım daha fazla kızarmıştım.

''Ben girerim'' hemen banyoya ilerledim ve içeri geçip ne zaman aldığımı bilmediğim nefesimi verdim ve duşa girdim.

-Natsu-

Su sesini duyunca ayağa kalktım ve kapının önüne çıktım.

''Hey Hizmetçi!'' hemen yanıma gelen hizmetçiye baktım.

''Bana soğuk bir bez getirin''

''Peki prensim...'' yanımdan hızlıca ayrılan hizmetçiye baktım odaya geri girdim ve yatağa oturdum. Şimdi sadece Lucy'nin duştan çıkması kalmıştı.

-Lisanna-(Y.N: Yazar bu kısmı yazmak istemiyor >-< ama zorunda Y-Y)

Adının Gray olduğunu öğrendiğim çocuk beni bir odaya getirdi. Çift kişilik bir yatak ve dolap vardı bir tane de oda sanırım orası banyo.

''Şurası banyo dolapta temiz kıyafetler var bir şey olursa kapının önünde hizmetçiler var eğer işler umduğumuz gibi giderse en geç bir haftaya evine dönersin''

''Eğer işler umduğumuz gibi gitmezse?'' dedim soru sorar bir ses ile.

''Öldürülürsün'' dedi Gray soğukkanlılık ile.

''Bak ben sana sadece Lucy istedi diye yardım ediyorum yoksa etmem sakın Natsu-kun veya Lucye bulaşmaya çalışma'' diye bir öneride bulundu ve odadan çıkıp gitti bu da ne demekti şimdi? Neden ben o sakura kafalıya bulaşacakmışım ki? Beni öldürmeye çalışan bir adama aslında hak etmiştim kurtulmam mucizeydi aileme çok büyük ihanet etmiştim hatırı sayılır derecede şuan babam yok demeliyim sanırım anne ve kız aile oluşturabilir mi ki? Ama daha annesi kabul etmiyor... Sanırım kendime iş bulmalıyım bu arada o sakura kafalı çok şanslı yanındaki kız her gün birini öldürebiliyor bol bol parası var oh valla.

(Y.N: Yazar burada 10 dakika Lisannaya kızdı kendini beğenmiş kız...)

Bir süre sonra sıkılmıştım ve sakura kafalıdan başka düşünecek konum kalmamıştı. Sanırım yeşil gözlü ama yeşilin apayrı bir tonu... Çok yakışıklı bir çocuk.

'sakın Natsu-kun veya Lucye bulaşmaya çalışma' Aklımda Gray'in sesi yankılanınca titredim belki de hava almalıydım...Penceriyi açsam bile bir miktari var. Kapıya doğru ilerledim ve kapıyı açtım.

''Bir yere mi bakmıştınız hanımefendi?'' yandaki hizmetçiye baktım.

''Bahçeye gitmek istemiştim.''

''Bahçeye çıkma izniniz var mı?''

''Hayır...''

''Gray-kundan izin almalısınız. Gray-kunun odası üçüncü sağdan ikinci kapı''

''Teşekkürler'' haklıydı yürümeye başladım üst kata çıkarken bir hizmetçi ile çarpıştım elindeki bezi yere düşürdü ve bana kötücül bakışlardan attı.

''Üzgünüm...'' dedim üzgün bir sesle.

''Üzgün olmanız bezi geri getirmeyecek hanım efendi artık Natsu-sana ne demeliyim bilmiyorum.''
''Natsu-san ne alaka ki? Hasta mı?'' Eğer hastaysa onunla seve seve ilgilenebilirdim.

(Y.N: Sonra yazar neden Lisannadan nefret ediyor Natsu öldürmeden ben öldürmeliyim *-* tamam sapıttım sanırım -.-)

''Birincisi Prensim iyi şükürler olsun bu Lucy-san'a ve bu sizi ilgilendirmiyor'' yerdeki bezi aldı ve muhtemelen mutfağa ilerledi. Hemen üst kata çıktım ve duyduğum ses ile o tarafa ilerledim.

''Lucy tamam üzerindekileri çıkar sonra pikeye gir''
''Niye üzerimdekileri çıkarıyorum?''
''Bunu demekten bıktım güzelim ateşin düşsün diye'' güzelim güzelim güzelim... O sesin bana güzelim demesini o kadar isterdim ki...

(Y.N: Bende seni öldürmeyi o kadar çok isterdim ki...)

-Hayaller-

''Lisanna güzelim benim prensesim ve hayatımın aşkı olur musun?''

''Tabi ki de olurum''

-

Hayallerime dalmışken bir iki adım geri gittim ve vazoya çarptım.

''Kim var orada?'' Natsu hemen kapıya yaklaştı ve dışarı çıktı.

''Sen ne yapıyorsun burada?! Görevliler nerede?!'' Hemen saygı duruşunda durdum.

''G-gray-kun'a bakmaya gidiyordum... Görevliler hakkında bir şey bilmiyorum'' Lucy arkadan üzerinde sadece pike ile çıktı.

''Natsu...'' Sakura kafalım hemen Lucy'e baktı. Biraz birbirlerine baktıktan sonra sakura kafalım bana döndü.

''Seni gözüm görmesin yoksa bitersin'' Bunları söylerken bana çok yaklaşmıştı aramızda sadece bir milim kalmıştı. Kızarmıştım sonu ne olursa olsun onu öpmeliydim...

-----------------------------------------

İlk olarak Lisannaya ben kızmak istiyorum.

Ulan Lisanna sen anime de de manga da daaa her yerde şu NALU'yu katletmeyi kes!! Seni koruma altına falan almıyor ve okuyuculara havale ediyorum...

PRENS VE PRENSES FAİRY TAİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin